Tekrar Bulunan Madalyon

3.1K 184 96
                                    

Sıcak olması gereken  bir Ağustos akşamında içeride zar zor hissedebildiği güneşin son ışıkları altında ,  olması gerekenden çok daha serin malikanenin yemek salonuna baktı Tom.Siyah takımını elleriyle düzeltti ve ilerledi.Bir göreve ve tatmin edilmesi gereken yaşlı bir hanıma sahipti bu gece , dışarıdaki havadan dolayı keyiflenecek vakti yoktu.

Normalde malikanenin rükuşluğu karşısında iğrenir ve burada bir saniye bile bulunmazdı ama ne yazık ki acı talihin sonunda burada hayatta en çok ihtiyaç duyduğu şeylerden biri bulunuyordu.Belki de en çirkin şekilde birbirleriyle eşleştirilmiş pahalı mermerlerden ve korkunç derecede sanattan uzak heykellerden oluşmuş koridorda ilerledikten sonra kırmızı halılarla kaplanmış merdivenlerden çıktı ve Hepzibah Smith'in yatak odasının kapısına geldi.Parmaklarıyla kapıya üç nazik  vuruştan sonra içeriden yaşlı olduğunu anlayabildiğiniz bir ses yükselmişti.

''Gel!''

Tom yakışıklı yüzünde oluşan ve maskesini tamamen düşüren çıkarcı gülümsemeyi zorlukla durdurabildikten sonra kapının tokmağını çevirdi.Kulakları çizen bir gıcırtının ardından loş oda zorlukla da olsa görünmüştü.Duvarların kenarları boydan boya örümcekle kaplanmış , her yer toz içinde kalmıştı.Burası Tom gibi mükemmelleyetçi insanlar için gerçekten bulunması zor bir yerdi.Ama Tom hiç bir şeyin boşa gitmesine izin veremezdi.Zorlukla da olsa günler sonunda Smith'in gözüne girmiş ve ''hazinelerini'' göstermesi için onu teşvik etmişti.Tom elbette ki hazinenelerin ne olduğu hakkında bilgi sahibiydi ve bu onun bütün bu olanları tolere etmesi için tek sebepti.Burke'in lanet işleri...

Hepzibah pencere kenarında bulunan bir koltukta oturmuş dışarısını izliyordu.Tom orada olduğunu belirtmek için hafifçe öksürdü.

''Size çiçek getirdim Miss Smith''

Elindeki buketi yaşlı kadının önünde bulunan fiskos asasına bıraktıktan bir centilmen olarak kibarca yaşlı kadının buruşmuş eline küçük bir öpücük bıraktı.Yaşlı kadın bir genç kız edasıyla kıkırdamış ve başıyla hafifçe reverans yapmıştı karşısındaki genç adama.

''Seni yaramaz çoçuk ,yapmamalıydın.Bu yaşlı kadını şımartıyorsun.Hem sana , bana Hepzibah de demiştim , hatırlamıyor musun?''

''Tamamen benim hatam Hepzibah.''

Yaşlı kadın karşısındaki sadalyeyi göstererek ,

''Otur otur , Hokey nerede?Ah...Sütlü çay ister misin?''

dedi.Tom başıyla Smith'i onayladıktan bir kaç saniye sonra  çay fincanları önlerindeki masada belirmişti.Tom fincanından bir yudum aldıktan sonra arkasına yaslandı ve gözlerini bir saniyeden kısa bir süreliğine de olsa kapattı.Yedi yılını Hogwarts içindeki gerizekalılar arasında hayatta kalmaya çalışarak geçirdikten sonra bu hiç bir şeydi.Gerçekten insan üstü bir sabrı vardı Tom'un.Yoksa Ne patronunun ne de karşısındaki yaşlı kadının saçma işlerine katlanmazdı.Yine de içinden bir ses boşuna burada otumadığını söylüyordu.

Biraz sonra konuşmaya başlayan Smith Tom'un iç sesinin ne kadar haklı olduğunu kanıtlamıştı.

''Size bay Burke'e hiç göstermediğim bir şey göstereceğim ama sır tutabilir misin Tom?Eğer sana gösterdiğimi bilirse beni asla rahat bırakmayacaktır , fakat böyle değerli bir seri ne ona ne de kimseye satamam.Sen hariç Tom, her ne kadar hiç bir galleon onun fiyatını karşılamasada bu özel parçayı sana hediye etmek istiyorum.Umarım kabul edersin.''

''Sizden gelecek bir parçayı elbette kabul edeceğim sevgili Hepzibah.''

''Hokey, neredesin?Senden en kıymetli hazinemizi getirmeni istiyorum , Tom için ayırdığımızı.''

Aynı sahibi gibi yaşlı ve çirkin ev cini elinde güzel işlemelerle ve Slytherin renkleriyle nakışlanmış bir kutuyla yanlarında belirmişti.Smith kutuyu cinin elinden almış kapağını açarak daha iyi görebilmesi için Tom'a uzatmıştı.

Tom uzun bir süre kutunun içinde gördüğü şeye inanamamış ve centilmenliği bırakarak izin almadan eline alıp incelemeye başlamıştı.Salazar Slytherin'in Madalyonuydu bu , inanmayan gözlerle yaşlı kadına baktı.

''Evet  bu doğru Tom.Salazar Slytherin'in madolyonu bu.Tek ve gerçek olanı , artık senin.''

''Ama...Neden?Anlayamıyorum.''

Yaşlı kadının yüzünde müşfik bir gülümseme belirdi.

''Sana onu vermiyorum güzel oğlum , madalyon sana gitmek istiyor.Salazar Slytherin'in madalyonunu ne olursa olsun varislerinin bulması için efsunladığını biliyor muydun?Madalyon hep sana aitti ve sana şans ve mutluluk getirmesi için tasarandı.Kullanmak istediğinde kalbinin en derinlerindeki arzunu gerçekleştirmesi için açman yeterli olacaktır.''

Yaşlı kadın Hokey'in getirdiği diğer torbaları da Tom'un eline tutuşturdu.

''Bunları da o pirana patronuna ver ve beni rahat bırakmasını söyle.Her ne kadar senin ziyaretlerine bayılsamda o deli patronundan hiç hazetmiyorum.Sen de en kısa zamanda yeni bir iş bulsan hiç fena olmaz.Hadi , beni ziyarete gelmiş bir misafiri kovmaktan  nefret etsemde ben yaşlı bir kadınım ve dinlenmeye ihtiyacım var.Umarım yine görüşürüz güzel oğlum.''

Tom affallamış bir biçimde ayağa kalkmış kuru bir hoşçakalın ardından odanın dışına çıkarak çatlak kazandaki kaldığı odaya cisimlenmişti.

Şimdi yaşlı kadının oturduğu yerde genç bir kadın ve yanında aynı yaşlarda iki  adam ve başında parlayan mavi diademiyle güzel başka bir kadın duruyor Tom'un gittiği yere bakıyorlardı.Yeşil cüppeli adam endişeyle sarı elbiseli genç kadına eğilmiş ve , 

''Sence bu yaptığımız işe yarayacak mı Helga?'' demişti.

Helga gülümsedi ve adamın yüzünü iki eline alarak kendi yüzüne daha da yakınlaştırarak ,

''Tabi ki sevgilim.Sonuçta planı Rowena yaptı , Godric ve Ölüm  bizi buraya getirdi , ben ise rolümü iyi oynadım.Şimdi beklememiz gereken tek şey torununun Harry Potter'ı bulup ardından mutluluğa kovuşması , yanındakilerinin de bu mutluluktan nasiplenmesi.''

İlk bölümle karşınızdayım ,  ta da...

Umarım hoşunuza gitmiştir.Bir dahaki bölümde Tom Harrymizle karşılaşacak.

Tom çoktan iki hortkuluğa sahip ama ruhu ve akli dengesi (ve tabi ki yakışıklılığı) hala yerinde , sayılır.Ruhla akli dengeden çok emin değilim ama hala çok yakışıklı.

Herneyse , 

Sevgiler...

Aslan Kral  [boyxboy]  ||Tomarry||Where stories live. Discover now