5.Bölüm

3.7K 291 36
                                    

إِِحْزَرْأَنْ يَشْتَكيكَ أَحَدُإِلَىٰىُ الله

“Birinin seni Allah’a şikayet etmesinden sakın...!”

Defterime yazdığım son şey bu nottu.
Belki sakınamadım bundan, belki beni de Allaha şikayet edecek olanlar vardı, gücüm yettiği nispetinde her tanıştığım karşılaştığım kişilerden helallik alırdım, Allahım kul hakkından sana sığınırım.

Benim Allah'a şikayet edeceğim çok kişi var mesela, canımı parça parça eden Kocam!
Beni iffetsizlikle suçlayan ailem ve hocalarım!
Bana iftira atan Nurhayat!
İlçenin dedikocusu ve benim hayatımı karartan Beyhan teyze!

Ya Rab sen beni benden iyi bilensin, kulakları sağır olmuş bu kulların beni anlamıyor, boğuluyorum beni kurtaran olmuyor, Yanlız sana dayandım, Yanlız senden yardım beklerim..

°°°
Kursa gelmiş Hocalarla konuşmaya çalışıyordum ama beni anlayan yok, dinlemiyorlar bile sanki yokmuşum gibi konuşuyorum ama duyan yok gören yok.

Ağlıyorum, gözlerim yanıyor, burnum sızlıyor, en çokta yüreğim dağlanıyor.
Bu kadar basit mi bir insan hayatı ile oynamak.
Bu kadar kolay mı silip atmak.

İçimde olan yangın ile yatakhaneye gittim, içeriden bağırış çagırış sesleri geliyor. Bir an girmek istemedim sonra vazgeçip girdim içeri.
Emine ve Elif  Nurhayata bagırıyorlardı, Eminenin yüzü kıpkırmızı olmuş bağırıyordu bir anda yüzüne tokat indirdi, Nurhayat sanki bunu bekliyormuş oda Emineye tokat attı, bunu üstüne Elif Nurhayatı hırsla itti. Öylece onları izlerken, beni ilk fark eden Nurhayat oldu.

"Heh geldi işte sizin iffet timsali parmakla gösterilen ama aslında fingirdek ögrenci." demişti Nurhayat bu dediği şey ile  zaten hazır olda bekleyen sinirlerim zıplamıştı. Hızla yanına gittim var gücüm ile itmiştim Nurhayatı o yerden kalkmaya çalışırken konuştum

"Sana hakkımı asla ama asla helal etmiyorum. Allah sana dünyada çok nimet versin ama hiçbirinin lezzetine varma! Bana attığın iftarın bedeli için hergün dua edeceğim Allaha seni rezil etsin, diye" kustum ona olan öfke mi. İçim yanıyor içim kaynıyor bir insanın lafı ile yargıladılar beni kimse dinlemedi bile.

"Kızım sen beni kendin gibi günahkar mı sanıyorsun, sen sokakta erkeklerle konuşurken iyiydi şimdi mi aklın başına geldi." Bana öyle bir kin ile bakıyorduki bunun sebebini hiç bir zaman ögrenemedim.
Nurhayat kötü bir kızdı.
Kötü bir insandı.
Allah hakkında hayır versin.

Ona cevap vermeye fırsat kalmadan Emine Ve Elif bağırıp çagırmışlardı. Başka birşey diyemedim zaten
takatim yok
Halim yok
Gücüm yok
Anlayan yok.

"Zehra!" üst sınıflardan biri adımı sesleniyordu yatakhanenin kapısından, oturduğum yerden yönümü çevirdim seslenen kişiye

"Seni müdüriyette bekliyorlar, ailen gelmiş." demişti kafamı salladım kalktım yerimden, emine ve elife baktım

"Üzülme Zehra, Herşeyin üzerinde senin Rabbinin şahit olması yetmez mi?(Fussilet 53)" Ayetini hatırlattı bana. Haklıydı beni en iyi bilen Rabbimdi, ve bana yardım edecek olan oydu.

" Yeter elbet" dedim yorgun sesim ve düşmüş omuzlarım ile. Kapıya doğru yürüdüm ve müdüre hanımın odasına vardım, kapıyı tıklayıp gel denmesini beklemeden açtım kapıyı, annem karşımda kızarmış gözler ile bakıyor bana hatta öfke ile bakıyordu. İçeri gidip,

"Buyrun Hocam beni çagırmışsınız?" dedim, gözümde hoca sıfatını haketmeyen kişiye. Hoca olan öğrencisini yargısız infaz etmez, Müslümanın sözüne inanır,
Dinler
Anlamaya çalışır
Ama yapmadı hiçbirini.
Olsun dedim Rabbim var ya, hak elbette tecelli edecektir.

ZEHRA  (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin