Episode^17

70 13 1
                                    

Gerçekliğin ve geçmişin zihnime çarptığı anılar, her saniye daha da artarken, beni üzen durumun bütün olayların benden saklanması değil, bir daha onları affedemeyecek kadar kırgın olmamdı. Bilincimin hiç bilmediğim şeyleri zihnimde canlandırması dizlerimdeki tüm bağları sökermişçesine, yüreğimi de yakıp kavuruyordu.

Kırgın mıyım ? Kızgın mıyım ? Tüm gördüklerim gerçek mi ? Sahte mi ? Yoksa tüm bunların hepsi bir hayal ürünü mü ? Zihnim bana oyun mu oynuyordu ?

Aklımdaki düşüncelerden tüm etrafa kör olduğumu hissettim. Cihan'ın bunalık sözleri.

Cihad! Evet. O kızla karşıda seksek oynayan kişi ben ve Cihad! Bana "ailelerimiz arkadaş ama biz pek görüşememiştik, ben seni hatırlıyorum ama ufaklığını" demişti.

O kız benim!

Gözlerim eve kaydığında cayır cayır yandığını gördüm. Seksek oynadığımız tarafa baktığımda kimseler yoktu. Yeniden eve baktım. Gözlerim iki yerde olta atarken, Cihad'ın ve ailesinin bağırışlarını ve yardım eden herkesin koşuşturmasını istiyordum.

Evden birileri çıkıyordu. Anne! Annem yürüyecek kadar iyiydi ama çok öksürüyordu. Ne zaman geldiğini bilmediğim ambulansın içine bindi.

Tekrar eve baktım. Babam yanında iki itfaiye memuru çıkıyordu.

-" Süveyda'yı kurtarmadan sakın çıkmayın. KIZIM ! Nolur kızımı kurtarın! İkinci kez evlat hasretine dayanamam!

Söylediği son cümle kulaklarımda çınlamaya başladı. İkinci bir evlat hasreti... benden öncesi kimdi ?

Bir süre sonra birisinin kucağında o az önce elimi tutan kızı, bayılmış, başından kanlar akarken gördüm.

-" Hemen hastaneye gitmeliler. Kız kaçarken yuvarlanmış başını çok şiddetli vurmuş! Durumu ağır olabilir!" Dedi itfaiyeci adam.

Biz bunları yaşamış mıydık sahiden ? Evet yaşamıştık. Tüm her şeyi hatırlıyordum. Dün yaşamış gibi.

Başımı köşeye çevirdim. Cihad'ın çocukluğu oturmuş ağlıyordu, onun yanında ise şuanki Cihad vardı. İkisi de dizlerini çekmiş hüngür hüngür ağlıyordu. Biri geçmişte, biri şimdi.

Onlar... onlar görmüyordu. Ne elimi tutan küçüklüğümü, ne yanan evi, ne evden çıkanları... bunların hepsi zihnimin hatırladığı şeylerdi.

Cihad bunları biliyordu. Bunları bile bile benimle 2 geçirdi.  Belki de benim için yaptığı her şey sahteydi. Yaptıkları, söyledikleri, kendini affettirmek için kendini bile inandırdığı oyundu.

Zihnimdeki bunca düşüncelere rağmen, ağzımı bıçak açmıyordu.

Her şey bir anda kayboldu.  Etrafta sadece üçümüz vardık.

Sarp

-" Süveyda öz sandığın anne ve babanın seni evlatlık aldığını da biliyor muydun ? Eğer bana inanmıyorsan burasını hatırla, her şeyi hatırladın, bu yangın yüzünden her şeyi unuttun sen, 2 yıldır güvendiğin insan bile bunları senden sakladı senelerce. Bir tek bunları değil Süveyda. Yurt dışına okumaya gitti sandığın arkadaşın daha sana söyledikten kısa zaman sonra öldü. Bunu da biliyordu. Herkes! Annen, baban, Cihad, Melike, Mercan, Mert ve daha yeni tanığın Barış bile. Herkes sana, onur ve gururuna ihanet etti. Her gün her saat her dakika senin yüzüne baktılar. Her gün bir araya geldiğin insanlar sana ihanet etti.

Sadece sustum. Yüreğime atılan alevlerden konuşamıyordum.

Köşede çökmüş ağlayan Cihad'ın yanına gidip elimle kaldırdım ve yüzüne gülümsedim. Anlamsız ve ağlamaklı gözlerle bakıyordu.  Gözlerinde bir şeyin umudu vardı.
Elimle yanağını okşadım. Son kez.

-" Umarım vicdanın seni affeder." Dedim.

Cihad yenik düştüğü kaderine bağırarak duvara yumruk atmaya başlamışken, ben tek başıma arkamı dönüp gidiyordum.

Birkaç saniye sonra itişme seslerini işittim. Kavga ediyorlardı. Neyin kavgası bu ?

Arkamı dönüp onlara seslendim.

-" Cihad! Sarp!"

İkisi de kavga etmeyi bırakıp bana baktı.

Nefesimi alıp

-" İKİNİZDE SAHİP OLAMADIĞINIZ ŞEY İÇİN KAVGA ETMEYİN."

Burada ister vicdan, ister halsiyet, isterseniz de karakterden bahsettiğimi zannedin. Onlar benden bahsettiğimi çok iyi anlamıştı lakin ben hepsinden söz ediyordum.

Ben Süveyda, anne ve babamın benden birçok sırlar sakladığı, önemsemediği kızıyım. Eğer belki de önemsediği için söylemediler diyecek olursanız, beni sevipte tanıyan bunu benden saklamanın bana önem verdikleri için olmadığını anlarlar. Ben onların kızıysam ve beni önemsiyorlarsa eğer  her şeyi bilme hakkım vardı.

Ben Süveyda, 1 yıllık ihanetten çok güvendiğim insana sarılıp ruhumdaki acıyı dindirmeyi umut etmiş aptal birisiyim.

Ben Süveyda, güzel yerde istediği hayatı yaşıyor sandığım arkadaşımın senelerden beri ölü olduğunu duyan bir kızım.

Ben Süveyda,  dost dediklerim tarafından kazıklar yemiş, her gün benimle oynanmış bir kızım.

Ben Süveyda, güçlü değilim.

Ben Süveyda, artık herkesin unutması gereken ölü bir karakterim.

•Sûveyda• BİTTİWo Geschichten leben. Entdecke jetzt