14| Lütfen pratiğimize devam edelim.

Start from the beginning
                                    

"Nasıl yani?"

"Taehyungla birden uzaklaştınız. Neden böyle oldu?"

"Bir şey olmadı" diyerek geçiştirmek istesem de beni elbette dinlememişti.

"Jungkook, bana anlatabilirsin. İstersen dışarı çıkalım, bir yerlere oturalım ve konuşalım. Bu şekilde davranman şu an büyük bir problem olmasa da bizi de etkiliyor. Birlikte bir çözüm bulabiliriz"

"Ortada bir sorun yok" demiştim net bir şekilde. Bu konuyu konuşmak istemiyordum. Kendimden utanıyordum gerçekten ve bu beni yıpratsa da kimseye anlatmayı da düşünmüyordum. "Gerçekten yok. Sadece biraz kendimi toparlamak istiyorum"

"Bang PD-nim mi bir şey söyledi? Onlarla konuşabilirim?"

"Hayır, kimse bir şey söylemedi. Bu tamemen kendi kararım"

"Ama bir karar vermeden önce bize de danışmalısın ki grubumuz için oluşabilecek sorunları beraber en başından çözebilelim"

Derin bir nefes vererek üzerinden kalkmak istediğimde başta izin vermek istemezcesine beni bırakmamış ama sonra iç geçirerek kollarını gevşetmişti.

"Diğerlerine de söylediğim gibi, merak etmeyin, ben grubumuzu her şeyden daha çok düşünüyorum. Bu durumumuzun bir şeyleri olumsuz etkilemesine izin vermeyeceğim"

Sessiz kalarak sadece başını salladığında pratiğe gidene kadar biraz uyumanın iyi olacağını düşünmüştüm. Bu yüzden odama doğru ilerlerken Taehyung hyungun orada olmaması için içten içe dua ediyordum ama biliyordum ki oradaydı. Yine de içeri girip bir şey olmamış gibi davranmaya çalışarak kendi tarafıma doğru ilerliyordum ki yatağında öylece uzanan hyungum bakışlarını bana döndürerek  çekingen bir tonda seslenmişti.

"Jungkook" demişti çekinerek. Reddetmemden ve onu terslememden çekindiğini biliyordum. "Biraz konuşabilir miyiz?"

"Konuşalım" demiştim umrumda değilmiş gibi, normalmiş gibi davranarak. "Ne konuşacağız?"

"Neden birden böyle soğuk davrandığını?"

"Soğuk davranmıyorum" diyerek bakışlarımı ellerime çevirdiğimde utanmaya başlamıştım. Onun yüzüne baktığım an aklıma doluşan şeyler hoş değildi. Olmaması gerekirdi.

"Jungkook, daha ne kadar inkar edip kaçacaksın?"

"Kaçmıyorum"

"Yapma böyle. Sorunun ne olduğunu söyle bana. Yanlış bir şey mi yaptım? Düşünüyorum ama bir şey bulamıyorum?"

"Yanlış bir şey yapmadın. Suçun falan yok yani. Sadece kendime gelmem gerekiyor. Bu yüzden düşünüp de kendini üzme. Yanlış bir şey yapmadın"

"O zaman ne oldu? Neden böyle olduk?"

Derin bir nefes vererek arkama yaslandığımda o da aynı şeyi yapmıştı. Tek fark düşen suratıyla birlikte kızaran gözleriydi.

"Jungkook, iki gündür yüzüme bakmıyorsun" demişti sessizce. "Yanlış bir şey yaptıysam söyle, neden bir şey yok diyip duruyorsun?"

"Yapmadın diyorum ya hyung" demiştim aynı sessizlikte. "Sadece iyi bir dönemde değilim. Dedim ya, kendime gelmem gerekiyor"

"İnanmıyorum çünkü bunu bir tek bana yapıyorsun" demişti ve ben diyecek bir şey bulamamıştım. "Herkesle eskisinden daha da yakınsın ama konu ben olunca, her şekilde geridesin. Çekimlerde eskisi gibi yanıma gelmiyorsun, doğru düzgün yüzüme bakmıyorsun, pratiklerde benden kaçıyorsun" demiş ve yutkunup gözlerimin içine bakmıştı. "Bir ortamda ben, sen ve üyelerden herhangi biri varsa, ben ortamdan çıkana kadar sürekli o diğer kişiylesin. Bir saniyen bile boş değil. Ama ben gidiyorum ve bum, tüm çıkardığın gürültü kesiliyor. Anlamıyorum seni gerçekten. Neden böyle yapıyorsun?"

İdol: taekookWhere stories live. Discover now