5.1

146K 10.6K 1.1K
                                    

Yaşlı Amca - Yakamoz Güzeli

"Giray?" Diye seslendim koltukta uyuklayan Giray'a. "Hıı?" Sesi fazla uykulu çıkmıştı ve bu, bende tatlılığına gülme isteği uyandırmıştı. "Uyuyor musun?" Bana arkasını dönerken homurdandı. "Yok halay çekiyorum."

Gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım. Sırf şu uykulu sesi duymak için bile sabaha kadar konuşturabilirdim. Tabii sinirlenip beni evden kovmayacağının garantisi varsa.

"Giray." Diye seslendim bir kez daha. "Ne?" Gözlerimi kıstım. Odun. Tabii benden âlâ olmasın da. "Uyuma, kalk konuşalım."

"Merve git zıbar." Ayı yemin ediyorum ya. Bundan daha kibar 'iyi geceler' denemezdi.

Oturduğum yerden kalkıp yattığı koltuğun yanına gittim ve önünde diz çöktüm. Sırtı bana dönüktü. "Uyumak istemiyorum." Diye mırıldandım dirseğimi koltuğun ondan boş kalan kısmına yaslayıp, çenemide elime yaslarken. Aslında saat gece bire geliyordu. Uykum vardı fakat yarın gideceğim için onunla zaman geçirmek istiyordum. Uykusu olmasa onunda uyumayacağını biliyordum da işte...

"O zaman ses çıkarma." Uykuluyken çok sinirli olduğunun farkında mıydı?

Boştaki elimin işaret parmağımı sırtında gezdirirken sıkıntıyla nefesimi dışarı üfledim. Kendi kendime mal mal şekiller çizip sırıtırken, onun ve benim adımı yazıp arasına kalp koydum. Tabii görünmüyordu ama bence yazılıydı. Hayali olarak. "Merve.." Diye sızlandı uykulu haliyle. "Uyuyamıyorum."

"Ya uyuma zaten." Hafifçe bana döndüğünde kolum koltuktan düştü. "Ne istiyorsun başımın belası?"

Gözlerini hâlâ açmamıştı. Elimi alnına düşen saç tutamlarını götürüp bu kez onlarla oynamaya başladım. Hafif çatılan kaşları düzelirken sırıttım. Saçlarıyla oynanmasını sevdiğini biliyordum. Ölmeden önce her gece kardeşinin saçlarıyla oynadığını söylemişti. Kardeşini çok özlüyordu, bunu her ondan konu açıldığında dolan gözlerinden anlıyordum.

Giray, benim gözümde diğer hiçbir erkek gibi değildi. Çok hassas bir kalbi vardı. Ki bu erkeklerde en az rastlanan bir şeydi. Onun yüzünden canımın yanmış olması düşüncesi bile onu ağlatmaya yetmişti. Belki bazı şeylerde böyle değildi ama annesi ve bana ayrı bir önem verdiğinin farkındaydım.

Elimi çektiğimde homurdandı. "Seni rahat bırakacağım ama kafanı kaldır biraz." Söylediğimi ikiletmeden hafifçe doğrulduğunda başını yasladığı yastığı alıp oraya oturdum. Yastığı kucağıma koyup Giray'ın uzanmasını bekledim. Çok geçmeden kafasını yastığa bıraktığında gözleri yine kapalıydı. Dün gece geç uyumuştuk. Bugün erkenden kalkıp okula gitmişti ve geldiğinde dışarı çıkmış ve kumların üzerinde mükemmel(!) bir piknik yapmıştı. Eve geri geldiğimizde dersin başına oturmuştu ve nereseyse on ikiye kadar hiç kalkmamıştı. Uyumak istemesi normaldi yani.

"Gitmek istemiyorum." Diye mırıldandım birden. Birkaç günde Giray'a çok alışmıştım. Mesajlaşırken yokluğunu pek hissetmiyordum çünkü zaten daha önceden görmemiştim onu. Bir haftadan fazla süredir neredeyse her gün birlikteydik ve şimdi gidip iki aya yakın bir süre göremeyecek olmak üzüyordu. Yan yana gelince fark ediyordum, aslında ona ihtiyacım olduğunu. Çünkü dediği gibi ondan başka kimsem yoktu.

"Gitmeni istemiyorum." Diye mırıldandı oda elimi alıp saçının üzerine koyarken. İstediği hemen anlayıp saçlarıyla oynamaya başladım. Saçları yumuşacıktı. Gitmeden önce banyoya girip şampuanının markasına bakma fikrini aklımın bir köşesine kazındım. Odasına girip parfümüne de bakabilirdim. Benden güzel kokuyordu pislik.

"Biliyorsun hemen yarın evlenirsek sonsuza kadar burada kalabilirsin." Hafifçe güldüm. "Evlenme fikrinden hiç vazgeçmeyeceksin değil mi?"

"Ben bir kere o sözü aldım. Evlenene kadar salmam seni." Hafifçe gülümsedi. "Bak ne fark ettim. Aslında evlendikten sonra istesemde salamam." Gülerek gözlerimi devirdim. "Neyse şimdi sus ve saçlarımla oyna da uyuyayım."

O böyle deyince insanın daha da konuşası geliyordu ama. Dudaklarımı büzüp hafifçe saçlarını koklamak için eğildiğimde o da benden tarafa döndüğünden yüzü dibime kadar girmişti. Tabii gözleri kapalı olduğu için o bunu fark etmiyordu. Saçlarını koklayıp dudaklarımı saçıyla alnının kesiştiği yere bastırdım. Çok fazla tutmadan geri çekildiğimde gözlerini açmış olduğunu gördüm.

"Neden uykumu kaçıracak şeyler yapıyorsun?" Diye söylendi bana sırtını dönerken. Gözlerimi devirdim. Senin başını dizlerime, sen bana sırtını çevir diye koymadım çocuk.

Sonunda uykusunu bölmekten vazgeçip sadece saçlarıyla oynamaya başladım. Parmaklarımı içine geçirmiş bazen okşuyordum bazen diğer elimle dağıtıyordum. Ama eğleniyordum.

Bütün gece sabaha yakın bir saate kadar onun saçlarıyla oynayıp, onu izlerken vakit öldürmenin sonunda koltuğa başımı yaslayıp gözlerimi kapattım ve o rahatsız pozisyonda uyumaya çalıştım. Uykusuzluktan yanan gözlerim hızla kendini uykuya teslim ederken, elim hâlâ saçlarında ve başı hâlâ dizlerimdeydi.

ARIZA | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin