Episode^19

81 11 0
                                    

Cihad

Nasılım diye sorulan soruları öyle saçma buldum ki şu zamanlarda. Gözlerimin morluğundan berbat durumda olduğumu anlayamayacak kadar aptallar mı yoksa sabrı mı deniyorlar ? Ne dememi bekliyorlar ? İyiyim teşekkür ederim bir kızı yıktım şimdi eğlenceme devam edeceğim çünkü ben bir kişilik bozukluğunun esir aldığı bir ahmağım mı diyeyim ?

Ben öyle bir ateşe düştüm ki, ne seller gelse kurtarılamaz artık yananlar. Kendi ellerimle yaktığım bir ateşte kendim de yanıyorum. En masum yanım Süveyda'm...  ailesinin sırları bizi yaktı ya, bu fırsat o Sarp'ın eline geçti ya! Görsünler bakalım bundan sonra neler olacak.

Kendime itiraf edemediğim bir korkum daha var. Süveyda sadece geçmişini hatırladı ondan saklanan en büyük sırrı öğrenmedi. Benim masumuma üvey olduklarını söylemediler.  Eğer öğrenirse kaç senelik aile, dostluklar yalan olacak. Her şeyi yalan olacak. Beni onsuz bırakırsa ben nasıl yaşayabilirim ki ? Hayatıma girdiği andan itibaren yaşamayı hissettiren o kişi çıkarsa ben nasıl yaşayabilirim ki ?

Bu denli hayatımın ondan  başka dermanı yokmuş.
Yeni kazandım ben onu, nasıl olur da ellerimden akan kum taneleri olur birden ?
Bu evren, bu dünya, bu kıta, bu şehir, bu sokak, bu ev, bu oda öyle dar geliyor ki... Öyle nüksediyor ki acıyı, tek çözümü Süveyda. Her şey Süveyda. Tek çarem o. 

Bir gün birisine son sarılmamızı yapacakmışız ve onun son sarılmamız olduğunu bilmeyecekmişiz.
Öyleymiş... keşke daha sıkı sarsaydım onu kollarımda. Sahip çıkamadım bir aşka.

Nerede ? Kiminle ? Ne yapıyor ?  Meraktan deliye dönerken son umutla yeniden aramaya başladım.

Hep o lanet kadının sesi yankılandı kulaklarımda.  Öylesine onun sesini duymak isterken hemde...

Yerimde duramayıp ceketimi alıp dışarı fırladım. Kapıyı kilitleyip arabaya koştum. Onu bulacaktım. Onun gitmesine izin vermeyecektim.

Kulaklarımda o acımasız sesi yankılandı.

"cihad Akman."

Yutkundum. Zihnimi ele geçiren sesiyle transa geçtim.

-" Ölümü omuzlarında taşımak istemiyorsan..."

Ölmeyi düşünmüyordu değil mi ? Kıyamadığım kendine nasıl kıyabilirdi?

—"Yoluna bak Cihad Akman..."

Benim yolum sen iken nasıl olur da yoluna bak diyebilirsin ?

Araba ile son gaz devam ediyordum. Geçeceği her sokaktan geçiyordum, gideceği her yere gidiyordum. Az önce bizimkileri arayıp haber olup olmadığını sordum ve hiçbir şey öğrenemedim.

Nerede bu kız ?

Telefonumu alıp Mert'i aradım.

Birkaç çalış sonrası açınca

-" Hepimiz çıkıyoruz arıyoruz. 2 saat sonra benim evde buluşalım, herkesi ara haber ver." Diyip kapattım.









SARP

Kazık öyle değil, böyle atılır Cihad efendi. Umarım paran ile birkaç şeyi satın alamayacağını anlamışsındır.
Bana attığın yumrukların, savurduğun tekmelerin, elimdeki kızı almanın, itibarımı yerle bir etmenin cezasını çok ama çok ağır ödeyeceksin. Bunlar öyle iyi günlerin ki, daha beterini kat ve kat yaşayacaksın. Ta ki ayaklarıma kapanana kadar. Elime geçen her kozu senin aleyhine büyük bir şekilde işleyeceğim. Yeminim olsun ki, bu oyundan sıkılana kadar seninle uğraşacağım Cihad.

Keyifle, su doldurduğum mutfaktan çıkıp Süveyda'nın yanına geçtim. Misafirim az önce gelmişti ki ben de ona ikram olarak soğuk su veriyordum.

Karşısına geçip bacaklarımı ortadaki sehpaya uzattım.

Tedirgin ve sinirliydi.

-" Bak Sarp, sana istediğin kozları eline vermeye gelmedim. Gerçekten Cihad'a kızgın olduğumu mu sanıyorsun ? Sana kızdığım gibi ona da mı kızacağımı sanıyorsun ? Ben erkek olana kızarım, adamıma kırılırım. Onu bırakıp bana doğruyu söylediğin için sana geri döneceğimi düşünmeni istemiyorum. Ben buraya sana iki laf etmeye geldim. Teşekkür edeceğimi sanma. Teşekkür edilecek kadar bile insan değilsin gözümde. İyi mi oldu yaptığın ? Hayır. Geçmişimde bir kısmı yerine getirdin. Cihad'ı 2 yıl önce tanıdığımı değil çocukluktan beri tanıdığımı hatırladım. Sen benim hayatımdan Cihad'ı çıkarmak için bunu yaptın ama ben izin verdim bunu unutma. Ona istediğini yap, yiyin birbirinizi. Ne sen ne o, ikinizin de gözümde bir hiçlikten farkı yok. Bu beni son görüşün. Bu kapıdan çıktığım vakit çok şey değişecek benim için. Büyük maceralar bir adımla başlar. Macera mı ? Gidiş mi ? Dönüş mü ? Bilmiyorum lakin hiçbir şey olmamış gibi burada duracağımı sanmasın kimse. Kızlara okula devam etmelerini söylediğimi söylersen bana iyilik etmiş olursun. Cihad'a gelince hayatına onun sırlarını kaldırabilecek birini soksun. Sana gelince, ben sana düşman değilim, kızgınlığım da geçti. Olgunlaştım, büyüdüm. Sence ne kadar umrumda olabilirsin ? Kötü duyguların esiri olma." Dedi.

Suyundan bir yudum alıp

-" Su için teşekkür ederim." Diyip ayağa kalktı, çantasını koluna taktı ve kapıdan çıktı gitti.

Gerizekalı kız! Aptal kız! Neyse. Ben istediğimi aldım. Bunlar iyi günler daha Kızım, daha çok şey göreceksin. Daha evlatlık olduğunu bile bilmiyorsun.

Alt kata inip zaferle kum torbasına vurdum. İşte istediğim her şeyin olmasını sağlayacak ilk adım bitti bile.

MELİKE VE MERCAN

-" Bizde bilmiyorduk be Mercan, er geç düzelir her şey." Göz altları morarmış Melike kahvesinden bir yudum alıp masaya koydu.

Süveyda gittiği için üzülüyordu kızlar. Değer verdikleri arkadaşı çekip gittiği için üzülüyor engel olamadıkları için kendilerine kızıyorlardı.  En çok içleri yanıyordu çünkü Süveyda haklıydı. Söylediği her şeyde haklıydı. Saklamak Süveyda'yı tatmin eden değil en sinir eden şeydi. Bunu bilmelerine rağmen saklamışlardı.  Süveyda olmayınca grup dağılmıştı. Tam dağılmak değil de uzun süredir görüşmüyorlar,  görüşseler bile çok soğuk duruluyordu. Mercan ve Mert bile sözlü olmalarından keyif alamıyordu. Herkes mutsuzdu. Herkes kendi vicdanı ile boğuşuyordu.  Hep birlikte oturulup açıklansaydı böyle olmazdı ama ne yazık ki Sarp iti bütün her şeyi mahvettiği için kimse bir şey yapamıyordu.

Süveyda nerede ? Ne yapıyor ? Herkesin aklında bu düşünceler dolanıp duruyordu.

Süveydayı aramalarının üzerinden 1 hafta geçmişti ve hiçbir haber yoktu. Güvenlik açısından otogarlar Kişiler hakkında bilgi vermiyordu ve bu maalesef hüsranla eve dönmeye sebep oluyordu. Süveyda hayatlarından bir anda çıkmıştı ve herkes onun ölebileceği ihtimalini düşünmüyordu. Korkuyorlardı, ilk zamanlar daha çok korkuyorlardı ama Cihad sayesinde ailesine ulaşılıp her şey anlatıldığında içleri bir nebze olsun rahatlamıştı. Süveyda uzun süreli bir yolculuğa çıkmıştı ve başına kötü bir şey gelmemişti. Tabii ailesine  bir şey yansıtmadığını, okulun tatile girdiğini, gideceği yerde kız arkadaşı olduğunu söylemişti. Bütün gerçekleri ailesi öğrendiğinde babası kalp krizi geçirecek noktaya gelmişti. Herkesin içinde bu kadar korku bırakan Süveyda'nın yaptığı o kadar da doğru bir şey değildi. Herkesin içine 'acaba başına bir şey geldi mi?' korkusu bırakmıştı ve ardından kimseye haber vermemişti. İçten içe bunu istemişti.

Süveyda nerede ? Ne yapıyordu ? İyi miydi ?

•Sûveyda• BİTTİWhere stories live. Discover now