1.Bölüm "OKUL"

175K 5.2K 1.7K
                                    



Son zamanlarda üzerime çullanan yoğun karamsarlığı vücudumdan def edip onun yerine cesaretimi toplayarak ileriye doğru bir adım attım. Çekinerek, utanıp sıkılarak hiçbir şey elde edemediğim gibi bir şeyleri kaybedebilirdim de. İki ucu birbirine bağlayan ipin üzerindeki ilk adımımdı bu; yeni okulumun bahçesindeydim artık. İçimdeki hisleri usulca kolaçan ettiğimde aslında çok da farklı şeyler karşılamadı beni. İlk okul gününün heyecanı vardı; yeni okul olduğu için de biraz korku, biraz endişe duymuyor değildim.

Bahçe büyüktü, tıpkı okul gibi. Yeşilliklerle kaplıydı. İçerisine birçok bank serpiştirilmişti. Genişçe okulun arka tarafına doğru uzuyor, içerisinde otoparka yer vermekle beraber epey göz yorucu bir hal alıyordu. İlk önce okulun içini gezmek istediğimi kendime hatırlattım. Ardından bahçeyi keşfetmek daha iyi bir fikirdi.

Bu düşünceyle beraber adımlarımı okula doğru hızlandırdım. Bu sırada etrafa göz atmadan edemiyordum, her şey ilgimi çekiyordu. Kızların çoğu üç ay görmedikleri arkadaşlarına sarılıyor, özlem gidermeye çalışıyorlardı. Eski okulumda olsaydım ben de aynı şeyi yapıyor olurdum muhtemelen. Onları görünce kendimi daha da yabancı hissettim. Diğer yanda banklara kasıntı bir şekilde oturmuş gruplar vardı. Son sınıfa geçmiş olmalıydılar. Benim gibi okula yeni geldiğini tahmin ettiğim tek tük yalnız insan vardı. Bu konuyu kafaya takmamaya çalıştım. Anlaşılmaz bir tip değildim, arkadaş edinme konusunda sıkıntı çekeceğimi düşünmüyordum.

Birkaç basamağı tırmandıktan sonra beni karşılayan büyük kapıdan içeriye girdim. Müdürün odasını öğrenmem gerekliydi. Giriş yaptığım sade koridorda gezinirken gözlerimle sorabileceğim birini aradım, gördüğüm birkaç kişiyi anında elemiştim. Ardından karşıdan telefonuyla uğraşarak bana doğru gelen bir kız dikkatimi çekti. Benim yaşlarımda gibi gözüküyordu, rahatlığından ve ev sahibi gibi dolaşmasından yeni olmadığı belliydi. Kız iyice bana yaklaştığında ben de bir iki adım atıp önünde durdum. Kız önünde durduğumu fark etmiş olacak ki kafasını telefondan kaldırıp boş gözlerle yüzüme baktı. Onun bir şey demesine fırsat vermeden konuşmaya başladım.

"Okulda yeniyim... Müdürün odası gerekli. Yardımcı olabilir misiniz acaba?"

Bir süre ifadesiz kalsa da çok geçmeden sıcacık gülümsemesiyle cevap verdi.
"Tabii, hatta ben de oradan geçeceğim, istersen seni götürebilirim."

İşte buna hayır denmezdi. "İşin yoksa çok iyi olur," dedim minnettar gülümsememi eksik etmeden.

Kız tek elini yavaşça kaldırıp bana doğru uzattı. "Ben Ecem." Kıvırcık saçlarıyla gerçekten tatlı bir kızdı. Uzattığı eli sıkıp "Ben de Ceren," diyerek kendimi tanıttım.

Tanıştığıma memnun olduğumu falan söylememe gerek yoktu herhalde. Memnun olduğum her halimden belliydi. O da böyle düşünmüş olacak ki hiçbir şey söylemeden yumuşak adımlarla koridorda ilerlemeye başladı. Ben de onu takip ettim. Ecem'le beraber iki kat yukarı çıktık.

Müdürün odasının önüne geldiğimizde ikimiz de durduk. Ben ona doğru dönüp, "Teşekkür ederim," derken o da hiç yüzünden eksik olmayan gülümsemesiyle "Rica ederim, istersen beklerim?" dedi. Sorusunda ne kadar samimi bilmiyordum ama kızı gerçekten sevmiştim.

"Gerek yok, bundan sonrasını kendim hallederim."

"Peki o zaman. Yardıma ihtiyacın olursa 11-F' deyim," dedi ve tahminimi doğruladı. Aynı yaştaydık.

TAKINTIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin