12| Gurur verici olurdu.

Start from the beginning
                                    

Yeni yurdumuz, yani evimiz, çok güzeldi.

Başta büyüklüğüne ve kullanışlı oluşuna alışamamıştım ama şu an o kadar rahattık ki, iyi ki diyordum. İyi ki buraya gelmişiz. Çünkü spor salonu, yüzme havuzu gibi aktivite alanları dibimizdeydi. Odalarımız oldukça büyüktü. Birlikte vakit geçirebileceğimiz alanlar vardı ve ev genel olarak büyüktü işte. Ayrıca en sevdiğim özelliği, herkesin kendi odasında banyosu vardı. Bu mükemmel bir şeydi benim için çünkü ortak banyo olduğu zaman sürekli temizleyip duruyordum çünkü bilirsiniz, altı pislik erkekle aynı yerde kalmak zordu. Üstelik hiçbiri doğru düzgün temizlemiyordu. Çünkü hepsini aklında bir cümle vardı: Sonuçta Jungkook her gün temizliyor.

Neyse ki artık böyle bir derdim yoktu. Bizim banyoyu sadece ben ve Taehyung kullanıyorduk. Evet, oda arkadaşım Taehyungdu.

Buna karar veren aslında biraz hyunglar olmuştu. Toplam beş yatak odası vardı. Namjoon hyung ve Yoongi hyung geç saatlere kadar çalıştıkları için kendilerine özel oda olmasını istemişlerdi ki biz de onları haklı bularak bunu kabul etmiştik. Hoseok hyung ve Jimin hyung beraber kalacaklarına dair birbirine söz verdikleri için onlar da bir odayı almışlardı. Jin hyung ve biz kaldığımızda ise Jin hyung ortaya bir cümle atmıştı ve o cümle oda dağıtımını noktalamıştı.

"Ayrı odalarda olsalar bile haftada en az dört gece beraber uyuyorlar, bu yüzden bence ikisi birlikte kalsın ve diğer oda da bana kalsın."

Herkes haklı bulmuştu onu. Haklıydı da. Bu yüzden itiraz etmemiştik. O gün bugündür Taehyung hyungla birlikte kalıyorduk odada. Gerçi birlikte kalsak bile oda fazla büyüktü ve bir oda içinde iki oda vardı. Yani odanın yarısına kadar ortadan ikiye bölen kısa bir duvar vardı. Bir tarafı onun bir tarafı benimdi. Mobilyalarımız falan ayrıydı. Dediğim gibi, sadece oda arkadaşı sayılırdık işte.

"Jungkook, dişlerimi fırçalayacağım"

"Gir tamam"

Sesimi duyar duymaz içeri girip lavaboya yönelmişti. Bu duşakabinin sevmediğim bir yönü vardı, o da tamamen buz cam değildi. Sadece göğsüm ve diz kapaklarım arasını kapsayan bir buz cam, yani bulanık cam, vardı. Dışarıdaki yakınlaştıkça görüş açısı elbette genişliyordu. Bu yüzden tehlikeliydi.

Duşumu aldıktan sonra asılı olan bornozumu giyinip kabinden çıktığımda ağzını çalkalamaya devam eden hyungumun resmen 'vur bana' diyen kalçasıyla göz göze gelsem de bunu yapmamıştım. Çünkü beni öptüğü günden beri ona ne zaman şaka amaçlı dokunsam beni tekrar öpmekle tehdit ediyordu. Alçak herif, asla unutmama izin vermiyor sürekli ballandıra ballandıra anlatarak hatırlatmaktan çekinmiyordu.

Odaya dönüp dolabımın karşısına geçtiğimde bir eşofman takımıyla iç çamaşırımı alarak yatağımın üzerine bırakmıştım. Arkamı banyo kapısına dönerek bornozumu çıkarmadan iç çamaşırımı giyinmiş ve sonra bornozu çıkartmıştım. Taehyung hyung da o sırada banyodan çıkıp kendi tarafına geçerken bana laf atmaktan geri kalmamıştı.

"Baktıkça yükseliyorum, o nasıl bir fizik Jungkook?"

"Ağlama" demiştim gülerek eşofmanlarımı giyinirken. "Çalış, senin de olur"

"Başlayacağım zaten ya" diyerek dudaklarını büzmüş ve yatağına oturmuştu. "Birlikte çalışsak olur mu?"

"Ben profesyonel yardım alarak çalışıyorum ama tamam, zaten hafif başlarsın, benimle gelirsen yardımcı olur sana da"

"Tamam o zaman" diyerek ellerini çırpmış ve parlak gözleriyle beni izlemeye devam etmişti. Onun bu çocuksu heyecanı beni gülümsetirken bu çocuğun benden nasıl büyük olduğunu düşünüyordum. Cidden, bebek gibi bir şeydi. "Neyle başlatır acaba?"

İdol: taekookWhere stories live. Discover now