58.Bölüm Hazal

8.9K 939 82
                                    

Genç kız karşısında görmeyi beklemediği adamın varlığı ile yutkundu.
Telefondan gelen Dicle'nin sesini dahi duymadan Bilal'in bakışlarından, az  önce sesli bir şekilde dile getirdiği aşk itirafını duyup duymadığını anlamaya çalıştı.

Bilal ise karşısında put gibi duran kıza başı ile selam verip tek kelime etmeden banyoya girdi.

Hazal hala aynı yerde donmuş bir şekilde duruyordu.
Adamdaki garipliğin farkına varsada bacaklarında hareket edecek gücü bulamıyordu.
Dili ise adeta tutulmuştu. 'Sen neden bu saatte eve geldin ?' Diye bile soramamışken 'Benim telefonda konuştuklarımı duydun mu?' sorusunu asla soramazdı.

Dicle, kızın başına bir şey geldiğini düşünerek telefonu kapatıp yeniden aradı.

Gür telefon sesi odayı doldururken Hazal hala aynı yerde öylece duruyordu.
Banyodan gelen su sesi ile genç kız girdiği şoktan zar zor çıktı.
Telefonu sakin bir şekilde kaldırdı ,açıp kulağına ağır çekimde fakat bilinci olmadangötürdü.
Dicle konuşuyordu fakat Hazal hala duymuyordu.

"Kız ne oldu ? Cadı kaynanan mı duydu ? Hazal kız orada mısın ? Korkutma beni bir şey mi oldu ? Kız yoksa seninki mi geldi ? Hazal , Biloş ağa bastı mı kız bizi ! Allah'ım bu kızın yine voltajı yandı . Hazal kız ses versene!"

"Bilal geldi. "
Dicle sağ eli ile  telefonu sıkı sıkı tutarken sol eli ağzını kapatıp "hihh " nidası attı.

"Duydu mu yoksa ! Ondan mı böyle kala kaldın sen ! Gerçi duysa şu an başka şeyler yapıyor olurdunuz ! Yok canım adam sana bir şey hissetmiyorsa dokunmaz gerçi ! Hazal sen orada mısın ?"
"Kapatıyorum Dicle abla . Hayatta ve ayık kalmayı başarırsam ben seni ararım. "

Genç kız merakta bıraktığı Dicle ile konuşmasını bitirdikten sonra telefonu yatağın üzerine bıraktı.
Odanın içinde panikle bir sağ bir sola giderek Bilal banyodan çıkınca ne yapması ne demesi gerektiğini düşündü durdu.
Banyodaki su sesi kesilince Hazal başına geleceklere razı bir şekilde külçe gibi kendini yatağın üzerine bırakıp oturdu.
Başını iki elinin arasına alıp kaderine razı geldi.
Adamın onunla alay etmesini beklemeye başladı.

Bilal banyodan çıkınca yatağın üzerinde sallanan kıza bakıp derin bir nefes aldı.
Ne söylemesi gerektiğini bilmediği için bir süre sustu.

Dolabın içinden çıkardığı tişörtlerden birinin yatağın üzerine bıraktı.

Hazal adamın banyo yaptığını düşünerek arkasını dönmezken Bilal üzerindeki gömleğinin düğmesini aheste aheste açtı.
Kendisi ile konuşmayan arkası dönük kıza sessizce söylendi.
"Çıplak değilim Hazal , banyo da yapmadım. Arkanı dönüp ,put gibi oturmana gerek yok !"

"Ben şey .. Ondan değil de ! Ama su sesi geliyordu. " diyerek Bilal'e döndüğünde adam üzerine tişörtünü giyiyordu.
Hazal ,baygın baygın adama bakıp hipnoz olmuşken Bilal yüzünde hafif tebessüm fakat yorgun bir şekilde kızın yanına gelip dizine uzandı.
"Yine her şey üstüme üstüme geliyor. Yine tek başıma sıkıştım kaldım. Ne yapacağım bilmiyorum." Diyen adamın dizlerine iyice yerleşmesi ile yutkundu.
Gözlerine değen mahsun gözlerdeki acıya merhem olmak istedi.
Eli adamın saçı ile oynarken parmakları yavaş yavaş kapanan gözlerini buldu.
Bilal'in onu duyma ihtimalini, Ayşe hanım ile yaşadığı gerginliği unutup huzur vermek karşılığında mutluluk bulmak istedi.

"Ben varım artık. Tek başına değilsin ki . Elini uzatırsan tutarım . Böyle çelimsiz göründüğüme bakma güçlüyümdür. Nereye , nasıl sıkışırsan sıkış kurtarırım seni . Hazal desen yeter tamam mı ?"
Bilal kızın elini tuttu.
Parmaklarını parmaklarının arasına geçirdi.
"Bir gün bu sözünü hatırlatacağıma eminim. Ve sen Hazal Kozan o gün geldiğinde elimi bu şekilde tutup bırakmayacaksın .
Söz mü ?" Dedi.
Hazal'ın yüreği kıpır kıpır oldu. İçinden gelerek , büyük umutla başını aşağı yukarı salladı.
Hazal bilmesede Bilal o günün geleceğini biliyordu . Bu güzel kız bir gün adamın geçmişindeki yarayı öğrendiğinde hayal kırıklığı ile gitmek isteyecekti.

Bir Uzun Yoldan Geldim Where stories live. Discover now