♦️BÖLÜM 62♦️

En başından başla
                                    

Kendini dünyanın en değerli kadını hissettiren adama saf bir aşkla baktı. Siyah gözlerinde doğruyu yapıyor oluşuna inat küçük kararsızlık parıltıları vardı. Gülümsemesi daha içten bir hal aldı kadının ve elini saran büyük elleri avuç içi yukarı bakacak şekilde tutarak yüzüne yaklaştırdı.

Önce sağ avuç içine ardından ise sol avuç içine birer öpücük bıraktığı elleri daha sonra kendi beline doğru çekip adamın boynuna sarılırken onun da kendisini sarmasını bekledi. Yuvası olan kollar çok geçmeden kendisini sardığında Roza ona bütün sevgisini akıtmak istercesine sımsıkı sarılıp kulağına minnetini fısıldadı.

"Seni ne kadar çok sevsem az kalacak gibi... Teşekkür etmek için hangi kelimeyi dile getirsem yetersiz kalacak. Ama sen hisset olur mu? Aşkımı,minnetimi,baştan sona varolan bütün duygularımın ne kadar yoğun olduğunu hisset."

Belindeki ellerden biri saçlarına ulaştı ve Roza,okşanan saçlarına bırakılan derin bir öpücük ile hissedebileceği bütün huzura kavuşurken kocası tarafından geri çekildi. Denkleşen bakışların ardında kudretli hislerini kocasına aktarabilmek için çırpınan yeşillere hayranlıkla karşılık veren siyahların ardında ise hissedilen o bütün duyguları,dünyanın en önemli anıymışcasına milim milim yüreğine işleyişi yatıyordu.

Baran kendisi kadar dile gelemeyen karısının bütün hislerini,yeşil gözlerinden oksijen niyetine çekip hapsediyordu içine. Bunun yaşattığı huzuru ve yine bunu yaşayabiliyor oluşunun şükrüyle geçiyordu onun gözlerine baktığı her anı.

Yüreğini saran huzuru karısına sunarcasına içten bir şekilde gülümsedi ona ve ellerinden birini tutup konuştu.

"Hadi gidelim de hastaneyi şereflendirelim."

Duyduğu sözlerin yarattığı anlık heyecanla kocasının elini biraz daha sıkan Roza,hastaneye çevirdiği bakışlarının ardından inanamıyormuşçasına gülerek adama döndü tekrar.

"Şimdi ben işime geri dönüyorum öyle mi?"

Baran'ın huysuz yanı şimdiden sıkıntı çıkarıyor olacakki adam,karısının işine olan heyecanını kıskanan yanını bastıramayarak hafifçe kısılan gözlerinin ardından imâyla konuştu.

"İşine başlıyorsun diye 'eşini' unutup ihmâl etme de."

Beklemediği bu küçük isyan Roza'yı bıkkınca güldürdü. Belliki kocası ilk kez bir telafisine bütün gönlünü vermemişti. Ve yine belliydi ki bu huysuz hali devam edecekti. Zira Roza işe bir başladı mı? Yaşayacağı yoğunluğu şimdiden bile hissediyordu. Yine de bunu şu anda elbette dile getirmeyecekti.

Aksine yumuşatması gerektiği suratsız adamı,yumuşatabileceği en güzel yoldan uysallaştırmak amacıyla usulca yanına sokuldu ve etrafa bir bakış attıktan sonra o dolgun,soğuk dudaklara küçük fakat adamın bütün içini eritecek kadar sıcak bir öpücük bıraktıktan sonra aynı sıcak nefesini tenine bıraktı.

"Senin gibi bir eş ihmal edilir mi hiç?"

Görüş alanını süsleyen iştah açıcı,kavruk tenin altındaki adem elmasının usulca aşağıdan yukarı doğru hareketlenişini keyifle izleyen Roza,onda istediği etkiyi yaratmış olabileceğinin zaferiyle gülümserken kocası tarafından hafifçe geri çekildi ve göz göze geldikleri an adamın istekli fakat buna tezat uyaran sesini duydu.

GÜN DOĞUMUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin