3. kelebek.

481 61 46
                                    




✖️

Pamuk.

Tanrım, yumuşacık. Pamuktan bir bulutun üzerinde uzanıyorum sanki. Etrafımda olup biteni seçemiyorum. Güzel bir koku var, çok yakından geliyor. Bu pamuğun kokusu öyleyse? Daha çok gömülüyorum bu kokuya. Burnumu sürtüyorum, derin bir nefes çekiyorum.
"Ehehe."

Kıkırtı?

Tek gözümü araladığımda gördüğüm rüyânın etkisindeydim hâlâ. Az önce bir pamuğa sıkı sıkıya tutunmuştum, öyle emindim ki. Şimdi gördüğüm ise, beni tamamen gerçek dünyaya itmişti. Jimin'in göğsündeydi başım. Parmaklarım karnının üzerinde. Sikeyim, sabahtan beri bu çocuğu mu kokluyordum ben? Onu mu sarıyordum deli gibi? Çok aptalım. Işık hızıyla bedenimi kaldırıp kendi tarafıma çekildiğimde, Jimin'in yüzünde duran minik tebessümün yavaşça solduğunu fark ettim. Saçları hiç karışmamıştı. Dünkü gibi düzgünce duruyordu. Gözleri parlıyordu, odama giren güneşin ışıltısıyla. Ve ben şu an tekrar bir rüyânın içerisine çekiliyormuş gibi hissediyordum.

"Sana ne dedim, yatağın bu kısmına geçmeyeceksin, demedim mi?"

Gözlerim çocuğun yattığı kısıma kaydı. Yerinden bir santim kıpırdamamıştı bile, belki. Tam bir aptaldım, şimdiden gardımı düşürmüştüm. Onun bölgesine önce ben girmiştim. Vereceği karşılık eminim sert olacaktı, çünkü onu haksız yere azarlamıştım.

"Ah, üzgünüm, Prens Min. Bir daha olmayacak."

Yataktan doğrulan küçük bedeni izlerken dudağımı dişliyordum. Niye tek kelime etmemişti? Kafamda bir sürü şey dolanıyordu. Ve ilk başta dolanan şeyin, onun teninin yumuşaklığı olması, beni sinir hastası yapıyordu. Yutkundum. Giyinmek için ayaklarını sürte sürte ilerleyen çocuğun arkasından söyledim.

"Evet, bir daha olmasın."

/

Balayı(?)nda olduğum için, çıkacağımız seferleri benim sağ kolum Taehyung hâlledecekti. Taehyung'dan bahsedecek olursak, tanrım. Benim insan katletme arzum ne denliyse, Taehyung'un katletme arzusu, benimkinin birkaç bin katıdır. Herifin gözlerindeki karanlığın hiç son bulamayacağına yemin edebilirim. Siyaha çalan kahvelerini her zaman kinle, sinirle bürülü görürdüm. Yalnız birlikte kaldığımız vakitlerde, çatık olan kaşları düzelir, boğuk sesinin kül ediciliği kendini sakinliğe bırakırdı. Dost diyebilirdim ona. Babama güvenim yokken ona inandığım anlar olmuştu. Dediğim gibi, sağlam herifti, hep öyle oldu. Şimdi onunla karşılıklı otururken, atların yemlenişini seyrediyordum.

"İşine karışmak gibi olmasın fakat, sence bu durum biraz garip değil mi Yoongi? Erkeklerden hoşlanmadığın konusunda hemfikiriz, değil mi... Onu... Seviyor musun?"
Taehyung'un sakin sesi kulağıma dolarken, buzu andıran soğuklukta ellerimi birbirine sürtüyordum yavaşça. Pekâlâ, erkeklerden hoşlanıp hoşlanmadığımı bilmiyordum. İnsanların duygularının bir cinse göre ayrıldığını da düşünmüyordum. Fakat, aslında sorun şuydu ki; duygularım olduğunu da düşünmüyordum. Bildiğim tek şey katletmek, acı dolu yüzlerden zevk almaktı. Birkaç kadın inletmek, onları zevkten ağlatırken içlerinde gidip gelişimin yirminci dakikasında dahi boşalamadan kirli bedenlerini odadan göndermek, hiçbir anlam ifade etmeyen şeylerdi. Sonuç olarak, erkek veya kadın, ben; kimseden hoşlanmamıştım.

Zaten hoşlanamazdım. Aynaya baktığımda gördüğüm gözler sevgiyi taşıyamazdı. Aynaya baktığımda gördüğüm beden, babasından şefkât görmemiş cılız bir çocuktan başka bir şey değilken, sevgi kavramını düşleyemezdim bile. Hele ki bunu bir anda karşıma çıkan, yabancı bir çocuk sağlayamazdı. Güzellik bir sike yaramadığı gibi yanıltıcıydı da. Bu sebeple tehlikeli olsa da, ben bunlara kanacak bir herif değildim. Dudağımın bir kenarını kemirmeye başlamıştım. Taehyung bir cevap bekler gibi, kızarmış burnu ile karşımda duruyordu. Sıcak nefesleri buz gibi havaya kafa tutunca buğulanıyordu. Keskin gözlerimi onun kahvelerine diktim. Sesim sakindi, onun sesi gibi. "Taehyung. Beni hiç ağlarken gördün mü?" Taehyung sorumla şaşırırcasına tek kaşını kaldırmış ve olumsuz şekilde başını hafifçe oynatmıştı. "Ağlamayan bir insan, sevemez de. Bunu unutma."  Kalın paltomun yakalarını düzeltip ayağa kalktım, başımla gideceğime dair bir işaret verdikten sonra karla kaplı saray bahçesinin ön kapısına doğru yürümeye başladım.

prickly prince┇yoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin