Minik kız dişlerini sıkarak elini yana doğru kaydırdı, aynı anda taş da o tarafa doğru bir santimetre kadar hareket etti. Elena bir zafer ifadesiyle karşısında oturan çocuğa doğru dönerken Riddle'ın ağzı hafif bir şaşkınlıkla açılmıştı.

  "Gördün mü?" Dedi gururla. "Yaptım."

  "Gördüm." Diyerek suratını astı Tom. İçten içe birinin onunla aynı güçleri paylaşması ve onu anlayabilmesi hoşuna gitmişti ama her zaman farklı olduğunu düşünmüştü. Kendisi gibi birinin ortaya çıkması biraz sinirini bozmuştu. Fakat sonra Elena'nın daha güçsüz olduğunu fark etti, oysa o dokunmadan kolaylıkla bu taşı on metre ileriye fırlatabilirdi.

  "Ben senden daha iyiyim." Dedi Tom gülerek. "Sen çok güçlü değilsin."

  Elena alınmış duruyordu. "Pek kontrol edemiyorum." Dedi sonra kırılmış gibi. "Ama sen insanlar üzerinde bile kullanmaya alışıksın."

  "Evet." Dedi Tom kızın üzülmesini umursamayarak. "Ben canımı sıkan insanların başına kötü şeyler gelmesini sağlayabiliyorum. Ve bundan memnunum."

  Elena kafasını salladı, Tom ile bu konuda tartışmak istemiyordu. Konuyu başka bir yöne çekmeye karar verdi. "Bizden başkaları yapamıyor mu bunu Tom?"

  Riddle düşünceli bir şekilde elini çenesine yasladı. "Eskiden benden başka kimsenin yapamadığına inanıyordum." Dedi. "Ama sen de bu gücü kullanabildiğine göre, belki de dünyada bizim gibi insanlar vardır. Hatta bir topluluk bile olabilirler."

  Elena bu sozlerin üzerine endişeyle konuştu, "Ama biz yetimhanede kalıyoruz! Yani o topluluğa giremeyiz."

  Riddle'ın suratına da bir endişe hâkim olmuştu. "Onları bulmalıyız." Dedi Elena'nın gözlerine bakarak.

  Kız Tom ile birlikte bir şeyler yapacağına mi şaşırsın, güçlerinin başka insanlarda da bulunabileceği ihtimaline mi bilemiyordu. Zihni çok karışıktı.

  Yalnızca, "Bulmalıyız." Diye onaylayabildi Tom'un bakışlarına karşılık vererek.
 

________

 
  Riddle ve Bluove bir yandan öğle yemeklerini yiyor, bir yandan da sohbet ediyorlardı. "Ben yılanlarla da konuşabiliyorum, biliyorsun."

  Elena fısıldayan çocuğa doğru bakarak, "Belki ben de konuşabiliyorumdur." Dedi.

  Tom kafasını iki yana salladı. "Böyle olsaydı bilirdin."

  "Nereden bilecektim?" Diye karşılık verdi şaşkınlıkla Elena.

  "Sana gelirlerdi, seninle iletişim kurmaya çalışırlardı." Çocuk kendilerini dinleyen birilerinin olup olmadığını anlamak için etrafa göz gezdirdi ve yeniden kıza döndü. "Bu olmadı, değil mi?"

  "Olmadı." Elena da rahatsızlıkla etrafına bakındı. Herkesin içinde sessiz de olsalar bu konuyu konuşmamaları gerekiyordu. Ama Tom o kadar heyecanlıydı ki yaptığı şeylerden bahsetmeden duramıyordu. Gözlerini yine ona çevirdiğinde çocuğun dalgın dalgın yemeğiyle oynadığını fark etti, belli ki yine bir şey düşünüyordu.

  "Ailelerimiz..." dedi sonra yavaşça. "Güçlü olmalı."

  "Ne?" Dedi Elena. Aile kavramını duymak bile onu germişe benziyordu.

  "Yoksa onlar hakkında bir şeyler biliyor musun?" Diyerek öne doğru eğildi Tom. Sorgulayıcı bir tavırla Elena'ya bakıyordu. Küçük kız içinden ne kadar da şüpheci, diye geçirdi ve sonra da hafifçe iç çekti.

  "Bilmiyorum." Diye itiraf etti Elena. "Doğrusu aklımda geçmişime dair pek bir şey yok. Sadece kesik kesik görüntüler var..."

  Tom kaşlarını çattı. Pek inanmışa benzemiyordu.

GİZLİ UYUM -TOM RIDDLE FIC-Where stories live. Discover now