3•Konuşma

843 74 26
                                    

Konuşmak istemiyorum, seni kollarımda istiyorum.

×××

"Gerçekten bunların hiçbirini bana anlatmadığına inanamıyorum Jace!" Alec alınmış görünüyordu. Jace bir süre bir şey söylemeden etrafına bakındı. Isabelle'in odasındaydılar ve oda karamsar görünüyordu. Belki de geceden dolayıydı. Tekrar Alec'e döndü ama yine bir şey söylemedi. Bunun üzerine Izzy lafa girdi.

"Bak bunu tartışmanın sırası değil. Bu mührü nasıl ortadan kaldırırız onu düşünmeliyiz."

"Evet, eğer daha önce söyleseydin belki bu konunun üzerine düşebilirdik. Ama şimdi bütün bu çalışmaları bırakıp senin mührünle ilgilenemem. Biraz daha dayan-"

"Dayanamam! Dayanamam, Alec! Bu görevler için bana ihtiyacınız var ve ben şuan göreve gitmek bir yana dursun nefes alacak kuvveti bile kendimde zor buluyorum." Dedi Jace sinirle. Alec gözlerini kısıp ona baktı. "Bu bekleyemez, Alec."

"Pekala. Neler biliyoruz?" Dedi Alec.

"Tek bildiğimiz aptal bir iblisin boynuma aptal hir mühür çizip beni o küçük aptal vampire bağlamış olması!" Dedi Jace burnundan soluyarak. Bunu düşündükçe sinirleniyordu.

"Sakinleş biraz Jace." Dedi Izzy.

"Sakinleşemiyorum, tamam mı? Bunun nasıl hissettirdiğini bilmiyorsunuz. Kendimde değilim ve bunu düzeltemediğim için kendimden nefret ediyorum. Ve az sonra eğer sizin de kalbinizi kırarsam kendimden daha çok nefret edeceğim!" Jace bağırdığında sinirden şakaklarındaki damarlar belli oluyordu. Nefes nefeseydi ve ellerini yumruk yapmıştı. Ellerinin titremesini engellemek için.

"Jace, bak bir şekilde halledeceğiz tamam mı?" Alec yumuşak bir sesle konuşurken ona yaklaşıp elini omzuna koydu. Jace önce omzundaki ele baktı ardından sertçe itti.

"Halletseniz iyi olur. Ve ben... ben... sadece... Bir şey bulursanız arayın." Deyip aniden odadan çıkmıştı.

"Jace..." Alec onu durdurmak için arkasından gitmeye yeltendi ama Izzy onu durdurdu.

"Bırak gitsin." Alec şaşkınlıkla Izzy'nin kolunu tutan eline baktı.

"Bu mührün tam olarak ne yaptığını bilmiyoruz Izzy! Onun yanında olursa ne olacağını bilmiyoruz." Deyip kolunu çekti ama Izzy diğer eliyle tekrar kolundan tuttu.

"Alec!" Alec gözlerini devirdi ve sandalyeye oturdu.

°°°

Jace yine ayaklarının götürdüğü yere gidiyordu ve bu kez direnmiyordu. Nereye gittiğini biliyordu.

Şu an onu yolda gören herhangi birisi depresyonda olduğunu düşünürdü. Hele onu tanıyan biri görse bu haliyle onu tanıyamazdı bile. O da kendini Jace Herondale gibi hissetmiyordu zaten. Jace Herondale böyle yürümezdi. Böyle çökük...

Nasıl olduğunu anlamadan bir anda Simon'ın kapısındaydı işte. Beklediği gibi... Titreyen elleriyle kapıyı tıklattı. Ellerini yumruk yapmaktan avuçlarında tırnaklarının izi kalmıştı.

Çok beklemeden kapı açıldı. Simon yine her zamanki gibiydi ve oda karanlıktı. Jace onun bir şey söylemesine fırsat vermeden onu yakasından tuttuğu gibi kapının arkasındaki duvara yasladı. Simon şaşkınlıkla ve sinirle ona bakıyordu.

"Sen ne yaptığını sanıyorsun!? Çek ellerini üzerimden!" Diye bağırdı Simon öfkeyle. Jace bırakmadı. Yakasını daha çok sıktı ve sanki mümkünmüş gibi onu duvara daha da itti. Aynı zamanda vücudunu onunkinin üzerine yapıştırmıştı. Jace de öfkeli görünüyordu. Ama siniri Simon'a değildi. Kendisineydi. Kendi kontrolsüzlüğüne lanet okuyordu.

Night Changes // JIMON ✔Where stories live. Discover now