Bir Duygu Monoloğu

30. Siz Buna Değersiniz!

"Herkes nefret etmeye o kadar sebep arıyor ve buluyor ki sevmeye ne zaman vakit ayırıyorlar?"
Alıntı

Sevmek, önce kendini ve ardından çevreni. İnsanoğlu kendinden önce çevreyi keşfetti daha sonra bunlar buysa ben neyim o zaman dedi. Ana rahminde iken bir bağ vardı. Yalnız değiliz ve birlik olunduğu yerlerde birlikteliklerde olmakta. Anne ve babanın ilk aşkı birbirleri belki olamaz ama gerçek ilk aşkı evet evlatlarıdır. Cahilce kimi araştırır kimi gördüklerine göre ve kimi çevrenin yönlendirişiyle evlatlarını yetiştirir.

Merakımdır, bir anne veya baba evladını nasıl sevmez ve neden terk eder? Bunu kavrayamadığımı belirtirken bu soruların kaynağı ise Müge Anlı 'nın Tatlı Sert programıdır. Evlat terk bırakıldığını idrak eder ve arar ailesini nihayetinde, ailesiyle bir şekilde program vasıtasıyla bulur ve buluşur. Anne ve/veya baba bir evladını bırakmanın utancıyla yüzleşir. Sevmek bunun neresindedir? Pişman bile olsan hatanı telafi edebilirsin. Pişmanlıkla terk etmek yerine. Gelelim asıl konuya sevmek ve nefret etmek iki zıt konuda da yoğun bir duygu mevcuttur. Duygular kişinin fikirlerini çarpıttığı gibi desteklediğini gösterebilir. Sevmek zor ve nefret etmek kolay olan bu ahir dönemde suçlu kim? Yeterince sorgulama mı yapmıyoruz? İlkel beyinimizle korumacı bir tavır mı sergiliyoruz?

Sevelim sevilelim bu 200 Türk lirasındaki yazı. Evet, hayatında aktör müsün dublör müsün? Sevmeyi, sevilmeyi sahip çıkabiliyor musun? Nefretlerinle baş edebiliyor musun? Nefret evet nefret, baş edebilmek...
Nefret, nefret ve nefret...

Bergen'in "Sen Affetsen Ben Affetmem" şarkısının hikayesi nefreti açıklar. Belgin hanım fakir bir ailenin sesiyle keşfedilmiş kızıdır, konservatuarı kazansa da maddi sıkıntı ile okuyamamaktadır. Yaşı büyütülerek çalışan Belgin hanım sonunda sesinin keşfiyle müzik dünyasına adım atar. Takıntılı bir adamın sapkın aşkıdır Belgin Hanım. 6 yaşında boşanan ailesinde annesiyle yaşayan Belgin hanım, yaşadığı mağduriyetlerin sebebini bilmediği kişinin kurtarışıyla onu sever. Çetrefilli ilişki sonunda evlilik ile devam ederken şiddet gördüğü eşine tahammül edemez Belgin hanım ve çalıştığı gece klübünde sapkının tuttuğu biriyle kezzap döktürür Belgin hanıma. Sonuç olarak yüzünde izleri olduğu halde eşini affeder Belgin hanım. Velhasıl işlerin koptuğu nokta dayakçıdan boşanır. Bu adam kadının peşini bırakmaz. 6 kurşunla öldürür. Belgin hanım veya Bergen hanım sen affetsen ben affetmem demişti, en haklı haliyle. Nefrete dönüşen bir ilişki örneğidir Bergen hanımın yaşantısı.
Nefret etmek, sebeplerle taçlanınca kurgularla desteklenir ve harekete geçirir. Sevmek öyle mi? Sevince veya sevilince kurgu gerekmez, neden gerekmez rağmenlerle kabul edilmiştir sevmek işi.
Nefreti tadanlar olarak kalplerimizde sevmeye yer ayırabilir miyiz? Sevmek güven ile desteklense de nefretin izi ile sevmeye cesaretlenebilir mi kişi?
Travmaları aşmalısın sayın baylar bayanlar! Nefret travmasını aşın! Sevmeye cesaretlenin! Cesurca sevin aynadaki yansıyan kendinizi! Siz buna değersiniz.