1.3

184K 11.8K 6.9K
                                    

Duman - Dibine Kadar

Bakışlarımı yerden kaldırdığımda ancak bizi izleyen kalabalığı fark edebilmiştim. Herkesi buraya toplayacak kadar büyük bir kavga olduğunu yeni fark ediyordum. Az önce en yakın arkadaşımı kaybetmiştim. Kırgın olduğum gerçeğini söyledikleri 'ya doğruysa' diyerek geri plana atıyordum. Kendimden önce başkalarını düşünme huyumdan kurtulamıyordum. "Dağılın lan! Tamam bitti işte eğlenceniz ne dikiliyorsunuz hâlâ!" Yağız'ın sesini duymamla kafamı kaldırdım. Yanıma doğru gelirkrn millete öfkeyle bakıyordu.

Onun bağırmasıyla çoğunluk masalarına dağılırken ben hâlâ olduğum yerde dikiliyordum. İçten içe sarsılmıştım ancak bunu dışarıya yansıtmamakta ustaydım. "Sen iyi misin?" Diye sordu ellerini omzuma yerleştirip hafiften eğilirken. Yüzüme samimi bir gülümseme kondurdum. "İyiyim canım neden olmayayım? O kızın arkasından üzüleceğimi falan düşünmüyorsun herhalde?"

Gözlerini kısarak bakışlarını yüzümde gezdirdi. "O gülümseyişle herkesi kandırabilirsin ama o bakışlarla beni kandıramazsın." Sıkıntıyla nefesimi içeri çekip, geri adım atarak ondan kurtuldum. "Senin Ezgi'nin yanında olman gerekmiyor mu? Gitsene yanına." Ellerini cebine sokup omuz silkti. "Sevdiğim kızın en yakın arkadaşını herkesin içinde rencide edecek kadar, kötü birisi olduğunu yeni fark ettiğim için büyük bir yıkıklık yaşıyorum."

"Boş ver dediklerini hak ediyorum. Sen git yanına, zaten pas vermiyor sana iyice sorun oluşmasın aranızda."

"Hayır hak etmiyorsun." Şaşkınlıkla bakakaldım. Beni tanımıyordu, nasıl bu kadar kendinden emin fikir üretebiliyordu? "Bak bu zamana kadar uzaktan onu izlerken, seni de gözlemlemiş oluyordum ister istemez. Ve sen onun söylediklerinin zerresini hakketmiyorsun." Gülümseyerek omuz silktim. "Onu takan kim?" Şimdi yıkılmadım ayaktayım duruşu göstersem de, akşam eve gittiğimde bütün gece Ezgi'nin söylediklerini düşüneceğimi biliyordum. Ama bunu bir başkasının bilmesine ne gerek vardı?

"Pekâlâ inanmış gibi yapacağım."

"Gibi yapma inan." Başını salladı fakat inanmamıştı emindim. "Neyse sonra görüşürüz. Derse yetişmem gerek." Diyerek yanından ayrıldıktan sonra gülüşümü yüzümden sildim.

***

Boş boş yatağıma uzanmış bugünkü olanları düşünürken, kulaklığımda herhangi bir şarkı çalıyordu fakat kafam o kadar doluydu ki hangi şarkı olduğunu fark edemiyordum. Yağız'ın yanından ayrıldıktan sonra sınıfa girerken Ezgi'den özür dileyeceğim diyordum. Biliyordum kırgındım, dediği hiçbir şeyi hakketmiyordum ama bir anlık sinirle söyledi, hakkımda böyle düşünmüyor diyerek kendimi kandırmalarım ondan özür dilemek istememe sebep oluyordu. Fakat sınıfa girer girmez çantamı ve içindeki kitapları yerde bulmam ve Ezgi'nin beni yanından postaladığını söylemesi öyle sinirime dokunmuştu ki. O an anlamıştım dediklerinde gerçekten ciddi olduğunu.

'Senin dışın gibi kalbinde çirkin!'

Yatağımdan kalkıp odamın içerisindeki boy aynamın önüne geçtim. Daha birkaç gün önce güzel olduğumu yüzüme yüzüme vururken, bugün tam tersini yapmıştı. Aynadan bakınırken, kendimde neyi beğenmiyorum diye düşündüm en başta. Ve garip gelecek ama o an yüzümde beğenmediğim hiçbir şey yok gibi gelmişti. Beyza bir tenim, orta dolgunlukta dudaklarım, mavi gözlerim, düzgün bir burnum ve şekilli kaşlarım... Gerçekten kendime neden bu eziyeti ediyordum ki? Hayatımda sayılı kez kendimi güzel bulduğum anlardan birisindeydim.

O cesaretle telefonumdan Instagram'a girdim ve fake hesabımdan çıkış yaparak, aylar önce dondurduğum kişiselimi açtım. Takipçi sayım dört yüzlerdeydi. Gizliliği kaldırarak galerime girdim ve paylaşabileceğim bir fotoğraf bulup yükledim.

ARIZA | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin