61. Bölüm "KIVANÇ"

Start from the beginning
                                    

Bakışları baygınlaşırken "Hadi ama," dedi tahammül etmekte güçlük çekiyormuş gibi. "Trip mi atacaksın cidden? İlişkimizin bütün farklılığını silip süpürme."

Kaşlarımı havaya kaldırarak "Demek ki bazen sıradan da olmak gerekiyormuş," dedim kinayeyle. "İnsanların bir bildikleri varmış."

"Sıradan bir ilişki bana hitap etseydi seninle tanıştığımızda yalnız olmazdım," derken ciddi gözüküyordu. "Ve sen de sıradan bir kız olsaydın şu anda da yine yalnız olurdum, arabada tek başıma ve açıklama yapma zorunluluğum olmadan."

Yüzüne cevap veremeyecek halde dikkatli bakarken cümlesinden sonra önüne döndü ve direksiyonu yeniden kavradı. Çenesi tekrardan gerilmişti, ileriye diktiği keskin bakışlarını gölgeleyen biçimli kaşları çatılmıştı. İçimde özür dileme isteği uyansa da bu kadar çabuk dönmek saçmalık olacağından bu dürtüyü bastırdım, uzatmayacaktım ama özür de dilemeyecektim.

Issız yolun sonunda arkalı önlü trafiğe çıktığımızda yollar tenha sayılsa da gürültümüzü kesmek zorunda kalmıştık, nispeten sessizce ilerliyorduk ve epeyce yol gitmiştik. Nereye gittiğimizi sormuyordum, gidince görsem de çok bir şey kaybetmezdim. Cama yasladığım kafam hafifçe titreşirken gelin arabasının yavaşlamasıyla biz de dahil diğer arabalar da ağır ağır ilerlemeye başladığından geldiğimizi anlamıştım. Sırayla caddedeki diğer arabalardan sıyrılarak hepimiz sağa saptık ve biraz ilerledikten sonra ilk önce gelin arabasının durduğunu gördüm ve sonrasında da biz durduk. Kafamı dikip etrafa baktığımda sahile geldiğimizi gördüm, siyah deniz bir çarşaf gibi yavaşça ama ürkütücü bir halde dalgalanırken Hakan arabanın anahtarını kilitten çıkardıktan sonra bana döndü ve benim de ona baktığımı görünce yüzümü kısa bir süre süzdükten sonra bir eliyle çenemi hafifçe kavrayıp ardından yüzüme doğru eğildi ve dudağımı bastırarak öpüp geri çekildi.

Şaşkınca büzüşen dudaklarıma uyumlu bakışlarımla yüzüne bakakaldığımda "Seni böyle görmek istemiyorum," dedi hem merhamet hem katılık içeren sesiyle. Yalnız sonrasında "Uzatma," dediğinde bu defa salt bir tavizsizlik sezmiştim.

Gözlerimi devirerek onun yaptığı gibi kapı koluna uzandığımda aynı anda yere ayak bastık ve bedenime çarpmaya başlayan rüzgarların sadece dudağıma vuranını hissettim. Ondan iz taşıyan her şey nasıl hassasiyetten çatlayacak kıvamdaysa şu anda da dudaklarım bedenimin üstünde tek nefes alan toprak gibiydi. Bir dokunuşuyla üstümde güller yeşertebilirken bir başka dokunuşuyla toprağımı iliklerime kadar kurutabilecek bir kudrete sahipti, arabanın etrafını dolaşırken ona bu gücün önemini ayrımsayarak göz ucuyla baktım. Düşündüklerimden şu an için habersiz olsa da bunun o da farkındaydı, dile getirdiğim gibi dışa da yansıttığımdan bunun kolayca idrakına varıp komutaya geçmişti.

Sırasıyla arka arkaya sıralanmış arabaların teker teker kapıları açıldı ve boş asfaltta aniden küçük bir kalabalık oluştururken aralarında şakalaşan, gülen ve nereye gittiğini bilen tayfanın peşine takılmıştım. Hakan bana dönüp kısa bir bakış attı ve tek eliyle belimi sarıp beni kendine çekti. Bedenlerimiz birbirine değerken birbirimize bakmadan ilerlemeye başladık. Sahile kıyı bir caddedeydik, kuytu bir yerdi ya da geç vakit olduğundan bizden başka kimse yoktu. Sahilin bitişiğindeki yoldan denizi izleyerek ilerleyip iki katlı, çok da lüks ve büyük olmayan bir mekanın önüne geldik. Damat kapının önünde pantolonundan çıkardığı anahtarla kilidi açmaya çalışırken arkasında sürü halinde birikmiştik. Peşpeşe içeri girdiğimizde damat bütün lambaların düğmelerini bularak loş ışıkların mekanı gözlerimizin önüne sermesini sağladı. Herkes gibi ben de etrafı incelemeye başladığımda çok sayıda tahta sandalyesi ve masası bulunan, orta düzeyde, meyhane tarzı bir yer olduğunu anladım. Böyle mütevazi ve samimi bir yeri bilerek ya da konumu için seçtikleri aklımdan geçerken içlerinde Hakan da olmak üzere erkekler saniye içerisinde masaları birleştirme kararı alıp çekiştirmeye başlamışlardı. En sonunda upuzun bir masa meydana getirdiklerinde yine hızlıca çevresine sandalyeleri yerleştirdiler.

TAKINTIWhere stories live. Discover now