1.0

99 11 0
                                    

Wonho sabah gozlerini açtığında kardeşi onu uyandırmaya gelmemisti o kadar alışmıştı ki ona artık kardeşim diyordu. Saate baktığında saatin aslında beklediğinden daha erken olduğunu anlamıştı. Ayağa kalktı ve okul formasını giyerek ayna da kendine hafif bir makyaj yaptı.

Bugün ne olursa olsun ortalığı karistirmayacakti. Kendine bunun için söz verdi mutfağa doğru ilerleyerek kardeşi ve büyükannesi için güzel şeyler hazırladı wonho. Onlar ailesi gibiydi onların yanında kendini sıcacık hissediyordu.

Duvarda asılı olan çerçeveye göz attı. Küçük kız kardeşi annesinin kucagindaydi yoona ise babasının sırtında duruyor ve ellerini havaya kaldırmış bir şekilde gülümsüyordu. Babası ile böyle olmayı isterdi wonho ona sarılmak onun yanında mutlu olmak ama bu onun başaramayacağı kadar imkansızdı.

Uykulu bir şekilde bacağına sarılan kardeşine baktı. Bu hareketi onu gulumsetmisti "abla ben çok acıktım.." gülümseyerek saçlarını okşadı ve onun boyuna eğildi wonho "senin için çok güzel şeyler hazırladım hadi gecelim melegim." Uykulu gözlerini şaşkınca açarak ona baktı. "Hey bana melek dedin artık cadı degilim.. Ben cadı değilim suratım büyüyünce cirkinlesmeyecek. "

Wonho hızla göz devirdi gerçekten kızı böyle mi kandırmıştı. Gulmesine engel olamadı ve bir kahkaha savurdu etrafa "evet evet sen bir meleksin ve çok güzel olacaksın.."

"Buyukanne ben cadı değilim cirkinlesmeyecegim ablam bana melek dediii" o hala saf ve temiz kalpli bir çocuktu..

--------

Yoona gozlerini araladiginda güneş çokta tepeye ulaşmamıştı. Okul formasını giydi ve kendine çeki düzen verdi kapıdan çıkmak için hazırlanırken pamuk şekeri saçlı çocuk gelmişti. "Wonho seni görmek isteyen birisi var." Anlamsız gözlerle ona bakıyordu yoona kim gelebilirdi ki? "Kim geldi?" Pembe saçlı çocuk biraz çekingen davranıyordu.

"Bence aşağıya inip kendin görmelisin." Yoona binadan aşağıya indi ve gözleri ile etrafa bakındı. Bir arabanın cami açıldığında arka tarafta sert bir adam oturuyordu. Gelen o olmalıydı arabaya doğru ilerledi ve oturdu yoona. " ne o? Sadece 2 aydır suratımi görmüyorsun babanı mu unuttun hemen?" Adamin sesindeki soğukluk iliklerindeki kanı çekiyordu adeta.

Wonhoya nazaran kati bu adama ne demesi gerektiğini bilmiyordu ya da nasıl davranması gerektiğini... "hayatını adam gibi yaşa benim adımın kötü bir şey ile duyurulmasını istemiyorum. Şirketimin ne kadar önemli olduğunu biliyorsun.. annen gibi ezikce ölmek istemezsin."

Yoona sok içinde adama bakıyordu. Bu onun bile sınır olmasına neden olmuştu. Hafifçe yumruğunu sıktı. "Liseyi bitirmene az kaldı daha sonrasında seni yurt dışına göndereceğim. Dönünce de şirketin yönetimine geçeceksin.. yanı ben ne dersem o olacak gelecegini güzelce planladım.." yoona başını önüne eğdi bu iğrençti özgürlüğüne el koyuyordu resmen bu adam.

"Anlıyor musun beni? O zamana kadar bir yaramazlık yapma.."sesi sona doğru yükseldiğinde istemsizce korkmuştu yoona. "Evet efendim.."efendim mi? Bu çok saygılıydı " evet baba.." adam yamukca gülümsemiş ve güldüğüne işaret eden anlamsız bir ses çıkartmıştı. "Baba mi bu kelimeyi senden duymayali uzun zaman oldu hoseok. Aferin böyle ol emirlerimde kal.." yoona nefes alamıyormuş gibi hissettiğinde hızla arabadan inmişti.

Bu adam çok kötüydü wonhonun gulen yuzünün altında yatan hüzünlü bir çocuk olduğunu asla bilmiyordu. Onun partiden partiye koşan bir serseri olduğunu düşünmüştü ama oysaki o acılarını unutmaya çalışıyordu. Onun da annesi yoktu yoonaya kalırsa babası da yoktu. Dizleri hafifçe titrerken araba arkasından çıkıp uzaklaşmıştı. Kafasını sabahın güneşinde havada ucan kuslara çevirdi yoona..

Daha sonrasında ise karşıdan ona doğru gelen kıza bakti dayeon "günaydın oppaaa" ve o sırada boynuna atlaması bir olmuştu..

--------

Wonho kapıdan çıkarak daha dönmüştü ki karşısında sırtını duvara yaslamış jaeyong duruyordu. "Günaydın gün ışığı.." yoona bu çocukla konuşuyor muydu yoksa dün yaptıklarından dolayı cesaret mi bulmuştu bu çocuk gözlerine anlamsız şekilde bakıyordu.. O ise gülümseyerek yaklaştı ve yoonanin önünde durdu.

"Düne göre daha iyisin.. rengin yerine gelmiş.." evet şu an tam da bu çocuğu tersleme zamaniydi ama kendine ve bu bedene verdiği söz üzerine hicbir şey yapmayacaktı. Yavaşça gülümsedi ama icinde gereksiz bir burukluk hissediyordu. "Evet daha iyiyim teşekkürler.."

Çocuk ona içten gülümseme sergilerken yürümeleri için işaret yapmıştı. Demekki onlar dün konuşmuşlardı bunu wonho mu sağlamıştı gerçekten.. şu an yaptığı şeyden pişmanlık duyuyor gibiydi. Hayır neden pişmanlık duysun ki.. O sadece bir köylü kızıydı ve küçük göğüslü onun dayeonu vardı.. şimdi sadece bu çocuğa iyi davranmak ve günü atlatmak kalmıştı.

Gerçekten bunu başarabilecek miydi? Aklına gelen tonla düşünceye hakim olmaya çalıştı wonho.. O kız onun için bir hiçti onu bu kadar düşünmesi asla normal değildi olamazdı da..

Çünkü buuu neyse bir şey demeyeceğim sınavım bitti artık inşallah hep buralardayim.. 😍😍

OTHER WORLD // WONHOHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin