7. Bölüm

11.4K 582 59
                                    

BÖLÜMLER ÇOK GECİKİYOR,FARKINDAYIM.AMA MALUM OKUL VAR VE BEN ŞU ZAMANA KADAR HİÇ ÇALIŞMADIĞIM KADAR ÇALIŞMAYA BAŞLADIM.ARTIK SÜREKLİ PC BAŞINDA DEĞİLİM,AMA ELİMDEN GELDİĞİNCE YAZMAYA ÇALIŞIYORUM.BU BÖLÜMÜ GERÇEKTEN ÇOK HİSSEDEREK YAZDIM,VOTE VE YORUMLARINIZI EKSİK ETMEYİN LÜTFEN.

Kolumu başımın altına almış,tavanla bakışıyorduk yine.O değil de,her zaman kimseye güvenmemişken,tüm acılarımı görüp,sürekli olarak bakıştığım tavana güveniyordum.Evet,düşüncem bile saçma ve çocukça ama doğru.İnsanlar,yani canlı varlıklara ne güvenilir,ne de açık açık konuşulur.Neden,çünkü sürekli aklımızda arkamızdan vuracaklar mı,birine bir şey anlatacaklar mı diye düşünürüz.

Yanlış mıyım?

En büyük güvensizliğimiz budur bizim.Oysa tavan…Ah,hayır tamam susuyorum.

Konumuza dönecek olursak,yatağa yatıp düşünmemin nedeni Baran’dı.Bu kadar kısa sürede,düşüncelerimi işgal etmesi bile saçmaydı,değil mi?

Daha saçma bir şey duymak ister misiniz?

O çocuk beni azcık-çok ufacık- bir şey etkiliyordu.

Bana o sözleri söyledikten sonra,bir süre suratına maron gibi baktım.Ardından kendime gelip,beni eve bırakmasını rica etmiştim.O sözleri…kendimi özel,değerli hissettirmişti bana.Kahretsin,ne zamandır duygusuz olduğu düşünüldüğü benliğim bile o sırada başını yana eğmiş,şaşkınlıkla Baran’a bakıp,ardından çok içten bir şekilde tebessüm etmişti.

Bunu düşününce,yattığımı yastığı başımın altından alıp,yüzüme kapattım.

Yolda hiç konuşmamıştık,arabadan inerken de Baran elimi tutup,öpmüştü. “Bu gece için teşekkürler.” Demişti birde.Ben mi ne yapmıştım?Tabiki ruhsuz bir şekilde başımı sallayıp,elimi hızla çekerek arabadan inmiştim.Sorun şuydu ki;O bakışlarım o kadar ruhsuz değildi.Biri bana bu gece hem özel olduğumu,hem de değer verildiğimi hissettirmişti.Bunların sadece bir iki cümleyle olması garipti,evet farkındayım.

“Saçmalık.” Diye fısıldayıp,yataktan doğruldum.Etrafa bakınırken,avuç içimle aşnıma vurdum. “Aptal,kendine gel.İki güzel sözle etkilenecek kız mısın sen?”

Ayaklarımı sarkıtıp,saçımdaki tel tokaları çıkardım.Ayağa kalkarken,aynanın önüne geçtim.Açelya’nın elbisesi bana tam olmuştu.Ah,Açelya derken…

Birde Açelya vardı dime ya?

Eve girmeme o yardım etmişti.Bana acayip yalakalık yapıyordu.Kardeşimden asla nefret etmek istemiyordum,asla.Ondan nefret edince,kendimden de nefret ediyordum.O benim kardeşimdi.Tüm hatalarıyla.Onu seviyordum içten içe.Sadece…o kadar içtendi ki,ikimizde bunu görmekte zorlanıyorduk o kadar yani.

Sırf onun mükemmelliğin yüzündendi bu tavrım.Ailem ve Açelya’nın mükemmelliği yüzünden.Eğer o,o kadar mükemmel biri olmasaydı,ailem beni sürekli onunla kıyaslamasaydı,bizde normal olabilirdik belki.Her normal kardeş gibi kavga eder,ardından barışırdık.Neden olmuyordu ama?

“Çünkü Açelya’nın sana ihtiyacı yok.” Dedi sağımda beliren kırmızı deri tayt giyip,üstüne kırmızı büstiyer giyen sürtük ben.Evet konuşacak kimsem olmadığından,sürekli olarak benimle konuşan şeyler hayal ediyordum.

Yalnızlık zor be.

“Onun ailesi var,Almira.” Dedi etrafımda dönerek.Kırmızı dudağını yalayıp,sinsice sırıttı. “Senin olması gereken,ama sadece Açelya’nın ailesi.”

İç çekip,saçımdaki diğer tel tokaları çıkartmaya çalıştım.

“Açelya doğduğundan itibaren bu kadar mükemmel olmayı başarmadı.” Dedi dolabımın kapağına sırtı koyup yaslanarak. “Onu mükemmel yapan şey;sana olan hırsıydı.”

Gizemli AdamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin