29.Bölüm "YANKI"

52.5K 1.7K 1K
                                    


Bizi birbirimize bağlayacak küçük bir anlaşma...

Benim onun geçmişinden sayfalar kopartabileceğim, onun ise benim sıkıntılı anlarımı tıpkı bir zehir gibi içine çekeceği kurallı bir oyun. Beraberce yorum yapabileceğimiz, fikir yürütebileceğimiz ortak bir konu. Geçmişten gelen bir kız. Gizemli bir kız. Benim gözümde bile duruşu kutsallaşmışken, onun gözünde pahası kim bilir, ne?

Bir diğer ortak konu... Henüz geçmemiş bir adam... Verdiği çiçeklerin kokusu hâlâ burnumda. Ondan başka anlatacak kimsem yok ki. Yoksa Hakan'a, Hakan'ı mı anlatayım?

Kafam hayli karışık. Duygularım rotasını kaybetmiş ve yerinden fırlayan oklarım, hedefini bilmiyor. Nereye gidiyorlar? Nereye isabet edecekler?

Çağatay'ın soğuk konuşması niye? Eskisi gibi olamayacağımızı söylediğimden mi? Bazı şeylerin tekrarı olmaz. Yaşarsın ve biter. Eskisi gibi olmaz. Yaşarsın ve biter.

Bunu birtek, ben mi kavrayabiliyorum?

Herneyse, kimin ne düşündüğü artık umrumda değil. Benim hayatım, benim kararlarım, benim ödeyeceğim bedeller... Seyircilerin yorum yapması oldukça saçma.

Hakan'ın karşısına geçip bir şeyler anlatmak keyifli olacak gibi duruyor. Onunla hayata bakış açılarımız tamamıyla farklı. Çıkmaza düştüğümde onun bana rehber olma ihtimali yüksek gibi. Onun gibi zeki birinin fikirleri işime yarayabilir. Tek korkum konuştuklarımızın abime sızmasıydı ve birbirimize verdiğimiz söz ile bu ortadan kalktı. Gizemli kızın gizemi çözülecek... İçimdeki kara düğümler Hakan'ın eline teslim edilecek... Belki arkadaş, sevgili veya çift olamayacağız fakat birbirimizin sırdaşı olup ruhumuzun en özel yerinde ellerimiz birbirine kenetlenecek. Sevgililikten daha özel ve güzel. O şu an benim yaşadıklarımı bilecek... Bende, ben onun hayatında yokken yaşadıklarını... Birbirimizi baştan tanımak için güzel bir fırsat.

Her şey yeniden başlıyor.

Hakan tekrar hayatımda büyük bir rol kapıyor ve onun dönemi bende hiç geçmiyor. Nasıl oluyor ben de hiç anlamıyorum. Ondan nefret ettiğimi kendime tekrarlarken yeni bir anlaşma ile hayatlarımızı kesiştiriyoruz. Ama birine ihtiyaç var. O kişi Hakan ise önceki diyalogları unutup iyimser yaklaşabilirim. Fakat güvenmek asla. Bu bir daha asla kimseye hissedemeyeceğim bir duygu.

"Şimdi anlatacağın bir şey var mı?"

Kafamı iki yana salladım. "Hayır, yok."

"İçeri geçelim o halde," derken ayağa kalkıyordu.

Hareket etmediğimi anlayınca dönüp bana baktı. Ben de konuşmaya başladım. "Ben burada kalsam? Sen de birkaç sigara bıraksan?"

"Olmaz öyle şey," dedi ciddi sesiyle. "Sen de içeri geliyorsun."

Kafamı yana eğdim. "Ama neden?"

"Tek başına sıkılmadın mı kaç saattir? Hem balkonumun sana ayrılan süresinin sonuna geldik."

Oflayarak ayağa kalktım. "Gıcıklık yapmasan olmuyor, değil mi?"

Sırıttı. "Sana gelince olmuyor."

Üzerimdeki hırkaya iyice sarılıp önden önden balkon kapısının içinden geçtim. Hakan'ın arkamdan geldiğini hissedebiliyordum. Hiç konuşmadan ilerlemeye devam ettik. Ta ki merdivenlerden aşağı inmeye başlayana kadar. "Koray seneye de giy diye hırkayı büyük almış galiba," diyerek dalga geçti.

TAKINTIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin