0.6

4.6K 343 290
                                    

blue moon: Çevremde olan insanlardan uzak dur
Özellikle Jongin'den.

Baekhyun: Sen ne yüzle hâlâ bana yazabiliyorsun?

blue moon: Seni bir daha onun yanında görürsem senin sonunu yazarım
Anladın mı beni?

Baekhyun: Benim ne yaptığım veya yapacağım seni ilgilendirmez
Ve de bana bir şeyi yasaklayacak son kişi bile olamazsın

blue moon: Bu kadar ucuz musun yani?
Sonra da ben sürtük değilim diye gez ortalıkta
Jongin'in de mi altına yatmak istiyorsun?

Baekhyun: Daha ne kadar düşebilirsin diye düşündükçe daha da yerin dibine giriyorsun

blue moon: Zengin avcısı bir ucube olduğunun farkındasın değil mi?
Benim seninle işim bitti ve sen de yeni birini  aramaya koyuldun
Tam sana yakışan haraket

Baekhyun: Sana daha ne diyeyim ben
Seninle sevgili olduğumuz o kadar zamanda bir kez bile senden para istemedim
Aldığın pahalı hediyelerin çoğunu kabul etmedim
Sırf sana mahcup oluyorum diye lüks yerlerden oldukça uzak tuttum ilişkimizi
Haksız yere bana dediğin çirkin sözleri bir kenara attım da sen nasıl böyle bir şey söylersin bana?  

blue moon: En yakınım, kardeşim dediğim kişi benden senin yüzünden uzaklaşırsa
Sana yapacaklarımı sen bile tahmin edemezsin
Seni elimden kimse alamaz, hiç kimse

Baekhyun: Neden böyle bir şey yapma gereği duyayım?
Chanyeol hiç kimseye beslemediğim kadar sana nefret besliyorum
Fakat bana yaptığın bunca şeye rağmen sana kötülük yapmam
En azından bunu ben yapmam

blue moon: Neden sadece siktir olup gitmiyorsun?
İstediğin paraysa ona da tamam
Ne kadar istersen veririm yeter ki hayatımdan yok ol

Baekhyun: Neden bunu bana yapıyorsun?
Hiç mi sevmedin beni?
Biraz bile mi?

blue moon: Ben kimseyi sevmem
Sevmek zayıflıktır, zaaftır, aptallıktır
Benim için yalnızca zevk, çıkar, istekler var
Seni hiç sevmedim
Hoş birini sevsem bile o senin gibi basit birisi olmaz zaten

Baekhyun: Bir yerde şöyle bir yazı görmüştüm
"Tanrı yaşattığınız hiçbir şeyin bedelini size ödetmeden ölmenize izin vermez."

blue moon: Tanrın varsa eğer neden peki sana bunları yapmama izin verdi?
Gerçek dünyaya dön, kitaplar ve yazılarla kendini avutmayı bırak

Baekhyun: Bu gün tam 4 ay oldu
Soğuk bir Aralık ayında hayatıma geldin
18 yıllık hayatım boyunca hep titreyen ruhumu ısıttın
Yalan bile olsa ilk defa sevildiğimi hissettirdin
Aşkın ilk önce toz pembe mutluluğunu tattırdın bana
Ardından ise insanı paramparça edebilecek kadar güçlü acısını
İstediğin gibi gidiyorum, beni bir daha göremeyeceğin hatta adımı bile duyamayacağın kadar uzak bir yere

Baekhyun: Sadece sana tek dileğim en mutlu olduğun anlarda gözünü kapattığın zaman benim ruhumu ne kadar acıttığını, beni ne kadar yaraladığını, acımı hisset

Chanyeol okuduğu mesajla birlikte kafasını geriye atarak sessiz odayı inletecek kadar derin bir şekilde yutkundu. Uzun zaman sonra göğsünün tam ortasında tüm bedenini alev alev yakabilecek bir sızı hissetti. Yanlıştı. Böyle hissetmesi yanlıştı işte. Baekhyun'un diğer insanlardan hiçbir farkı yoktu. Böyle hissetmemeliydi, üzülmemeliydi ona yaptıkları için. Vicdan sadece zavallı insanların uydurduğu bir saçmalıktı. Kendine gelmeliydi, o Park Chanyeol'du. Basit bir garson için üzülecek biri değildi, olamazdı.

Gözlerini kapatarak kendine gelmek adına kafasını sağa sola salladı. Düşünceler hiç olmadığı kadar yoruyordu onu. İçindeki sesi bir türlü susturamıyordu. Gücü mü yetmiyordu yoksa içinde en derinlerde kalan birkaç saf duygu mu emin değildi.

Sarhoş olursam bu aptal durumdan kurtulurum ümidiyle ayağa kalkıp odasının bir köşesinde duran içki rafına doğru adımlamaya başladı. Eline geçen ilk şişeyi alırken hiçbir şey umrunda değildi, ondan başka . Park Chanyeol ilk defa kendine söz geçiremeyecek kadar zayıftı ya da bir çocuğun onu bu denli dağıtmasına izin verecek kadar aciz.

Şişeyi kafasına dikerken inanmadığı Tanrıya yalvarıyordu bu hissi içinden alsın diye. Baekhyun'a aşık mıydı yoksa yaptıklarının şimdi mi farkına varıyordu? Hiç biri değildi. Belki de böyle iğrenç bir canavara dönüştüğü içindi bu hâli.

Nefes alamadığını hissetti. Gömleğinin ilk 3 düğmesini açmaya çalışırken masanın üzerinde duran yüzük kutusu takıldı gözlerine. Baekhyun'un sevgililer gününde aldığı hediye. Kyungsoo'dan öğrendiği kadarıyla tüm birikmiş parasını ona güzel ve özel bir hediye almak için harcamıştı. Baekhyun'un hediyeyi verdiği an canlandı aklında. Nasıl da endişeli aynı zamanda heyecanlıydı. Güzeldi, her zaman olduğu gibi. Gece gibi siyah saçları, yıldızları kıskandıracak kadar parlak gözleri, ayı kendine hayran bırakacak kadar bembeyaz teni, en önemlisi buz tutmuş kalbi bile eritebilecek kadar sıcak gülüşü.

Acı bir tebessüm yer aldı genç adamın dudaklarında. Öfkesi kabardı aniden. Peki kimeydi, neyeydi bu öfke? Kendisine mi, yarattığı duruma mı yoksa büründüğü acımasız kişiliğe mi? Elindeki şişeyi tüm gücüyle duvara fırlattı. Cam parçacıkları yeri süslerken düşündü. Gece olup ay çıkana kadar düşündü. Tüm şehir uyurken düşündü. Güneş doğarken bile düşünüyordu. Bir çıkış yolu arıyordu ama bulamıyordu. Jongin'in söyledikleri zihninde canlandı "mutluluğu bulmuşken yok etme onu".

Park Chanyeol çok genç olmasına rağmen önemli iş adamı olmayı başarmıştı, arzuladığı her şeye sahip olmayı başarmıştı, acımasız olmayı başarmıştı, küllerinden doğmayı başarmıştı, herkese inat hep dik durmayı başarmıştı ama iyi bir insan olmayı başaramamıştı.

Gözleri kapanırken dudaklarından fısıltı şeklinde dökülen, boş odanın duvarlarına çarpan bu sözler yankılandı odada: "Bu kez sen kaybettin Park."

Blu'ya yeni bölüm istediniz ben de sizi kıramadım🥰 umarım beklentilerinizi karşılayan bir bölüm olmuştur. Her şey için çok ama çok teşekkürler. Sizi seviyorum💞

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Apr 09, 2019 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

blu // chanbaekWhere stories live. Discover now