yirmi beş| cesur olmak meselesi

Start from the beginning
                                    

--

Sehun'un telefonu. Şu an meşgulüm, önemli bir şey ise mesajınızı bırakın

"Sehun, telefonlarımı neden açmıyorsun bilmiyorum fakat sana ulaşmama izin ver."

..

"Göründüğü gibi bir şey yok, ara beni."

..

"Seni seviyorum. Yarın okulda görüşürüz."

--

Sehun-

"Yıl sonu balosu yaklaşıyor, takımları aldınız mı beyler?" Baekhyun Chanyeol'ün yanağını okşarken konuştu. İlk teneffüsteydik ve bahçeye çıkmıştık. Dünden dolayı kafam biraz dağınıktı hâlâ, bu yüzden sadece başımı sallamakla yetindim.

"Doyeon kıravatımı bile ayakkabısıyla uyumlu seçmiş, ben zaten örgüye başladım bu aralar. Hiç vaktim yok." Yixing cümlesini bitirir bitirmez Chanyeol ile gülüştüler. Yeni sardıkları şey de buydu. Chanyeol sevgilisine turuncu bir kazak örmüştü ve hava seksen altı derece olmasına rağmen Baek arada onu giyiyordu. Bu konuda diyecek bir şeyim gerçekten yoktu.

"Ne giysem yakışıyor zaten, benim için çok da önemi yok." Jongdae sırtını dayadığı ağacın altından tatlı tatlı sırıttı. Bu hareketine hepimiz göz devirdik fakat mutlu olduğu için biz de içten içe mutluyduk. "Biz takımları birlikte aldık ama onları benim evde tutuyorum. Baek kendi takımını terziye verip paçalarını kısaltmasın diye." Chanyeol'ü bu mantıklı hareketinden dolayı saygıyla selamladık, sevgilisi ise kafasına bir tane geçirdi. Neyse ki bu kalan beyin hücreleri için dert değildi. "Acıyor ama birtanem!"

Hepimiz onların o haline gülerken zilin çalmasıyla birlikte ayaklandık. Jongin'i henüz görmemiştim ve deli gibi bunu istiyordum. Ancak o gelmeliydi, ve evet trip atıyordum. Sehunların da kalbi kırılırdı.

Sonrasında sınıfa doğru yürürken tuvaletten çıkan kahve çekirdeğim dualarıma bir cevap olarak kadrajımda belirmişti. Kaşlarım ister istemez çatıldı, ben bunu yapar yapmaz da göz göze geldik. Bakışları üzgün duruyordu, kendimden nefret etmeme neden olacak olsa da tavrımı değiştirmedim.

"Ee, biz geçelim o zaman sınıfa." Bizimkiler kime baktığımı farkettiğinde ve gitmeye yeltendiklerinde kollarından tuttum. Şimdilik yalnız kalmak istemiyordum. Sinirime hakim olamayıp kalbini kırabilirdim ve aşırı -aşırı- sinirliydim. O kadının bana olan tavrını aklımdan atamıyordum, beni bir hiç gibi görüşünü. Fakat bize doğru yaklaşan Jongin'de baya yalnız kalmak ister gibi bir hâl vardı.

İki tarafın da yürümeye devam etmesiyle birlikte kısa sürede karşı karşıya gelmiştik. Durdum. O da durdu. Yixing pek duramamıştı çünkü heyecanla ellerini sallıyordu. "Sehun." Ellerini cebine koyup heybetli duruşuyla dudaklarını araladı. Bu halde bile nasıl güzel göründüğünü düşündüğüme inanamıyordum. "Konuşabilir miyiz?"

Ancak aklımdan geçenleri dışarıya vurma gibi bir düşüncem yoktu. "Derse girmeliyim. Zil çoktan çaldı." Sert sesime karşın birkaç saniye sessiz kaldı. Dudaklarından öpmek istiyordum. Neden bütün güzel özellikleri almıştı ki? Bencil herif.

"Aslında," dedi oradan Chanyeol. Ateş saçan bakışlarım pek umrunda değildi o an. "Dersimiz müzik, biz seni idare ederiz kanka." Ağzımı açıp bir şey söyleyecekken hepsi anlaşmış gibi Jongin'e selam verip yanımızdan tüydüler. Dost listemi gözden geçirmem gerektiğini farkettiğim an, işte o andı. Jongin arkalarından gülümseyip bana döndü. "Bahçeye çıkalım mı?"

Sözünü dinleyip arkasından yürüdüm. Kısa süre önce çıktığım bahçeye tekrar gelmiştik. Herkesin derste olmasının verdiği rahatlıkla yan yana yürümeye başladık. Ceplerinin içindeki ellerini tutmak istiyordum, yine de sessiz kaldım. İlk olarak o konuştu.

"Dün neden öyle üzgün olduğumu sana anlatacaktım, değil mi? Sadece duştan çıkmamı beklemen gerekiyordu Sehun. Beni evde onunla yalnız bırakman değil." Sesinden onun da bana kırgın olduğunu anlamıştım, şimdi neden bana bunu yapıyordu? Suçlu olan taraf kendisiydi. "Durup dururken eski eşin evinde beliriyor Jongin. Anahtarlıklarını burada unuttuğunu söylüyor. Kendi eviymiş gibi rahat ve beni bir böcek gibi aşağı görüyor. Ne yapmamı beklerdin? Ona ne zaman bu kadar alan tanıdın?" Sesim beklediğimden yüksek çıktığı için ikimiz de bir süre durakladık. Aslında bağırmak istememiştim.

"Dün moralim bozuktu çünkü öncesi gün yine aniden evimde belirivermişti." Sesini benimkini eleştirmek istercesine iyice alçaltmıştı. Başımı çevirip yüzüne baktım, rüzgar estiğinden dolayı saçları gözlerini kapatıyordu. "Sadece seni değil, beni de bir böcek gibi aşağılarken ona ağzının payını yeterince veremedim. Zavallı gibi hissetmiştim." Çatılı olan kaşlarım daha da çatıldı, fakat sinirim bu sefer kahve çekirdeğime değildi. "Beni sürekli kendiyle kıyaslıyor, ister istemez etkilendim Sehun. Ya senin için yeterince cesur değilsem?"

Cümlesiyle birlikte yürümeyi kestim. Ona tam burada sarılmak istiyordum, ama birileri görebilirdi. Sadece gözlerinin içine bakmakla yetinmek zorunda kaldım, bakışlarımla dokunmak. "Jongin..." dedim. Üzgün görünüyordu, o kadından da kendimden de nefret ediyordum. "Cesaretini kaybettiğin zaman yüreğinin hemen yakınında bir yerlerde olmayacaksam sevgim ile kapına gelmemin bir anlamı yok." Öpmek istiyordum, alnından tam. Sonra da burnundan. "İstediğin her şeyden kork veya kaç. Benden kaçmadığın sürece bir yolunu buluruz."

Dolu dolu gözleri tebessümüyle birlikte kırıştı. Sağ elinin hareketlenip elime uzanışını izledim. Onun umrunda değil gibiydi fakat sevdiğime bir şey olması korkuysuyla camdan bakan var mı diye kontrol ettim. Kimseyi göremeyince parmaklarımı zarifçe kavramasına izin verdim. Bundan bir şey olmazdı. "Seni çok seviyorum Sehun." aniden fısıldadığında, neden bilmiyorum, utandım istemeden. Yanaklarım falan kızarmadı, Jongin farketmedi ama çok utandım.

Kalbime kimse böyle basitçe dokunmamıştı.

Sonrasında birlikte içeri geçtik. Onu öğretmenler odasının kapısına kadar bıraktım. Dersi olmayan diğer öğretmenler de orada olduğundan yine bakışlarımızla anlaşmak zorunda kalmıştık. Gözlerimin içine öyle içten bakıyordu ki, öpüp koklama ihtiyacı hissetmiyordum artık. Jongin bana ömrümün sonuna kadar böyle baksa, teninden mahrum kalarak da yaşayabilirdim sanırım.

---

merhabalarr, önceki bölümdeki sınavıma yönelik iyi dilekleriniz için hepinize çok teşekkür ederim♡ artık tatil olduğundan daha sık yazmaya çalışacağım

lütfen ilginizi eksik etmeyin...twitterdaki bölümlere yönelik tepkilerinizi görünce bile çok mutlu oluyorum ben:(

bir çeşit eşitsizlik] sekai ✔Where stories live. Discover now