1. BÖLÜM BİLEKLİK

932 35 3
                                    

UMARIM OKUYUP BEĞENİRSİNİZ. AYRICA HATALAR İÇİN ŞİMDİDEN ÖZÜR DİLERİM.

JACOB'dan;

Akşam devriyesinden geldim. Çok yorgun bir halde kendimi yatağa attım. Onu çok özlemişti. Bakışlarını,yüzünü en önemlisi de kokusunu.....

Gözlerimi kapatmıştım ki birden bire bir çığlık duydum. Evet bu renesmee'ydi. Yataktan fırladığım gibi renesmee'nin yanına gittim. Çok korkmuştu, ona sıkıca sarıldım. Kendine gelmesini bekledim o ara kapıda Edward ve bella'yı gördüm. Onlar bana biz ilgileniriz demişlerdi ama ben izin vermedim. Onlar odalarına giderken bende renesmee'nin yanına uzandım. Çok sıkı bir uykuya dalmıştım ki sesler duymaya başladım. Gözlerimi açmaya çalıştım fakat yorgunluktan sadece yarısı açılmıştı. Onu gördüm hayatımın anlamı, hayata bağlılığım bir şeyler arıyordu.

"Renesmee ne arıyorsun?" Dedim uykulu bir ses tonuyla.

"Seni uyandırdığım için üzgünüm

Jake, bilekliğimi arıyordum da."

Demişti üzgün bir şekilde

"Hangi bileklik acaba, aradığına göre önemli olmalı, istersen aramana yardım edebilirim" dedim meraklı bir
ses tonuyla.

"Jake bunu nasıl söylerim ama senin
bana hediye ettiğin bileklik"

"Onu hala saklıyor muydun?" dedim çünkü çok şaşırmıştım. Onu bir süre taktıktan sonra kullanmaz diye
düşünmüştüm ama yanılmışım. AMAN TANRIM!!!!!

"Jake öyle aval aval bakmaya devam
mı edeceksin ya da yanıma gelip

arayacak mısın?" dedi, bende ona

"Tabi ki de" dedim ve ona yardım
etmek için harekete geçtim.

Onun yanında aramaya başladım ve birlikte kitapları, DVD'leri boşalttık her taraf berbat olmuştu. Bella görseydi acaba yanlış anlar mıydı? Yoksa hiç tepki vermez miydi? Bilmiyordum.
Birden kenarda kırmızı bir şey fark
ettim ona uzandım ama tam alacakken onun elide hızlıca almaya çalışarak
bilekliğe uzandı. Ellerimiz birbirine değerken hissettiğim duygu bambaşkaydı. Peki o da hissetmişmiydi?

Bir an gözlerimiz birbirine baktı ve ellerini ellerimden çekip tam kalkmaya çalışırken ayağı DVD'lere takılıp üstüme daha doğrusu kucağıma düştü. Dudak dudağa gelmiştik. O da neydi, kalp atışları çok kuvvetliydi. Sanki yerinden çıkacakmış gibiydi. Sonra kapıda bir tıklama duydum. AH!!!!!!! Edward bize çok kızgın halde bakıyordu ki , bizi yanlış anlamıştı. Gerçi bizde doğru düzgün durmuyorduk. Edward'a döndüm ve

"Edward bak-" sözümü kesti

"Sen ne yapmaya çalışıyorsun. Bu- bu- burada neler oluyor." Çok sinirliydi.

"Edward biz yanlış anladın bırak da anlatayım." Edward söylediklerime daha çok sinirlenmişti.

"Jacob sana güvenmiştim ama güvenimi boşa çıkardın. Lütfen git! Renesmee sende cezalısın odandan dışarı çıkmayacak, Jacob'la bir süre görüşmeyeceksin."deyip odayı terk etti. Çok sinirlenmiştim bu da neydi şimdi? Renesmee'ye baktım o da babasına çok sinirlenmişti, kendini tutamadı ve gözyaşları akmaya başladı. Onun canı yandığında benimkisi iki kat yanıyordu. Ona doğru kaydım ve elimi yüzüne değdirdim, gözyaşlarını sildim. Ona dokunmak sanki biri beni uçurumdan aşağı atmış gibi çok kötü oldum. Sonra ona

"Sakın üzülme Nessie" dedim sesim kısılmıştı ve yüzünden elimi çektim. Ona seni seviyorum demek geldi içimden ama bu daha çok erkendi. Camdan dışarı atladım ve koşmaya başladım.


FOREVER TWİLİGHTWhere stories live. Discover now