Canımın İçi

En başından başla
                                    

" Nereye gidiyoruz Buğra. "

" Soru sormak yok hadi, gidince görürsün. Hem ben sözümü tutmak için çabalıyorum sen şuan beni meşgul ediyorsun. "

" Çok komik ya. Hadi o zaman gidelim. Gidelimde doktordan izin almam lazım. "

" Ne izni be 3 dakika daha durursak zaten görevliler çıkaracak bizi. Hahah"

" Nasıl yani anlamadım."

" Çıkışını yaptım. Doktorla konuştuk hallettik."

" Çay almaya gitmiştin doğru ya."

" Asmasana suratını gülüşünü sevdiğim. Öyle geçerken konuşmak istedim. Olaylar öyle gelişti."

" Kesinlikle öyle olmuştur."

" Ama bak çabamdan ediyorsun. "

" Hadi gidelim aman çabana birşeyler olmadan gidelimde sözünü tut bari. "

" Ne gıcık bir gelinciksin sen ya. Lafta atmadan duramazsın zaten. "

" Hı hı öyledir. "

" Hadi hadi tut elimden gidelim. "

" Ya dursana eşyalarım var ama. "

" Amannn yenisini alırız. Hadi hadi geç kalıyoruz bak. "

" Bana gıcık diyene bak ya af af. Hadi gidelim. "

Buğra, ömrünün baharında hayallerine kavuşmuş, umutlarıyla birlikte Gamzenin ellerinden tutmuş çoçuklar gibi koşuyordu. Yazılmış bir kitap olsaydı yaşadıkları belkide okuyanların  hayatında yaşadığı son hüzün olacaktı. Belki Gamzeyle ikisine üzülmüş olacaklardı ama hayatlarının geri kalanında asla umutsuzluğa kapılmayacak ve mutsuz olmayacaklardı. Buğra gibi yaşadıkları hüzünlü anlarını bile hayalleriyle harmanlayıp mutluluğa dönüştüren, yüreklerinin en büyük güç kaynağını bulmuş olacaklardı..

Buğra, Gamzeyle birlikte hayata adım attığı andan itibaren çok değişmiş adeta hüzünle birleşen, acıyı anımsatan, hatırlatan herşeyi yok etmişti dünyasından..

"İnsan isterse mutluluk insana köle olur." diye not düşmüştü odasının duvarına..

Ömeri aramış, Gamzenin haberi olmadan hayatını değiştirecek büyük kararlar almıştı. Herşeyi ayarladıktan sonra Ömere uğramış ailesiyle birlikte alıp henüz Gamzeyle tanışmalarına fırsat bile yokken evlendirme dairesinde soluğu almışlardı..

Gamze, neye uğradığını anlamadan nikah memuru araya girmişti..

" Öncelikle hoşgeldiniz Gamze hanım ama beyfendinin çabasını lütfen daha fazla bozguna uğratmadan şu evrakları imzalar mısınız?

İşlemlerimiz hemen bitsinki nikahınızı kıyalım. Misafirlerimizide fazla bekletmemiş oluruz."

Gamze, derinden sarsılmış gözyaşlarını tutamamıştı fakat zerre hüzün yoktu. Mutluluktan ve huzurdandı. Mutluluk süzülüyordu gözlerinden..

Gözyaşlarını yıldızlar misali parlatan gülüşüyle birlikte huzura ve mutluluğa imza atmıştı. Henüz tanışmaya bile fırsat bulmadığı Ömer ve Tuana şahitleri olmuş nikah masasına oturmuşlardı..

Gamze, ruhunu o masada bırakmış gibiydi. Herşey bitmiş yemeğe gitmişlerdi ama mutluluktan sarhoş olmuşcasına söylenenleri duymuyor, bakmıyordu...

" Ömrümmm."

"Pardon dalmışım yüreğimin efendisi."

" Hadi bak yengem ve kardeşim seninle tanışmayı bekliyor ve tabiki geleceğin en büyük yazarı olan yiğenim. Ve babasının olduğu kadar amcasınında süsü olan küçük  fıstığım.."

Ahiretliğim Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin