Nasıl bakıyordum bilmiyorum ama, saatlerdir oturmuş onu izliyorum. O gerçekten büyüleyici bir güzelliğe sahip. Nasıl bu kadar güzel olabilir ki?
Dolgun dudakları, büyük gözleri, minik burnu ile büyüleyici gözüküyor. Mor olan saçları büyüleyici yüzüne ayrı bir hava katmış.
Mor? En sevdiğim renk olduğu için mi ona çok yakıştırdım yoksa o gerçekten çok güzel olduğu için mi? İçimden bir ses ikinci seçeneğin daha olası olduğunu söyledi.
Ona karşı nasıl davranmalıyım? Kaba mı yoksa kibar ya da nazik mi?
Oturduğu tekli koltuğa iyice sinmiş utanarak bana bakıyordu. Ah, utanırken bile nasıl bu kadar şirin gözükebilir ki?
"Benim de adım Taehyung, Seokjin. Ama sen bana Taetae diyebilirsin." Dediğimde dudakları şaşkınlıkla 'o' şeklini aldı. Onu kucağıma alarak görevli kadının odasına doğru yürümeye başladım. O gerçekten çok sevimliydi o an o kadar şirin gözüktü ki, ısırmamak için zor tuttum kendimi. Kapıyı çalıp araladığımda kadın" buyurun "diyerek içeri çağırdı. İçeri geçtiğimde kadın bana kedicikler ile ilgili bilgi vermeye başladı.
" kedi çocuğunuz şu an üç yaşında bay kim." Bunun haricinde onun hakkında bana bir çok bilgi verdi ve belgeleri imzalamam için önüme uzattı. Tamamını okuduktan sonra imzalayıp geri uzattım ve odadan çıktım.
Kapının önünde beni bekleyen seokjin'in önüne eğilip onu kucakladım." beyi çahipleydiy mi taetae?" tanrım! O çok şirin! "evet seni sahiplendim seokjinie. Artık benimsin" dememle gülümsemiş ve teşekkür etmişti.
Ardından "çeyi çeviyoyum taetae" demesiyle bende gülümsemiştim. ...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
