Bölüm 32: Geri Dönüş/Ameliyat

Beginne am Anfang
                                    

"Veda ettim Rana'ya. Bunu sana söyler sanıyordum. Gizlemeye çalışsa da Amerika'ya yerleştiğim için rahatladığının farkındayım." Dediğin de Murat'ın içine acı ile öfke de yerleşmişti. Gözleri dolarken ağlamamak için çenesini kasıyordu. Tarık'ı göğsünden sertçe itip otele giderken Tarık beklemediği darbeyle yere düşmüştü.

Duydukları pek mantığının alacağı türden değildi. O an yaşadığı kıskançlık, hayal kırıklığı onu öylesine sarmıştı ki kafasında kurduğu senaryoya inanmıştı. Başka ihtimalleri düşünmemişti. Korkularından dolayı kızdığı Rana'dan hiçbir farkı kalmamıştı aslında.

Odaya girdiğinde hala kadının temizlik yaptığını fark etti. Onu odadan sert bir şekilde kovup çantasını çıkardı. Fermuarlı kısmı açarak telefonunu ve içinden çıkardığı sim kartını alıp telefonuna taktı. Ellerinin titrediğini o an fark etmişti. Üç aydır kendini boş yere Rana'dan uzak tutmuştu. Olmayan bir şeye inanmıştı. Rana'nın ne kadar yıkılmış olacağını düşündü. Onu yalnız bırakmıştı. Hem de Rana'nın ona doğum günü sürprizi hazırladığı gece. Rana'nın ne kadar acı çektiği tahmin edebiliyordu ve bunları düşündükçe içi paramparça oluyordu. Gözlerinden yaşlar hızla boşalıyordu.

Telefon açıldığında bir sürü mesaj, arama kayıtları gelmeye başladı. Ve telefonu dondu. Sinirle yatağa fırlatırken kadının henüz yeni düzelttiği yastıkları alıp fırlatmaya başlamıştı. Kapısı tıklatıldığı sırada aynı anda Tarık'ın sesi odaya doldu. Murat öfkeyle kapıyı açtı ve Tarık'ın suratına sert bir yumruk attı.

"Eğer o gün oraya gelmeseydin bunların hiçbiri olmayacaktı." Dediğinde Tarık düştüğü yerden doğruldu.

"Ne oldu?" dedi sanki yediği yumruğu zaten bekliyormuş gibi.

"Bu seni hiç ilgilendirmez. Def ol git!"

"Senin için değil. Rana için geldim. Onun için endişeleniyorum." Dediğinde Murat o an sadece Tarık'ı öldürmekten korktu. Hızlı bir yumruk daha atmıştı.

"Sakın adını ağzına alma Tarık." Deyip bir yumruk daha atarak kapıyı sertçe çarptı. O sırada tekrar bildirim sesleri gelmeye başlamıştı. Mesajlara hızla göz attı. Rana'nın ismini gördüğün de kalbi acımıştı. Son mesajını on hafta önce atmıştı. Canının hiç böyle yandığını hatırlamıyordu Murat. Elinde telefon duvarın dibine çökerken yumruğunu ısırıyordu. Yaşlardan gözünün önünü göremeyecek haldeydi. Hızla yukarı çıkarken en çok mesajın Mete ve Efe'den geldiğini fark etti. Mete son iki haftadır yazmamıştı. Efe ise daha dün akşam mesaj atmıştı. Ve Murat okuduğu mesajla hızla doğruldu.

"Rana bugün doktorla görüştü ve ameliyat olacak. Bu mesajı ne zaman okursun bilmiyorum. Ama umarım bir şeyler için geç kalmazsın dostum." Yazıyordu. Bir daha da bir şey yazmamıştı. Hızla Efe'yi aradı. Kaybettiği her saniye Rana'yı kaybediyor gibi hissediyordu. Rana ameliyat olmuş muydu, ne zaman olacaktı bir an önce öğrenmek istiyordu. Telefon daha ikinci çalışta açmıştı.

"Murat?" sesi çok şaşkın çıkıyordu.

"Rana iyi mi?" dedi. Tek düşündüğü şu an oydu. Efe birkaç saniyelik şaşkınlık yaşadı ve kendine geldiğinde hızla bağırdı.

"Geri zekalı. Beyinsiz. Çok mu umurunda Rana'nın nasıl olduğu? O yüzden mi kızı bırakıp ortadan kayboldun? Aramadın, sormadın. Sana kaç mesaj attık, aradık. İnsan merak eder ya? Kız perişan oldu." Dediğin de Murat sözünü kesti. O da biliyordu bunu ve başkasından da duymak daha çok canını yakıyordu.

"Efe, Rana iyi mi? Ameliyat olacakmış." Dedi. Sesi titriyordu, çok güçsüz çıkıyordu ve Efe bunu duymuştu. O an o da üzüldü Murat'ın haline. Neden gittiğini bile sormamıştı. Neredeydi, ne durumdaydı bilmiyordu.

SESSİZLİK (TAMAMLANDI)Wo Geschichten leben. Entdecke jetzt