BÖLÜM - 4

58 8 0
                                    

Belki de yerinde saymalıydı, sonsuza kadar... Yine sakin bir gece geçiren Darren garip bir şekilde kendini yorgun hissediyordu. Uyumak istemese de sanki soyut bir güç kendisini uykuya itiyordu. Darren hala direniyordu. İçinde önceden gelen bir inat olmasa bile, şu an içini hırs doldurmuştu. Uyumak istediyse bile şu an vazgeçmişti. Yelkovan akrebi kovalarken saat 1.43 olmuştu. Darren yeni bir güne merhaba demişti yine uyumayarak. Gücü yetse uykuyu yok etmek isteyecek düşüncelere sahipti fakat bunu yok edemiyorsun. Yok edemediği gibi, bu yok olmasını istediği şey şu an Darren'ı kendisine çekiyordu. Fark edilen bir şey vardı ki: Darren istemese de değişiyordu, her şeyiyle.  Uyku ile değişik bir bağı oluşuyordu, pesimist olmaktansa hayata aydınlık bakmayı yeğlemeye başlamıştı. "Bir terslik var." dedi odasındaki sandalyede otururken. Masasına vurarak bir ritm oluşturmuştu ve bu ritm onu düşüncelere daldırmıştı. Değişen şeylerin gün yüzüne çıkması ile birlikte kendi de olanların farkına varmıştı az çok. Ama kararsız kaldığı konular vardı. Böyle mi kalmalıydı yoksa bu değişme akımına kendini bırakmalı mıydı? Yine bilmediği şeyler ile karşı karşıya bırakıldığını bilirken sandalyeden kalktı. İlk defa bu kadar erken yatıyordu. Saat 2'ye doğru aktıkça akarken kendisi çoktan üstünü örtmeye yeltenmişti. "İyi geceler, aptal." dedi kendi kendine gülerek. İyi olmayacağını bilse de bu dileği dilemişti.

Daha 15 dakika geçmeden uyanmıştı. Şaşırtıcı olan şey uyanması değildi, uyandığı yerdi. Soğuk bir zemin, kar... Üzerine örttüğü hiçbir şey şu an üzerinde değildi, kendine ait bir obje yoktu kıyafetleri dışında. Yüzüne soğuk hava ile birlikte kar taneleri çarpsa da, kendine etki eden bir soğuk yoktu. Üşümüyordu ve garip olan bir başka şey bilinciyle hareket edebiliyor olmasıydı. "Bu bir rüya değil Darren." dedi kendi kendine. Şaşkınlık içerisinde olsa da çıplak ayakları ile buzda yürümeye başladı. Adım sesleri buz ezilmesi ile birbirini takip ederken bir ok sesi duydu. O tarafa doğru döner dönmez sol tarafına saplanan ok ile birlikte geriye doğru atıldı. Akan kanları seyrederken fark ettiği ilk şey canın acımamasıydı. Bu soğuğun etkisi miydi, yaşadığı şok muydu yoksa yaşadığı bu paranormal durumun ilk yan etkisi bu muydu? Oku yavaşça çıkarmaya çalışırken ikinci oku da görmediği bir açıdan yedi. Sadece vücuduna saplanan oku hissediyordu, herhangi bir acı belirtisi yoktu. Yaşadığı şokun etkisini atlatmaya çalışırken yavaş hareketler ile okları vücudundan ayırdı ve kanını temizledi. Nerede olduğunu idrak etmeye çalışmak için bembeyaz hava ile bembeyaz karın karışımı arasında herhangi bir yere yürüyordu. Yürüdüğü yolda bir belirti vardı. Karşısında gölgemsi bir şey görüyordu ve ayak izleri vardı. Yürüdükçe belirginleşen şeyi bir türlü anımsayamadı. Sadece elinde bir ok vardı ve kendine doğrultulmuştu. "Bunu yapma." dercesine ellerini kaldırmak için yeltendiğinde kaldıramadığını farketti. Acı yoktu, fakat faaliyet gösteremiyordu. "Yapma!" diye bağırdığı anda kalbine en büyük oku yedi ve ilk defa acıyı hissetti.

Yatağından kalktı, elini kolunu kontrol etti, ter içindeydi. Gerçek dünyada olduğunu nasıl anlayacaktı? Duvara sert bir yumruk attı ve atar atmaz elinin acısı ile sert bir çığlık attı. Gerçek dünyada olduğunu anlamıştı fakat anlamadığı şeyler vardı. Elinin acısı ile uğraşırken bir yandan da neler yaşadığını idrak etmeye çalışıyordu. Rüya tarzı bir şey görüp, bilinci ile hareket edebilme zıtlığı kafa karıştırıyordu. Ya da ilk oklarda acı hissetmediği halde olayın sonlarına doğru acı hissetmesi... Kalbi şu an da aynı ağrı içerisindeydi. Çokça bahsettiği şey başına gelmişti. Hayatının değişmesini istiyordu ve bu bir değişimdi. Kararından dönecek kadar şaşkındı çünkü yaşadığı şeyin bilinçaltında olduğunu düşünse de bir ikilem yaşıyordu. Yine ve yine kararsızlık nehrinde tehlikeli kulaçlar atıyordu ve buna çözüm bulmak zorunlu duruma gelmişti. Derin nefesler alarak kafasını tavana bakacak şekilde sabitledi. Yaşadığı şoku atlatmaya çalışarak terini sildi ve göğüs kafesini ovalamaya başladı. Ağrı gittikçe azaldı, bu da kendisini sakinleştirmişti. Uyumayı istiyordu, bu kabus tarzı şeyin bir an önce bilinçaltından çıkarılmasını diliyordu. Fakat bu yaşadıklarını sonraki zamanlarda sorgulamak için bir yerlere yazması gerektiğini anlayıp bir kağıt kalem almak için yatağından doğruldu.

"Neden dinlendiğimi bilemediğim bir uyku sırasında yerin soğukluğu ile uyanmak zorunda kaldım. Yüzümün yarısı kar ile kaplıydı ve bulunduğum alanın evim veya odam ile uzaktan yakından alakası yoktu. Sanki Soğuk Savaş içerisinde gibiydim. Yattığım yerde bir soğukluk hissetmiş olsam da, üşümüyordum. Vücudum uyuşmuş gibi düşünsem de aslında uyuşmamıştım, garip olan buydu. Yürümeye başladım. Ne tarafa dönmek istersem o tarafa dönebiliyordum, bilincime hakimdim. Bunun bir rüya veya kabus olmadığı kanısına inanmayı istiyorum. Beni bu düşünceye iten şey, göğüs tarafıma 3 tane ok yemem. Bilinçaltı, rüyada karşı karşıya kalınan ilk darbede kendini kapatır ve insan terli bir şekilde uyanır. Fakat bu olayda, bu olayda sürekli devam eden şey benim darbe almam ve uyanamamamdı. 1, 2 ve BAM! Bilmediğim biri -ki kesinlikle bir adı olsaydı adı Black Arrow olurdu- tarafından yediğim 3 ok ile uyandım. İlk 2 oku yediğim kollarım acımazken, ölümcül darbeyi yediğim kalbim uyandığımda ağrıyordu. Sıkışıyor gibi hissettim, sanki 4 yüzeyli metal bir press makinesi benim kalbimi sıkıştırıyordu. Fakat şu an iyiyim bir sıkıntım yok.
                                       -Darren Derrick
                                            23.11.2035

Bu kağıdı uzun bir süre saklamak için kirli masasında bir yer aradı. Bulamadığını anlayınca salona geçti ve orada bulunan sehpanın çekmecesine koydu. "Aman Tanrım!" dedi derin bir nefesi ciğerine doldururken. Saat 6'ya gelirken, yaşadıklarından dolayı uykusunun kaçtığını hissetti ve odasına geçip oturdu. Kapağı açık olan sigara paketinden bir sigarayı çıkarıp dudağına yerleştirdi ve pencereyi açtı. Ucunu yakarak düşünceleri ile derinlere dalacakken bir anda duraksadı. En azından bugünlük de olsa, kendine bu denli zarar vermekten vazgeçti. Sigarayı eline aldı ve uzunca bir süre işledikten sonra işaret parmağı ile orta parmağına sigarayı yerleştirip baş parmağı ile sigarayı kırdı. Pencereden aşağı bıraktı ve tütünlerin süzülüşünü izledi. Sanki kendi hayatının süzülüşünü ayna yansımasında izlercesine...

Bu Benim DünyamWhere stories live. Discover now