Bölüm 25: Çatlaklar

Start from the beginning
                                    

"Yok dönmedik. Çiftlikteyiz hala. Ayrıntıları dönünce yüz yüze anlatırım. Ama Kemal babanın ortakları kimmiş biliyor musun?" Dediğim de kaşlarını çattı.

"Kimmiş?"

"Tarıkların şirketi." Dediğim de gözlerini kocaman açmıştı.

"Oha Rana. Onlarda mı orada?" Dediğin de başımı salladım. Nedense tedirgin hissetmiştim o an. Biri dinliyor olabilirdi ve hava karanlıktı gece tek başıma çıkmıştım.

"Ben şimdi kapatayım. Mesaj da konuşalım olur mu?"

"Mutlaka yaz çıldırırım. Çabuk." Diyerek kapatmıştı.

Ben de ayağa kalkıp eve doğru yürürken karşıdan birinin geldiğini gördüm. Bu yürüyüşü tanıyordum. Ve yüz yüze gelmek istemiyordum. Bakışlarımı evin camlarında gezdirdim. Tarık'ın odasının ışığı ile bizim ki yanıyordu sadece. Murat da Tarık gibi ya dışardaydı yada beni bekliyordu. Tarık ile aynı hizaya gelince durdu.

"Tüm gün seninle yalnız kalmayı bekledim." Dedi. Kalbim hızlanmıştı nedense panik olmuştum ve gözümü etrafta gezdirmiştim. Murat'ın görmesinden korkuyordum. Tüm gün aynı ortamda olmamız bile onu ne hale getirmişti ne kadar sinirlenmişti. Dönüp arkaya da bakmak istiyordum ama o çok dikkat çekerdi.

"Neden? Yalnız kalmamızı gerektirecek bir şey yok. Arkamdan gelmen de hiç hoş değil." Dedim. Yanından geçip gidecekken bir adım atarak önüme geldi.

"Lütfen Rana. Birkaç dakikanı bile almayacağım." Dediğin de gözlerine baktım. Hayat gerçekten çok garipti. Bir anda hayatımdan çıkmıştı ve hiçbir iletişimimiz olmamıştı. Birden tekrar karşıma çıktığında gözleri beni geçmişe götürüyordu, onunla olduğumuz zamanlara. Ve içimde ona karşı bir öfke, nefret yoktu. Doğru düzgün sevgi de yoktu. Farklı bir şey vardı. Adını koyamadığım. Sanırım az da olsa değer veriyordum.

"Tarık ne konuşacaksın? Konuşacak bir şeyimiz de yok ki. İkimiz de kendi yolumuza bakalım."

"Bakamıyorum Rana. Hayatında hiç pişman oldun mu? Yaptığın tek bir hata, verdiğin bir karar. Gerçekten yaşadığım pişmanlığın tarifi yok. Keşke tekrar denesek." Dediğin de gözlerim sonuna kadar açılmıştı.

"Tarık saçmalama. Bu mümkün değil. Ben evliyim. Ve-" dediğim de beni susturdu. Mutlu olduğumu söyleyecektim.

"O adamla isteyerek evlenmedin biliyorum."

"Ve şimdi pişman olduğunu söylüyorsun. Beni Murat ile birlikte görünce pişman oldun. Sağır bir kızla evli olunabileceğini görünce pişman oldun. Benden ayrıldığın için değil. Benimle olmanın zor olmadığını görünce pişman oldun." Dediğimde bir şey söyleyememişti. "Benimle olman için zamanın vardı Tarık. Kazadan birkaç ay sonra evlendim. Ve sen birkaç ay beni arayıp sormadın. Zamanında pişman olabilseydin ve gerçekten pişman olsaydın şu an bu konuşmayı yapıyor olmazdık."

"Rana yanlış düşünüyorsun." Dediğin de öyle olmadığını biliyordum. Elini kaldırıp yanağıma koyacakken bir adım geri çekildim ve çekilmemle bir kolun beni sarması bir oldu. Dönüp baktığım da Murat'ın geldiğini gördüm ve içimi bir sıkıntı kapladı.

"Tüm gün gözünü üzerimizden çekmediğin yetmedi şimdi de sözlerin ve dokunuşlarınla mi rahatsız edeceksin?"

"Sen bu işin için de değilsin." Dedi Tarık.

"Bana öyle gelmiyor. Bence tam merkezindeyim. Seni aylar önce de uyardım. Karımdan uzak dur. Ve gözlerini de uzak tut. Olay çıkmasını istemiyorum." Dedi donuk bakışları ile. Tarık bir şey söylememişti. Belli ki o da burada olay çıkarmak istemiyordu. Murat beni eve doğru yönlendirirken Tarık ile göz göze gelmiştik. Hüzün vardı gözlerin de. Keşke biraz daha cesur olabilseydi. Ama memnundum. Murat ile olmaktan memnundum. İsteyerek evlenmemiştim ama isteyerek evli kalıyordum.

SESSİZLİK (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now