2. BÖLÜM: "BEDEL"

3K 193 40
                                    

Arabanın farı gecenin karanlığını aydınlatırken ışıklar bize yol gösteriyordu da, benim müphem halim bir türlü yolunu bulamıyordu. Bir ağaç kadar şanssızdım, ne ona nerede olmak istediği sorulmuştu ne de bana. Mardin de olmak, buraya kök salmak istemiyordum. İstedikleri olmadığı vakit bir başkasının dalları kırılıyordu, çaresiz bırakılmıştım.

Beyza'nın ağabeyi çoktan varmıştır diye düşünürken, yanımda duruyordu. Dönüp tekrardan yüzüne dikkatle baktım. Beyza'yı andıracak bir yüz hattı aradım. Köprülü burnu, buğday teni, keskin yüz hattıyla iki kardeşin ortak bir noktasını yoktu. Kestane kahve gözleri bana doğru kaydığında bulmuştum, gözlerini babalarından almışlardı.

Onun karşıma çıkmasının tesadüf olmadığını, kaçarken kaderimin bana kurduğu planı olduğunu o gece öğrenecektim.

Telefon hala çalıyordu, üçüncü arayışımdı. Birazdan aslında bahsettiğim kızın, kardeşi olduğunu anlayacaktı.

"Pekala, sanırım açmıyor. Nereye dönüyorum?" diye sorduğunda yola baktım, gelmiştik. Telefonunu ona verirken "sağdan sonda ki konak," dedim. Telefonunun ekranına bakıyordu, son aramalarda Beyza'nın ismini görmüş olmalıydı ki bir bana bir de konağa bakmıştı. Benden bir açıklama beklemeden arabadan hızlıca indim, benimle beraber o da indi.

"Hey bekle," diye bağırdığında durdum. "Bana tarif ettikleri yer burası."

Vaktim yoktu, konağın önünde ki adamların beni tanımaması üzerine koşarak kapıdan girecektim ki yanımdakini tanıdıklarında, tamamen emin oldum o olduğundan.

"Hoş geldiniz Kaya Bey."

Adını bugün konakta da duyduğumu fark ettim.

"Hoş bulduk Caner, ne var ne yok?" diye sordu tokalaşırken. Konak Beyza'nın söylediğinin aksine oldukça sakin görünüyordu, arabalarda ortalıkta yoktu.

"Herkes hastanede, size bir türlü ulaşamadık telefonunuz kapalı,"dediğinde kalp atışlarımın hızlandığını fark ettim.

"Kime, ne oldu?"

"Beyza Hanım," dedi başını öne eğerken "kaçarken vuruldu."

Duymaktan korktuğum, olmasına ihtimal veremediğim durum ağzından dökülüvermişti. İnanmak istemiyordum, kaçarken vurulduğuna inanmak istemiyordum.

"Ne diyorsun Caner sen. Beyza kimden, neyden kaçsın. Neler.." diye bağırırken durdurdum. "Nasıl şu an Beyza?"

Neler olduğunu Kaya'ya yolda mecbur ben anlatacaktım. Henüz kendim bile idrak edemediğim bu durumu ona izah etmeye çalışacaktım.

"Hiçbir bilgim yok, yaklaşık yarım saat önce gittiler."

Kaya telefonundan birini ararken hızlıca arabaya bindi, bende arkasından arabayı çalıştırmadan son anda yetiştim.

"Alo, baba Beyza'nın durumu nasıl?" diye sorarken çok telaşlıydı, öyle ki dönerken tek eliyle direksiyonu zor döndürebilmişti.

"Hangi hastanedesiniz?"

Kaçarken vuruldu.

Kulağımda çınlanan bu ses, bana daha da fazla suçluluk duygusu veriyordu. Bunun sebebi ona kaçmasını benim tembihlememdi.

"Tamam, geliyorum ben hemen."

Kaçmak istemiyordu, kaçmanın sonucunun kötü olacağını bana baştan söylemişti.

"Nasılmış durumu?" diye sordum telaşla.

"Bilmiyorlar."

Direksiyonda olan ellerinin gerildiğini görebiliyordum.

BERÇEM (TÖRE)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin