İklim ve Bora, bizim yanımıza çömelirken Savaş fazlasıyla gerilmişti. Bora'yı kabul etmek istemiyordu, daha doğrusu İklim'i paylaşmak istemiyordu.

"Sen neden geldin? Mutluyduk biz!" Bora, Savaş'ın bu hâline gülerken iyice İklim'i kendine çekti ve ona sıkı sıkı sarıldı.

"Ay, marulum bana bir şeyler oluyor! Kaldıramıyorum, kardeşimi ellerde görmeyi," diyen Savaş'a baktım.

Ben de senin kollarındayım zalım. Bora diyor mu böyle şeyler.

"Bana bak, çilli bonibon! Sen benim kuzenimi muçmuç yapıyorsun, ona sarılıyorsun, onu seviyorsun. Ben diyor muyum sana bir şey?" Savaş, sinirle homurdandı ve kollarını omuzlarıma çıkartarak bana sarıldı.

Belki de boğmaya çalışıyordu, karar verememiştim şu an.

"Ben seni bir muçmuç yapacağım, o olacak." Savaş'ın homurtusuna kahkaha atarken biraz daha sıkılaştırdı beni.

Ölüyorum, zalım.

"Hayatım, nefesimi kesiyorsun." Savaş, sinsi sinsi güldü ve biraz daha sıktı.

"Çok yakışıklı bir çocuğum ya, ondandır marulum. Çokta şey yapmamak lazım." Gözlerim, yuvalarından çıkacak kadar pörtlerken nefesik cidden kesiliyordu.

"Beni boğuyorsun, salak!" Kollarını boynumdan hafifçe çekerken şaşkın şaşkın baktı etrafına.

"Sen, ondan mı bahsediyordun?" Gözlerimi devirirken ellerimi Savaş'ın ellerine çıkarttım ve onları tuttum. Çok güzel elleri vardı.

"Evet, hayatım. Ondan bahsediyordum." Savaş, her şeye rağmen gülümsedi ve saçlarımı öptü.

"Ya gözümün önünde de olmuyor anasını satayım. Allah aşkına, kardeşime gözümün önünde yapma şöyle şeyler." Savaş, abime tuhaf tuhaf baktı.

"Ay, götüm! Sana mı soracağım?" Abim Savaş'a kötü kötü baktı. Çenesini kasıldı ve ayaklanmaya kalkıştı.

"Aşkım, şaka yaptım. Haydi Cemre, gidelim biz." Herkes birden kahkahaya boğulurken Savaş bile hâline gülüyordu.

Kalkmak yerine, yerinde yayıldı ve yanağımı ısırdı. Elim, yanağıma giderken başımı sola çevirip Savaş'ın çenesiyle bakıştım. Gözlerimi, biraz daha dikdikten sonra sinsice gülümsedim ve dişlerimi çenesine geçirdim.

Savaş, beklediğimin aksine acıyla inlemedi. Aksine, gür bir kahkaha attı.

"Sen beni dişlerinle korkutabileceğini mi sandın, ponçik?" Dudakları yukarı doğru kıvrıldı. Dudaklarımı çenesine bastırdım ve geri çekildim.

Allah'ım Allah'ım, sen tamamını erdir.

Berkant abime döndüm, keyifle bizi izliyordu.

"Ne zaman vereceksin, kasatleri ona?" Sorduğum soruyla gülümsedi.

"En kısa zamanda vereceğim." Cevabı fazlasıyla netti. Seviyordum bu hâllerini.

"Biz de şu deftere yeni sayfa mı yazsak? Daha, iki safya yazabildik." Onaylayan mırıltılar çıkarttım ve başımı omzuna biraz daha salladım.

"Acaba biz de birlikte bir video cekip kaset yapar mıyız?" Berkant abi bu soruyu daha çok kendisine sormuş gibiydi ama yine de cevap verdim.

"Çekersiniz tabii ki Berkant abi. Eminim ki Eflin çok sevecek." Sıcacık bir tebessümle ona bakarken Savaş kulağıma doğru yaklaştı.

"Gülmesene kızım şöyle, kıskanıyorum anasını satayım." Yüzümdeki tebessüm büyürken ona doğru sokuldum ve yanağına kocaman bir öpücük kondurdum.

Son Görülme | yarı texting -TAMAMLANDI-Onde as histórias ganham vida. Descobre agora