Tatilden Dönüş Çilesi

8.2K 696 108
                                    


Hayat bu sabah bana "Evet Eren Bey, 14 günün sonuna geldik." dedi ve sonra tekmeleye tekmeleye sıcacık yatağımdan kaldırdı. Tekmeleyen hayat değil babam da olabilirdi ama gözüme bir perde indiğinden ötürü, hiçbir şey seçemedim birkaç dakika.

Benden beklenmeyecek bir performans göstererek 14 gün boyunca neredeyse hiç ders çalışmadım. Aslında Tuğba, sana tüm tatilimi özetleyen birkaç satır yazmak istedim ama her bu defteri rafta gördüğümde elim geri geri gitti. 

Günlük tutma işini ciddi ciddi yıllardır yapıp alışkanlık haline getirmiş bir insan olarak 2 hafta hiçbir şey yazmamak, ne demek biliyor musun sen? Tamam, seni unutmaya yeminli gibi bir şeyim (Şimdi tam yemin diyemem, ama zorla yemin ettiğimden sanırım önce Hakan'ın kafamda ekmek kırması gerekebilir ya da kurşun dökdüktürsek nazarıydı büyüsüydü ne varsa tek seferde çıkar gider. Aysu'nun vardır öyle tanıdığı, her hafta bir kadına fal baktırıyor manyak. Geçen yine cümle kaydı, cümleler parantez içine yazılan uzun, gıcık denklemler gibi oldu...) Ne kadar yemin olayına meyilli de olsam bu sadece senin için değil. Yani bu defter sadece sana özel olsa neden gidip Eros'un mallıklarını anlatıp kendi felsefik düşüncemi paylaşayım ki, manyak mıyım ben? Bu tamamen benim dünyamı yansıtan bir şey aslında.

Şu romantik erkek şeylerinden olmak için çok şey yaptım ama tam da şey olamadım. Kısacası iki şiir okumakla romantik erkek olunmaz, ben karşına geçsem ne yapacağım, şiir mi okuyacağım? Bu defter "Bak işte dışarıdan hayvan gibi bir insan olabilirim ama içerden de böyle saçma salak bir dünyam var. Beni kabul edeceksen al sana kılavuz, bu defter." demek için.

Aslında bu sana gizli aşkımı haykırdığım defter olmaktan çıktı, bu birnevi Eren'i Anlama ve Yorumlama Kılavuzu.

Neyse, ben en son tatilimi anlatacaktım.

Yattım. Kalktım. Yemek yedim. Belgesel, dizi, hatta bazen kadın programları bile kısacası ne varsa izledim. Cinayet romanlarımdan öncelikli olanların hepsini bitirip yenilerini aldım. Uyudum. Uyudum. Uyudum.

Aslında bir baktım da tatilim azıcık dolu bile geçmiş yanlışlıkla. Ben hep yattım sanıyordum, baya iş yapmışım oysaki.

Okula gelir gelmez Aysu'nun üstüme atlaması bir oldu. Bu gerizekalılar beni kaç kez buluşmak için çağırmasına rağmen ben onları o kadar ektim ki filizlenmiş, bir serpilmiş bir büyümüşler. Aysu enine mi uzamış boyuna mı uzamış tam anlamasam da bir değişiklik olduğunu fark ettim. Meğer saçını kestirmiş, ondan öyle görünüyor. Ki bunu da o diyene kadar fark etmemiştim, erkekler ciddi anlamda bu değişiklik meselelerinden bir halt anlamıyorlar.

Dipnot: Genelleme yapmaktan nefret eden Eren, ciddi anlamda uzun zaman sonra genelleme yaptı. Ve de haklı. Çünkü o Eren, çünkü o benim.

Sınıfa giderken Aysu ile bazen kol kola bazen omuz omuza merdivenlerden çıkıyorduk. Sınıf en üst katta olunca insan şekilden şekile giriyor tabi, bir de ne kadar gereksiz şey varsa yanında taşımaktan çekinmeyen bir insan için (O ben oluyorum) o çantayı taşımak zor oluyor.

Son katın merdivenlerini de ekmek kırıntısı arayan güvercin gibi kafamızı öne ite ite çıkıyorduk ki garip bir cisim bizi sollayarak önümüze geçti ve merdivenleri üçer üçer çıkmaya başladı. 

Gerçekten garip bir cisimdi. Böyle uzun boylu, zayıftı. Tam ismi Can olacak tiplerden. 

Aysu da "Geldi yine tipini..." dedi, dedim "Hoop, sakin ol başkan." Kız resmen sövecekti yanımda. Hayır bir yanım kızıyor, çocuk sadece Tuğba ile çıkıyor ona neden sövelim... Sonra diyorum boşver ne diyorsa desin, sanki çok önemli biri!

Bir Genç Erkeğin Gizli Defteri: ErenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin