22.Bölüm "RENKLER"

63.8K 1.8K 969
                                    

İthaf; Demim_Lovatom

Güzel yorumun için teşekkürler! Eleştirini kurguda kullanmadığın için seni seçtim ve dikkate aldığımdan emin olabilirsin. Umarım, güzel yorumlar bırakmaya, hikayemi final bölümüne kadar okumaya devam edersin :)

Sınır tamamlanır tamamlanmaz bölüm yayımlayamadığım için üzgünüm :( 12630 kelimeyi özür olarak kabul edin ve bu uzun bölümü satır arası yorumlarınızla süsleyin bence ^.^

-

"Atalalarım gökten yere,

İndirmişler ay yıldızı,

Bir buluta sarmışlar ki,

Rengi şafaktan kırmızı,

Onun ateş kırmızısı,

Ne gelincik, ne gülden,

Türk oğlunun öz kanıdır,

Ona bu al rengi veren."

"Teşekkürler Ceren," diyen hocaya gülümsedim ve eteğimi düzelterek yerime oturdum. Dikkatini benden alıp başka öğrencilere verince ise omzumun üstünden Beyza'ya baktım. "Kaç dakika kaldı?"

Animesine iri gözleri veren kalemini defterinin üzerine bıraktı ve sıranın üzerindeki telefonunun ekranını aydınlatıp saate baktı. Ardından "Beş veya altı," deyip tekrar kalemini eline aldı.

Önüme döndüm ve sıkılgan bakışlarımı etrafımda gezdirdim. Önümdeki çocuğun hoş kokulu saçları bütün ders boyunca dikkatimi dağıtmıştı. Aynı zamanda görüntüsü de. Üzerinde kapüşonlu, marka, şık bir hırka vardı ve kolunda da o markanın saatini taşıyordu. Sıraya yatırdığı kolunun yanında yine pahalı olduğunu bildiğim bir cep telefonu vardı. İki parmağının arasında kurşun bir kalemi dengelemişti ve arada bir önündeki kitaba çizikler atıyordu. Pürüzsüz bir cilde sahipti ve teni bembeyazdı. Ayrıca, diğer erkeklere göre çok daha bakımlı olduğunu gözlemlemiştim. Adının ise Poyraz olduğunu hatırlıyordum.

Yanındaki kız ise hocadan tarafa döndüğü için bize de yarım bir vaziyette dönmüş oluyordu ve tek dirseğini bizim sıraya yaslamıştı. Açık kahverengiye çalan sarı saçlarını balık sırtı modelinde iki yandan da örmüştü ve omuzlarının üstünden aşağı sarkıtmıştı. Uçları, siyah, ince bir lastikle bağlanmıştı ve örgüsünün kusursuz gözüktüğünü itiraf etmeliydim. Bir bacağının ayak bileği, diğer bacağının altında olduğu için eteği kıvrılmıştı ve bunu gerçekten fark etti mi bilmiyordum. Adının Aleyna olduğunu duymuştum ve arkadaşları ona "Aley," diye sesleniyorlardı.

Kafamı sağ tarafıma çevirdim ve benim sıramın hizasındaki sırada, Mert oturduğu için ilk ona gözüm çarptı. Benden taraftaki sandalyede oturuyordu ve aramızda boşluk olmasına rağmen yakındık. O da önümüzdeki Aleyna gibi tek dirseğini arkasındaki sıraya koymuştu ve epey yayvan oturuyordu. Diğer eliyle sırasının altındaki telefonu kullanıyordu ve sırıtıyordu. Bir ara laf atasım geldi ama hocanın dikkatini çekersek telefonu fark edebilirdi.

Yanındaki kıza kaydı gözlerim. Mert'e sırtını dönmüştü ve onu tamamen görüş alanından dışlamıştı. Sınıfın inek kızı... Bunu benim söylemem garip karşılanırdı ama cidden öyleydi. Tamam, benim notlarım da en az onun ki kadar yüksekti fakat ben bu kızın hiçbir derste dersi dinlemediğini görmemiştim. Hep pür dikkat olan bakışları her derste hocanın üstünde idi. Belki de okul başarısı konusunda kendime sınıftan bir rakip seçecek olsam; bu Sahra olurdu. Pek takıldığı arkadaş ortamı yoktu ve adını hocalardan duymuştum. Her konuda bir fikri olan tiplerdendi ve sessizdi. Dişlerinde tel vardı ve ara sıra gözlük kullanıyordu. Ama her ikisine de rağmen çok hoş bir kızdı. Siyah, göğüslerinin altında biten, dalgalı ve dolgun saçları vardı ve yüzünde veya fiziğinde hiçbir pürüz yoktu. Esmerdi. Ten rengi de koyuydu ve ben şimdi detaylı inceleyince daha bir imrenmiştim.

TAKINTIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin