Ancak Jungkook, Jimin'in de artık kendisini fark ettiğini anladı. Karşısında ona bu şekilde bakarken patronu CEO Jeon Jungkook'u değil, alfa Jungkook'u gördüğünü, hatta onu arzuladığı çok net söyleyebilirdi. Bu konuda o kadar deneyimliydi ki, asistanının bakışlarından geçen açlığı, arzuyu görmemesi imkansızdı.

Ama imkansız olan bir diğer şey ise Jimin'e asla dokunamayacak olması idi. Onunla çalışırken tüm Jeon Holding kurallarına aykırı olurdu.

Jimin'le alay etmek isterdi ancak omegayı utandırmak istemediğinden onun bu halini görmezden geldi ve yatağına ilerledi. Tekrar çarşafların arasına kıvırılırken "Bugün çok iyi değilim, o yüzden görüşmeleri ileri tarihe ertele. Acil olanları yarına al. İşini bitirdikten sonra sen de evine gidebilirsin" dedi.

Minik omega patronunu dinlerken çoktan telefonunu çıkarmış temizlik ekibini iptal ediyordu, sonra Jimin başını yana eğdi ve hasta adamın haline baktı. Koluyla gözlerini kapatmış, çarşafı gövdesine bile çekememişti. Yorgunluk ve bitkinlik tüm çehresine yansımışken, alfasının yeniden iyi hissetmesi için çabalaması gerektiğini hissetti. Omegasını içini tırmalaya başlamış, alfaya uzanıp onu iyileştirmek, kokusuna bulayıp rahatlatmak istedi.

"Aile doktorunuza haber verdikten sonra gidebilirim sajannim" dedi. Adamın bu şekilde acı çekmesine razı olamazdı.

"Hayır, sakın" diye uzandığı yerden fırladı Jungkook. Jimin'in elinde asılı kalan telefonu çekti aldı. "Doktor falan olmaz" dedi alfa panikle.

"Nasıl, neden?" diyerek cevap verdi Jimin.

"Doktorun öğrenmesi demek annemin öğrenmesi demek... Annem öğrenirse panikler, endişelenir ve gereksiz yere 3 gün boyunca hastanede kalırım. Olmaz doktor, falan istemiyorum."

Jimin'in anlamlandırmadığını gören Jungkook, yatağına oturdu ve açıkladı. " Alfaların ateşlenip hastalanması çok nadirdir. Çocukken sadece birkaç kez hastalanmama rağmen annem endişeden çıldırır ve mutlaka beni günlerce hastanede tutardı. Durumum doktora ihtiyacım olacak kadar kötü değil." Bakışlarını kaldırdı ve asistanına baktı. Minik olanın beden dili ne kadar endişeli olduğuna kanıttı. Kurumuş dudakları gülümsemeyle gerildi ve omegayı teselli etme ihtiyacı hissetti. "Endişe etmene gerek yok, sadece bugün dinlensem yeter."

Jimin de tebessüm etti. "Peki, en azından siz dinlenirken ben de size yiyecek bir şeyler getireyim. Sonra da ilaç alıp uyumaya devam edersiniz."

Jeon Jungkook asistanının dedikleriyle tarifsiz bir mutluluk duydu. Beni önemsiyor, beni düşünüyor.

İçindeki alfa, omegasının bu şefkatli tavrına karşılık olarak çıkıp ulumak, ona sürtünerek karşılık vermek istedi. Ancak Jungkook'un tek yapabildiği başıyla onaylamak oldu.

"Gangnam'daki otelimin yöneticisini ara, onlardan bir şeyler göndermelerini iste" dedi ve yeniden yatağına uzandı.

                Minik omega adamı dinlenmesi için yalnız bıraktı. Önce mutfağa gitti, otelden sipariş vermeyi hiç düşünmedi bile. Hasta alfasına o göz kulak olmalıydı, o ilgilenmeliydi. Dolaba yöneldi, ona annesinin tarifindeki çorba ve lapadan yapmaya karar verdi. Jimin hastalandığında annesinin hazırladığı bu ikili hemen onu iyileştirirdi. Malzemeleri hazırladı ve 2 tencere yemeği ocakta pişmeye bıraktı.

Yemekler pişerken tableti açtı ve günün programlarını düzenlemeye başladı, gerekli mailleri iletti. Gelen mailleri cevapladı, CEO'nun incelemek için istediği anlaşma metinlerini gözden geçirdi. Jeon Jungkook'un neler istediğini neler istemediğini çok iyi biliyordu. En azından bunları yaparak bir kısım yükünü hafifletmeye çalıştı.

ONE HUG ONE OMEGA (Jikook/kookmin)Where stories live. Discover now