(44) Tebrikler Bu Sefer İyi Yerden Vurdun.

En başından başla
                                    

Sen daha dur, bu sana yapacaklarımın yanında hiçbir şey!

Yaramın izin verdiği ölçüde acele ederek ayağa kalktım. "Arda, iyi misin?" dedim. Telaşla etrafıma bakınıp su ararmış gibi yaptım. "Kahretsin, bu sakarlığımın bir sonu yok! Göğsüm acıyınca fincanın elimden düştüğünü bile fark etmedim," diyerek yalan söyledim. Dudak büzerek başımı kaldırdığımda pantolonunu aceleyle çıkardığını gördüm. Hemen arkamı döndüm.

Terbiyesiz sadist!

Kızgın bir sesle, "Buraya gelin ve şunu odasına götürün!" dediğinde kaşlarımı çattım. Bu adam bana şu mu dedi? O kim oluyordu da bana şu diyordu? Tamam, sakinim! Gerçekten sakin ol aptal, bu gidişle bir haftalık sabrın içine edeceksin.

Bana doğru gelen iki adamı görünce oflayarak eve doğru yürüdüm. Onların yardımı olmadan da odama gidebilirdim. Zaten ormanın içinde olduğumuz için bu dağın başında bir Allah'ın kulu yoktu. Daha doğru düzgün yürüyemezken kaçmaya çalışmam yersiz bir çaba olurdu. Merak ediyordum, neden hep orman ve kulübe? Neden şehrin göbeğinde lüks bir villa değil? "Katilim bile cimri, ben böyle işin var ya!" diyerek küfrettim.

Biri de çıkıp beni beş yıldızlı bir otele kaçırmadı.

Eve yaklaştıkça içimi bir kasvet sarıyordu. Tüm pencereleri tahtalarla kapatılmış bu küçük evde kapı dışında kaçacak hiçbir delik yoktu. "Geri zekâlı herif, kaçmayayım diye her türlü tedbiri almış!" diyerek sessizce söylendim. "Hadi onu geçtim, evde elektrik bile yok. Her gece mum ışığında nostalji yaşıyoruz. Ben böyle işin var ya!" Kendi bozuk ağzıma da bir küfür savurup yeniden edep denilen şeyi takındım. Müsrif adam! Tüm elektriği Yiğit'in beyninde harcadığı için bana hiçbir şey kalmamıştı!

Yiğit aklıma gelince dolan gözlerimi yok sayıp adımlarımı olabildiğince hızlandırdım. "Yiğit için ağlama! Kuzey için ağlama! Naz için ağlama! Kendin için ise hiç ağlama çünkü hepsinin intikamını alacaksın!" dedim.

Ölen arkadaşlarım aklıma geldikçe yaram daha fazla acıyor ve ben, salya sümük gözyaşlarına boğulmak istiyordum. Ama yapamazdım. Gözyaşlarının zayıflık olduğunu o gece çaresizce döktüğüm her damla gözyaşından anlamıştım. Sevmenin zayıflık olduğunu sevdiğim herkesin gözlerimin önünde can vermesinden anlamıştım. Aşkın boş bir uğraş olduğunu ise Alaz tarafından ihanete uğradığımda anlamıştım.

Hâlâ az da olsa sesini duyduğum iyi yanımı geldiği yere göndermem uzun sürmemişti. Sahne sırası Yankı'nındı, yani Sedef'in hiç şansı yoktu. Harabeye dönmüş eve girdiğimde döküntü merdivenlerdeki tozların üzerine basarak bir üst kata çıktım. Yukarıda sadece yan yana iki oda vardı ve biri benim, diğeri onundu. Kendi odama girince eski demir kapıyı kapatıp içinde bulunduğum çöplüğe baktım. Kapısı kırık, eski ve ahşap dolabın içinde bana aldığı birkaç kıyafet vardı. Daha önce defalarca kullanılmış ve rayları çıkmış yatağım bana göz kırpıyordu.

Yatağın yanındaki küçük masanın üzerinde ilaçlarım duruyordu. Acıyla güldüm. Sanki o ilaçların bana faydası varmış gibi dalga geçercesine onları oraya koymuştu. Hiçbir ilaç yaralarımı iyileştiremezdi, ben hep kendi yaralarımı yine kendim sarmasını bilirdim. O kurşunu kalbime sıkmamıştı ama ameliyat esnasında en çok kalbim acımıştı. Kimsesiz olabilirdim ama ben yaralasardım ve bu hep böyle olacaktı. Kimsenin yardımı olmadan kendi başımın çaresine bakmayı henüz yedi yaşındayken öğrenmiştim. Çöplerdeki bayat ekmekleri yiyerek öğrenmiştim. Kimse bilmezdi ne yaşadığımı ama ben unutamıyordum yaşadıklarımı.

Tutmuyorsa hayat elimden, ben o hayatı peşimden koşturmasını bilirim.

Ameliyatım bile derme çatma bir yerde olmuştu. Beni buraya getirmeden önce dışarıdaki adamları sayesinde âdeta hastaneyi kulübeye taşımıştı. Benimle ilgilenen doktorlar kimdi, bilmiyordum ama hepsi ondan korkar gibiydi. Sanki silah zoruyla buraya getirilmiş gibi duruyorlardı. Onlarla işi bittikten sonra hepsinden kurtulduğuna emindim. Özgür bırakıp polise gitmelerine izin vereceğini sanmıyordum. Kapım gürültüyle açılınca sıçrayarak arkama döndüm. Aslında her şeyi önceden düşünmüştü, değil mi?

YARALASAR(Kitap Oldu)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin