21- Barış'tan mı Hoşlanıyorsun?

2.3K 53 24
                                    


- - - - - - - - -

"Cenk" dedim yavaşça dürterek.

"Cenk uyan kâbus görüyorsun."

Cenk'in ağzından... (Rüyası)

Terk edilmiş bir hastanenin karanlık koridorlarında yürüyordum, her odadan çığlık sesleri geliyordu. Ama odalar bomboştu. Koridorda ilerledikçe aydınlık olmaya başladı, çığlık sesleri kendini bebek ağlama sesine bıraktı. Bana doğru koşan bir çok çocuk belirdi. "Katil, katil..." Diye bağırıyorlardı. Arkalarından gelen kişi Hayal... Hayal'di. "Sevgilim, nasılsın?" Diye konuştu bana iğrenerek bakarken. Elinde bıçak vardı, bana doğrulttu. "Sen benden bebeğimi aldın, bende senin canını alacağım Cenk Demir!" Hayır hayır ! Hayal! Hayal!!!

Nefes nefese kalmış bir haldeyken Hayal tekrar konuştu. Bu sefer sesi yumuşaktı. "Cenk. Cenk uyan kâbus görüyorsun."

Hayal'in ağzından...

Sıçrayarak uyandı. Yanında beni görünce hemen sarıldı.

"Hayal ben çok, çok kötü bir kâbus gördüm."

"Tamam bak geçti şimdi, sakin ol." Dedim ve yatağın yanındaki komidinin üstündeki suyu bardağa doldurup Cenk'e uzattım. Yudum yudum içti. Korkudan terlemiş sırılsıklam olmuştu. Hemen Miray ve Hülya teyzenin getirdiği kıyafetlerden şort ve tişört çıkarttım.

"Sen bunları giyin ben geliyorum hemen."

Mutfağa yöneldim ve dolabı açtım. Patates köfte vardı. Mikrodalga da ısıttım ve üzerine ketçap mayonez döktüm. Yanına portakal suyu sıktım ve tepsiye koydum. Cenk'in yanına gittiğimde çoktan üstünü giyinmiş tavanı izler halde buldum.

"Sana yemek getirdim."

"Hiç canım istemiyor Hayal"

"Hadi ama Cenk çocuklaşma, bak ateşin de düşmüş daha iyisin değil mi?"

"Hayal bunu neden yapıyorsun?"

"Neyi?"

"Zorla olanları unutmaya çalışıyorsun, gözyaşlarını içine atıyorsun. Farketmiyor muyum sanıyorsun? Ne kadar üzüldüğünü, yıprandığını."

"Cenk bunları sonra konuşalım."

Çataldaki köfteyi ağzına uzattım, sakince ısırdı.

"Kendin mi yesen acaba?"

"O zaman tadı güzel olmuyor."

"Hala çocuksun Cenk"

"Çocuklar ilgiye bayılır"

"Yeterince ilgi gösterdim bence."

"Fazlasıyla"

Gülümsedim ve Cenk'in yemeğini bitirmesiyle tepsiyi komidinin üstüne koydum ve Cenk'e ilaçlarını uzattım.

"İç hadi, bende tepsiyi mutfağa götüreyim."

"Tamam"

Mutfağa yöneldim, bulaşıkları makineye attım, Cenk'in yanına gidecekken Miray ve Hülya teyze gelmişti. Yüzleri sirke satıyordu resmen.

"Kötü bir şey mi oldu?" Diye sordum koltuğa otururken.

"Hülya teyzenin kan değerleri beklenenden kötü çıktı."

"Hastalığınız kanser miydi?" Diye sordum titrek çıkan sesimle. Kafasını salladı.

"Neyse ya Cenk'in haberi olmasın. Kemoterapilerim o kadar da kötü gitmiyor."

TUTSAK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin