Son Sınıf

Susarmısın Gerizekalı

Hey hey gençler dün doğum günümde benden de küçük bir hediye yorumlarınızı bekliyorum bu arada okunma sayısına baktım 931 okunma gerçekten sevindim !! Herkese çok teşekkürler!!!

Bütün sınıf bu müzikal işini konuşurken çoğu kişi Hintçe şarkılardan dolayı şimdiden pes etmişti. Tuğbada pes etmek üzereyken gaza getiren hamlemi yapmak için Tuğbanın sırasına oturdum. "Pes mi ediyorsun 3Byemi kaptırmak istiyorsunuz rolleri. 3B durmaz kızım bak hmm belkide Eneslede Burcu eş olur belki ha nedersiniz?" Dediğimde Tuğba kızarmıştı. Tuğba iki gece önce Enesten hoşlandığını itiraf etmişti. Ondan dolayı yeni zayıf noktasını kullanmak zorunda kalmıştım. Tuğba en sonunda kabul edince Berna yerinde zıplayıp en güzel yıl diye çığrındı. Süleyman müleymandı ama hala çocuk ruhluydu bizim kızımız. Tuğba en sonunda kabul etmesine etti ama ancak sahne arkasında çalışmak şartıyla etti onada şükür ya.

*

Anneme müzikali anlattığımda ise baya bir kızmıştı. Neymiş sınav zamanı bir bu eksikmiş. Sonrada gitmiş her dersten özel ders ayarlamıştı.

"Anne ama din dersini unutmussun o ders değil mi?" Dediğimde kafama yediğim şaplakla sustum.

"Müzikale izin veriyorum ancak ve ancak bu derslerin dışında." İstesemde kafa salladım yanağımdan öpüp dışarı çıkıp telefonla konuşmaya başladı.

Bende önümdeki teste odaklanmaya çalıştım ama olmuyordu ne iğrenç birşeydi böyle. Lanet olsun testlere yaşasın tam bağımsız öğrenciler! Sanırım test kafama vurdu testi kaldırıp çantamın içine attım. Klasik bir çarşamba günüydü işte okul çıkışı annemin yanına gelmiş eve gitmeyi bekliyordum. Ancak annemin işi uzadığı için gene sefilleri oynuyordum. Her zaman ki gibi aç ve uykusuzdum.

Sıkılıp masada duran telefonu cebime atarak şu kahverengi beni boğan odadan kendimi dışarıya atıp kafeteryaya ilerledim. Dolaptan kola alıp münevver teyzeye aldığımı gösterdikten sonra birde tatlı beğenip annemin hesabına yazdırdım. Gülerek masalardan birine oturup bir yandan tatlı mı yerken diğer yandan telefonumun ekranını açıp gene kapıyordum. Karşımdaki sandalyenin çekildiğini görünce telefonu masaya bıraktım ve karşıma oturan Kaan'a baktım.

"Beni mi takip ediyorsunuz?" Diye imali bakışlarımı fırlatırken elimdeki kaşığı alıp tatlımdan yemeğe başladı. "Çok meraklıyım ya sana, Yiğitin doktor randevusu vardı bende burda bekliyorum." Diyip omuz silkti. Yerimden kalkıp Münevver abladan bir kaşık daha istedim. Kolama sulanmasın diyede bir kola daha aldım.

Yiğitle gelişen arkadaşlığım Kaanlada gelişmişti. Masaya geri dönüp kolayı ona uzattım oda sırıtarak kolayı elimden aldı.

"Yiğit neye gelmiş kadın doğumamı?" Dediğimde kola neredeyse burnunda çıkacaktı. Hem gülüyor hemde canı acıyordu. Nerden mi biliyorum bunu her hafta yaşıyan birisiyim ben.

"İyiydi bu bakır, ama hayır genel cerrahiye geldi şu annenin arkadaşına." Dediğinde başımı salladım. Kaan ise hala gülüyordu.

Bir yandan tatlımızı yerken diğer yandanda salak salak sohbet ediyorduk. Şu bir haftada özellikle Kaanın hiç dışarıdan göründüğü gibi biri olmadığını fark etmiştim o soğuk çocuk gitmiş yerine konuşkan salak bir tip gelmişti aynı Doruk gibiydi. Bu arada tek benimle değil Gizem,Berna,Tuğba ve Eneslede iyi anlaşıyordu. Doruk benimle konuşsada hala Mert'in arkadaşıydı ve ondan dolayı gelmek istemiyordu. Merte gelirsek hiç konuşmamıştık o olaydan beri. Ona tokat attığım için pişmandım ama konuşmayı düşünmüyordum. Diğer sandalye çekilince Yiğite dönüp gülümsedim oda bana gülümsedi. "Bensiz tatlı yenmiş ayıp değil mi?" Dediğinde benden önce Kaan söze girdi. "Sen gelsen bize kalmazdı biz bebeğim ile yedik işte." Diyince kahkaha attım. Yiğit ise gözlerini devirmekle yetindi.