two

26 3 0
                                    

'Eveet işte geldik burası her festival mevsimi neredeyse tüm ilin akın ettiği mağaza kendine göre bir şey eminim bulursun hadi girelim'

O önden ilerlerken ben de o sırada mağazaya biraz göz atmıştım dışı -bugünün konsepti olduğu içindi sanırım- bembeyaz ilgi çekici parçalar vitrine asılmıştı. Bir kaç metre öteden bile farkedilebilir bir yerdi. İçerisi de bu tezimi kanıtlar gibi bembeyaz ve ilgi çekici bir sürü takım ve elbiselerden oluşuyordu. Hepsi o kadar güzeldi ki nereden başlayacağıma asla karar veremiyordum.

'Sanırım karar veremiyorsun?' Sesin geldiği yöne döndüğümde yanıma doğru geliyordu. BIRI ONA COK GUZEL OLDUGUNU VE GULMEMESI GEREKTIGINI YOKSA KALPTEN GIDECEGIMI SOYLEYEBILIR MI?

'Hepsi o kadar güzel ki nereden başlayacağımı bilemiyorum sanırım burada da yardım etmen gerekecek yoksa anca seneye seçebilirim'

İkimiz de dediğime güldükten sonra o yan taraftaki kıyafetleri incelemeye başlarken ben de onu inceliyordum. Biraz Beyaza kaçan sarı saçları üstü ile o kadar uyum içindeydi ki tek bir kusuru bırakın bulmayı aramaya bile çalışmazdınız. Odaklandığı zaman alt dudağını ısırması ile ortaya çıkan tavsan dişleri ve dudağının altındaki beni, minik gamzeleri, gömleği tül olduğu için yapılı vücuduna ters olacak şekildeki incecik beli, kaslı baldırları...
Her baktığında yeni bir özelliği veya yeni bir güzelliği keşfediyor gibiydiniz. Onun gibisini daha önce görmedim derken yalan söylemiyordum çünkü dünya üzerinde hem bu kadar tatlı hem de bu kadar seksi olmayı başaran birini tanımıyorum ben şahsen ve böyle birini bir festivalde bulmam sadece Tanrının sevdiği bir kulu olduğumu gösteriyordu. Onu kaçırmazdım ne yapıp ne edip onunla bu mağazadan çıktıktan sonra da konuşmam ve onu tanımam lazımdı...

Jungkook

Uzun uğraşlar sonucu elime aldığım beyaz bol takım ile gülümseyerek ona döndüm. Elimdekileri gösterip onu kabinlere doğru sürüklediğimde boş olan tekli koltuğa oturup şu yarım saatlik süreçte nasıl onunla bu hale geldiğimi düşünüyordum. İlk başta kolyemi görünce kimin aldığına bile bakmadan sadece kolyeme kavuşma umudu ile onun yanında almıştım soluğu. Nihayet istediğimi gerçekleştirip kolyemi alıp taktığımda en son ona bakabilme zamanım olmuştu. O gerçekten çok yakışıklıydı yeşil bol pantolonu ve taba rengi kazağı ile 100 metreden hem parlıyor hem de bas bas ben buralı değilim diye bağırıyordu. Kolyemi aldıktan sonra işim bitmişti aslında geri kardeşim ve arkadaşlarımın yanına dönüp festivalin tadını çıkarmalıydım ama içimden bir ses bunu yapmak yerine bu hayatımda daha önce hiç görmediğim yabancıyla kalmamı söylediğinde aksini bile düşünmeyip onu kalabalığın dışına doğru sürükleyip bu mağazaya getirdim. Yol boyunca sanki iki yakın arkadaşmışız gibi bir sürü şeylerden konuşmuştuk yol ne zaman bitti de mağazaya geldik inan bilmiyorum. Tek bildiğim bu adını bile bilmediğim yabancı ile daha fazla vakit geçirmek istediğimdi.

'Hey sence oldu mu? Festivale uyum sağlayabilirim şuan değil mi?'

Gelen ses ile düşüncelerimden uzaklaşıp ona baktım.

Tek kelime ile Eşsiz Gözüküyordu...

Yavaşça süzerek ona baktığımda yutkundum ve sesimi zorla bulup konuşmaya başladım

'Bence mükemmel gözüküyorsun kesinlikle bunu almalısın'

kekelemediğim için şükür edip ona bakmaya devam ettim o aynadan son kez kendine bakarken ben de son kez onu süzüyordum en sonunda bakışlarımı yüzüne çevirdiğimde onun da aynadan bana baktığını gördüm biz böyle bir dakika boyunca gözlerimize kilitlenip kaldığımızda yanımıza gelen çalışan sayesinde hızlıca göz temasının kestik ve ben onu bekleyip kabinden çıktıktan sonra kıyafetlerin parasını ödeyip festivalin olduğu alana doğru yürümeye başladık

music festival -tk-Wo Geschichten leben. Entdecke jetzt