59.Bölüm Hatice

10.1K 949 87
                                    

Genç kadın salondan gelen sesler ile gözlerini güçlükle  açtı.
Odaya perdenin arasından vuran güneş ışığı ile gözleri kamaşmıştı.
Yatağında hafif kıpırdanıp iri yuvarlak kara  gözlerini tavana dikti .
Dün akşam yaşadıkları gözlerinin önüne gelince eli refleks olarak dolgun dudaklarını buldu.
Yüzüne yayılan tebessüm ile öylece yatan Hatice , sanki on beşinde ilk aşkını yaşayan genç kız gibi hissediyordu.

Yaşadığı duygunun karşılıklı  olması onun için büyük bir heyecandı .Bunu düşünmek kalbinin atışını daha da hızlandırdı.
Levent'in bakışlarını hayal ettiğinde bile boynuna kadar kızaran kadın derin bir nefes aldı.

Yeni yeni içind yer eden bu  sevilmeye değer kadın olma hissi sanki nefes alışverişini bile değiştirmişti.
Oysa bir kaç hafta önce böyle bir şeyin ihtimalini yok sayıyor Levent ile ikisinin adı aynı cümlede geçince saçma geliyordu.
Kevser hanım ilk kez ona Levent  ile ilgili ihtimallerden bahsettiğinde imkansız gördüğü hisler şimdi gerçek oluyordu.

Bu düşünceler ile yatakta doğrulup beşiklerinde yatan Leyla ve Can'a bakmak için ayaklandı.

Çocukları beşiğinde bulamayan Hatice telaş ile üzerindeki penye gecelik ile odadan çıktığında , salonda yerde onlar ile oynayan Levent'i gördü.

Uzun boylu adamın ,heybetli vücuduna tezat şefkatle iki küçük çocukla uğraşması hoşuna gitti.
O an kendini sanki hep Levent ile evliymiş bu zamana kadar  çok mutlu bir hayata sahip bir kadın gibi gördü.
Sanki Can ve Leyla ikizlermiş gibi.
Sanki Hatice hep Levent'in karısıymış gibi .

  "Günaydın." Diyen yeşil gözlerin kendi gözlerini bulması ile içi titredi.

Boynuna kadar kızardı aklından geçen düşünceler alnında yazıyormuş gibi geldi .

Adamın öyle derin bakışları vardı ki Hatice gözlerinden beğesinin dahi akıp gittiğini düşünüyordu .
Levent ,genç kadının bakışlarından az çok neleri düşündüğünü tahmin ediyordu.
O iri gözler kendi gözlerinde kaybolurken Hatice'bin yüzündeki her bir mutluluk zerresini sevgi dolu bakışlarla inceledi.

İkisi içinde garip bir çekim vardı ve karşı koymak ya da kaçmak için sınırı çoktan geçmişlerdi.
Adam usulca yerinden kalktı.

Hatice'yi gören Can'ın huysuzluğunu yok sayarak kadına doğru adım adım yürüdü.
Aralarındaki küçük mesafe ikisi içinde bir an o kadar uzun gelmişti ki ne yapacaklarını bilmez bir şekilde bakışlarını kaçırdılar .

"Günaydın tekrar . " deyip saçlarına dokunan adam ile derin bir nefes daha aldı.
"Gü-günaydın "
"İyi misin ? Yani iyiyiz değil mi ?"

"Ben şey ,iyiyim " derken heyecandan ellerinin içi dahi terliyordu.
Adamın önünde duruyordu fakat ne konuştukları ne de ne yaptıkları hakkında en ufak bir fikri yoktu.
"Seninle bugün dışarıya çıksak. Hem Can'ın ve Leyla'nın eksiklerini alırız hemde şu meseleyi hallederiz."

"Mesele derken ?"

Levent , heyecandan titreyen ,sesi fısıltı gibi çıkan kadına bir adım daha yaklaştı.
"Sen ve ben . Şu biz olma meselesi. Çok mühim konu hani .
Can ve ekürisi Leyla hanım dün gece ağlayınca yarım kalmıştı hani ."

Hatice bakışlarını adama kaldırıp başını aşağı yukarı salladı.
Levent'in bakışlarının yüzünde dolaşması ,dudaklarında sabitlenmesini bile hissediyor adamın gözlerinin değdiği her yeri kızarıyordu.

Uzaklaşmak isteyerek bir adım geri çekildi.
"Ben o zaman elimi yüzümü yıkayayım. Çocukların karnı da acıkmıştır. Nasıl bu kadar saat uyudum anlamıyorum . Can nasıl ağlamadı hayret doğrusu !
Sen yani bizde kahvaltı yaparız değil mi ? Bugün işe gitmeyeceksin anladığım kadarıyla ?"

Bir Uzun Yoldan Geldim Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin