Sır Bölüm 12

1K 27 2
                                    

Selüüü ben geldim.. fotoğrafta ki Umut...bu bölümde biraz +18 sahneler vardır rahatsız olanlar hızlı geçebilir..:) 

                  **********   
      İnsanın en karanlık tonu neydi? İstekleri, arzuları. Şehvet kişinin asıl rengini değiştirmez miydi? Değişken miydi insan dediğin? Yanıltıcı bir ışığa çekilen savaşsa da sonunda kaybeden bir bedevi. Kendinden çok daha büyük bir şeyle savaşılabilir miydi gerçekten? Savaşılsada kazanılabilir mi?

Kaybeden bir kazanan olmak insanı yormaz mıydı o vakit? Yorulmaz mıydın Umut. Zaten yorgun değil miydin sen?

Önce O sıcak nefesi doldu kulağına, ardından arsız parmakları teninde dolaşmaya başladı. Gözleri kararırken ne yapmak istediğine bir türlü karar veremedi. Dudakları usulca dolaşırken boynundan göğsüne indi. Bu his yakıcıydı. Tehlikeli. Uzansa dokunacağı şey bu adam değil, ateş olacaktı. Neden karşı koyamıyordu o vakit? Tek yapması gereken şey itmek değil miydi?

Parmaklarını kasarken uzaklaşmak istedi. "Dur" demek istedi. Zevk acıyla yoğurulurken, doruğa ulaştırıyordu neredeyse kendini. "Dur" diye bağırmak istedi bu yanlıştı. Hızla nefes alırken o, diğerinin parmakları usulca bedenini okşayarak aşağılara inmişti. İnleyerek başını yukarı kaldırdığında gözlerini gördü. Şehvetle kısılmış gözlerinde bir şey daha vardı. Keskin bir bakış, tehlikeli. Kurtulmak istedi ondan, bu gölgeden kaçmak isterken ona doğru çekildi. Parmakları çoktan ulaşmak istediği yere uzanmıştı. Erkekliğini tuttuğunda korkuyla inledi.

"Yapma."

"Bırak kendini." Anlamadığı sözlerinin arasında anlaşılır tek kelime buydu. "bırak kendini." Diyordu her seferinde.

Aldığı zevk, korkuyla birleştiğinde derin bir inlemeyle gözlerini açtı. Hızla nefes alıp verirken kendine gelmeye çalıştı Umut. Terlemiş, yatağında tavana bakarken buldu kendini. Başını çevirdiğinde nişanlısının uyuyan yüzüne bakamadı. Bu his de neydi? Bu pişmanlık mı? Sevgilisine, yakında eşi olacak kadına karşı işlediği bir günah mıydı? Hayır. Hayır değil. Bu sadece rüyaydı. Örtüyü kaldırdığında gördüğüne inanamadı. Ereksiyon olmuştu. Bu imkansızdı. Korkuyla  nefes alıp verirken, içinde bastıramadığı bir ağlama dürtüsüyle hızla yataktan kalkarak banyoya girdi. Aynı hızla kapıyı  kaparken elinin birini alnına koyarak yaslandı ve yavaşça aşağı oturdu.

Buda neydi böyle? O gün ofis de kendisine dokunduğundan beri o adam, aklı bulanmıştı neredeyse. Bunu mu hissediyordu? Şerife karşı bunu mu hissediyordu gerçekten? Hayır. Değil, böyle bir şey değildi. Olamazdı. Evet seviyordu onu. Başka kimseyle olmadığı kadar yakındı onunla. Onları ikisinin yaşadığı ortak bir sır bu kadar yakınlaştırmıştı. Bir sır, diğerini de peşinden getirmişti.

1997 ocak sonu

Ocak ayının sonlarına doğru kar bastırdığında beklenilen kar tatili gerçekleşmişti. Sevinçle dışarı çıktığımda annem sıkı sıkı giydirmişti beni. Birden sokağa daldığımda çocukların yeni yeni gelmeye başladıklarını gördüm. Hevesle gelenleri beklerken birden bizim kapının önünde siyah bir araba durdu. Kapı açıldığında içindekini tanıdım.

Yaklaşık  iki haftadır bizim mahallenin aşağısında bir adam çıkıyordu karşıma. İyi giyimli bir adamdı. Çok kavrayamasam da ben dahil diğer çocuklara da daima bir şeyler alırdı. Ama beni gördüğünde sevinçle gözleri parlar yanına çağırırdı. Şerif bir gün bizi görür görmez aniden yanına çekti beni ve adama öfkeyle bakarak  bir daha yanına yaklaşmamam konusunda beni tembihledi. Sebebini anlayamadım ama aynı adamın yüzünde bir gülümseme belirdi.

"Çok tatlı değil mi?" Diye mırıldandığında yanındakine, ben bir adım geriledim. "Gelsene Umut. Hadi babana gidelim." Deyince ben put gibi kaldım. O beni kolumdan tutup içeri çektiğinde "Hadi korkma babaya gideceğiz." Diyerek arabaya bindirdiğinde Gökçen'i gördüm. O yüzünde dehşet bir ifadeyle arkamızdan koştu.

SAKLI Kalan (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin