5- Yaşamak İçin Sana İhtiyacım Var

3.7K 119 64
                                    


Kapının açılmasıyla direk içeriye daldım.

"Miray Cenk nerde?"

Ağlamaktan şişmiş olan gözleriyle bana baktı.

"Gitti."

"Nereye gitti?"

Yüzünü ellerinin arasına aldı. Hıçkırıklarıyla boğulmuş olan sesiyle konuşmasına devam etti.

"Tutamadım! Hepsi senin yüzünden" diyerek karnıma sert olmayan yumruklar atıyordu.Kısık sesle devam etti.

"Hepsi senin yüzünden"

Yumruklamayı bıraktı ve bana sarılıp ağlamaya başladı. Gözlerim dolmuştu ama yaşları tutacaktım, hayır ağlamamalıyım. Her tarafı yaşlarla dolu olan gözlerimi daha fazla tutamadım ve bende ağlamaya başladım.

Miray'ın kollarından ayrılarak.

"Nereye gitti?" dedim

"Saat 3.00'da uçağı kalkacak Amerika'ya gidecekmiş."

Saat gecenin biri yani iki saat var güzel ama bu satte taksi bulamam ki. Rüzgar, evet o belki yardım ederdi.

"Hangi hava alanı daha iki saat var yetişirim." dedim ve hızlıca dış kapıyı açtım.

"Sen vakit kaybetme ben mesaj olarak atarım adını tam hatırlamıyorum. Cenk'ten öğrenirim."

"Söyler mi?"

"Ben bir yolunu bulurum."

Başımı salladım ve evden çıktım, hızlıca Rüzgar'ı aradım. Uykulu sesiyle konuşmaya başladı.

"Hayal gece gece ne oldu kötü bir şey mi var?"

"Cenk, Miray ve benim yaşadığım yeri biliyorsun değil mi?"

"Evet, yanında banka var, dubleks demi? Krem rengi"

"Evet işte oraya gelir misin acil? Lütfen soru sorma"

"Tamam geliyorum hemen" dedi ve telefonu kapattık. Telefonumun mesaj sesi çaldığında hızlıca telefonuma baktım. Mesaj Miray'dandı, havaalanını mesaj atmıştı.

Rüzgar arabasıyla gelmişti.

"Beni bu adrese götürebilir misin?"dedim

"Tamam ama neden?"

"Yolda anlatırım" dedim ve Rüzgar arabayı çalıştırdı.

"Eee anlat"

"Cenk yurtdışına gidiyormuş"

"Neden?" dedi. Başımı Rüzgar'a doğru çevirdim ve

"Sence"dedim

"Benim yüzümden, kahretsin"dedi ve direksiyonu yumruk attı.

"Ya tamam direksiyona işkence etmekten vazgeç ve hızlan yetişmemiz lazım yarım saatimiz kaldı."

"Cenk'in yanına gitmek istediğinden emin misin?"

"Kuşkusuz"

"Ama-"

"Rüzgar bunun aması yok, çok saçma bir soru. Cenk benim kardeşim ama eğer bir itirazın olursa veya götürmek istemiyorsan sağa çek ben kendim giderim."

"Tamam atarlanma götürüyorum ben"

Sonunda havaalanına vardık uçağın kalkmasına az bir zaman vardı, telefonumu çıkarttım ve Cenk'i aradım. Telefonu kapalıydı.

"Rüzgar Cenk'in telefonu kapalı"

"Tamam endişelenme buluruz"

Etrafa bakınmaya başladım ve uçaklara doğru giden siyah deri ceketli bir erkek gördüm, arkadan Cenk'e çok benziyordu kıyafetleride aynıydı. Hızlıca o tarafa doğru koştum avazım çıktığı kadar;

"Cenk!" diye bağırdım, arkasına baktı ama aldırmadan tekrar yürümeye devam etti. Peşinden koşmaya devam ettim ve kolundan yakaladım.

"Gitme" dedim sesim ocak ayında dışarıda kalmış bir yavru kedi kadar çaresiz çıkmıştı.

"Hayal bırak!" beni diye bağırdı... Ağlıyordum

"Gitmene izin veremem!" dedim bağırarak, sesimizden dolayı herkesin bize baktığına yemin edebilirdim ama umurumda değildi.

"Beni umursadığını söyleme!"

"Seni umursuyorum, sen benim kardeşimsin, herşeyimsin, en sevdiğimsin, ailemsin, sen gidersen ben sadece seni değil ailemi, kendimi kaybederim gitme!" diye bağırdım, hala ağlıyordum ve sarıldım. Cenk bana sarılmıyordu. Bir müddet sonra bedenine sarmış olduğum ellerimi üzerinden çektim, ağlamaktan kızarmış olan gözlerimle yüzüne baktım. Konuşmaya başladı.

"Ben senin herşeyin değilim. Sen Rüzgar'ı seçtiğin gün o senin herşeyin oldu!"

"Cenk beni buna mecbur bıraktın!"

"Mecbur değildin!"

"Onun yanındayken mutluyum" dedim yere bakarak, sesim bu sefer kısık çıkmıştı. Tekrardan ağlayan gözlerimi Cenk'e çevirdim ve bağırmaya başladı.

"Ya o şerefsiz seni kandırıyor bunu anlamayacak kadar saf mısın?!"

"Cenk nerden biliyosun?!"

"Doğru ya sen Rüzgar için bizden, kardeşlerinden vazgeçtin o niye kardeşi gibi gördüğü insandan vazgeçmesin?"

Cenk'in sözlerinden üç, dört saniye sonra uçak kalkış anonsu yapıldı.

"Benim uçağımın anonsu, konuşman bittiyse ben gidiyorum"

"Cenk gitme. Ben senden ,sizden vazgeçmedim."

"Üzgünüm Hayal" dedi ve gitmeye başladı. Çaresizdim. Kelimelerim tükenmişti.

"Cenk eğer sen gidersen, bende burada kalmam! Beni görmek istemiyorsun ya bir daha ömrün boyunca göremezsin, izimi bile bulamazsın!"

"Beni şehirden gitmekle mi tehdit ediyorsun?"

"Gerekirse gezegenden!"

"İlginç bi plan" dedi ve tekrardan yürüdü.

Bu şekilde gitmesine izin vermezdim, geri döndürmem lazımdı.  Tek bir seçeneğim vardı. Çantamda bulundurduğum çakıyı çıkarttım ve boynuma yaklaştırdım. Tabi ki böyle bir şey yapmayacaktım, blöftü. Ama Cenk inanırdı.

Meraklı kalabalığın çığlık atmasıyla Cenk arkasına döndü.

"Hayal!"

Güvenlikler bana doğru yaklaşıyordu.

"Uzak durun! Saplarım"

TUTSAK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin