Altıncı Bölüm

Start from the beginning
                                    

Bu sözleri söylerken Rakım'ın gözleri sulandı, ama şiddetle gözlerini kırpıp yaşlarını kuruttu.

Canan: (Heyecanından dayanamayarak) Çok para değil mi efendim?

Rakım: Çok para.

Canan: (Gayet ciddi) Satacak mısınız efendim?

Rakım: Sen ne dersin?

Canan: Ben sizin malınızım efendim. Siz bilirsiniz.

Rakım: (İçinden kabarıp gelen kötü hissi yutmaya çalışarak) Yok sen ne diyeceksin. Ben onu bilmek isterim.

Canan: (Gözleri dolup burnu kızararak ve dudakları titreyerek) Ben ne diyebilirim efendim. Size para lâzım. Bin beş yüz altınınız olursa benim gibi tam on beş tane Canan satın alırsınız.

Kızın bu sözleri üzerine Rakım engel olayım derken gözlerinden yaşları boşaltıverdi. Canan bu hali görünce dayanamayıp o da başladı. Bu halin hem Canan, hem de Rakım için acıklı bir hal olduğu görülüyor. Fakat bu acının içinde büyük bir lezzet de vardı. Bu lezzeti herkesler bilmez. Ancak başına gelenler bilir. Ömrünü odun gibi geçirmeyenler bilir. Rakım yine sözüne devam etti.

Rakım: Hayır, sen beni yanlış tanımışsın Canan.

Canan: (Yüzünde bir rahatlık belirerek) Beni satmayacak mısınız efendim?

Rakım: Satacağım, satmak istiyorum.

Canan: (Öncekinden daha beter bir acıya düşerek) Siz bilirsiniz efendim.

Rakım: Ama nasıl satacağım bilmiyorsun ki. Senin için verecekleri bin beş yüz altını ve burada ne kadar elmasın, elbisen varsa hepsini sana vereceğim. Sen bunlarla zengin bir hanım olacaksın. Nasıl razı mısın?

Canan bu sözleri işitir işitmez, daha başından beri elinde tutmuş olduğu elbiseyi fırlatıp atarak kendisini efendisinin kolları arasına atar. "Ben ne bin beş yüz altın isterim ne de elmas... Ben sizi isterim efendim, sizi isterim. Sizin esiriniz kulunuz olayım bu bana yeter." diye Rakım'ın ayaklarını öpmeye başlar.

Rakım: (Kendisini tutup) Öyle ama Canancığım, sen hep böyle kalacak değilsin ya. Gençsin, güzelsin, zekisin, beceriklisin. Gidecek olduğun yerde seni mutlaka odalık ederler. Hem zengin olacaksın, sana benden ne fayda...

Canan: (Hıçkıra hıçkıra ağlamaya başlayıp) İstemem efendim istemem! Bana ne odalık olmak, ne de zengin olmak lâzım. Ben sizin kapınızda, ocağınızda kul olayım. İsterseniz öleyim.

Rakım: Hayır sen benim kız kardeşim ol. Lakin...

Canan: Ben şimdiye kadar sizin kapınızda sürdüğüm saadetin şükrünü yerine getirmekten acizim. Başka hiçbir şey istemem.

Rakım: Ama sen benim sözlerime dikkat etmedin. Yine tekrar edeyim, kardeşim ol diyorum.

Canan: Dikkat ettim efendim. Ne demek istediğinizi anladım. Ne yalan söyleyeyim, kardeşiniz olmam.

Felatun Bey ile Rakım EfendiWhere stories live. Discover now