'Bul Artık Beni!..'

Start from the beginning
                                    

"Alo!"
"Kardeşim neredeysen tüm işlerini bırak! Acil buluşmamış gerek!" dedi Ali.

"Hayırdır birader? Ne oluyor yine?"
"Acil dedim Ömer! Acil Suat babamlara gel!."diyip telefonu kapattı.

  Ömer Ali'nin süt kardeşiydi.Ve komiserdi.Ondan yardım almak istedi. Kısa bir süre sonra Ömer gelmişti. Ali onu kapıda karşıladı ve hep beraber salona geçmişlerdi. Herkesin yüzündeki endişeyi görünce :

"Biri bana burda neler olduğunu anlatacak mı artık?" dedi gerilen sesiyle.

"Önce otur Ömer!"dedi Suat Bey.

Ali'nin oturduğu koltuktaki boş yere ilişti hemen. Ve meraklı gözlerle herkesin yüzünü incelemeye başladı. Suat Bey ve Ali çok gerginken Nihal Hanım yanında oturan Ayşe Sultan ile birlikte sessiz sessiz ağlıyordu. Tekrar gözlerini beylere çevirip:

"Eee? Kim başlıyor? Ne oldu anlatın artık!"dedi.

"Asya kayıp bu sabahtan beri!" dedi Ali bir çırpıda.

  "Asya burda mıydı ki?"

"Evet on gün kadar oluyor geleli. Bu sabah haber vermeden yürüyüşe gitmiş ama geri gelmedi. Telefonuna da ulaşamıyoruz."dedi öfkeyle ayağa kalkarken.

  "Tamam sakin ol kardeşim! Bulacağız o ufaklığı merak etme sen!"derken oda ayağa kalkmış tek elini Ali'nin omuza koyup hafifçe sıkmıştı.

"Ömer daha yeni geldi Asya. Yıllarıdır burada değildi. Eve gelirken 'yolları bile unutmuş abi ' diyordu kız... Şimdi nereye gider? Nasıl kaybolur? Aklım almıyor. Sen de bilirsin onu telefonunun şarjı az olunca evden bile çıkmazdı. Şimdi kapalı o sıçtığımın lanet telefonu!.." derken salonun ortasında deli gibi dönüyordu.

"Ne zaman çıkmış evden peki?"
"Biz uyurken gitmiş. Güneş yeni doğarken çıkmış. Korumaları da kandırmış küçük hanım!"

Ömer cebimden telefonunu çıkarıp birini aradı.

"Alo!"
"Alo devrem! Acil durum var! Sana vereceğim bir numarayı talibe al! En son nerde sinyal alınmış bi bak bakalım! Senden haber bekliyorum !"

" Tamam devrem! O iş bende. Yarım saate dönerim sana..."diyip kapattı.

Salonun ortasında deli gibi dönen Ali'yi sakinleştirmek hiç kolay değildi. Zaten sabah kardeşine izin veren korumayı da hastanelik edene kadar dövmüştü ama halen öfkesi dinmemişti.

  Suat Bey de başına kötü birşey gelmesinden korktuğu için kızı evlatlık alır almaz yurt dışına göndermişti. Her türlü eğitimi ile bizzat ilgilenmişti. Sadece okul eğitimi ile değil.

  Ortamın sessizliğini Ömer 'in telefonu bozdu.Arayan devresi Kenan'dı.  Hava kararmak üzereydi karakoldan haber geldiğinde.

"Alo devrem bir iz varmı?" dedi bir çırpıda.

" Sana konumu gönderiyorum. En son sinyal ordan geliyor. Alan geniş ve ormanlık devrem! Arama ekibi çıkarayım mı?"dedi Kenan.

Ömer önce Suat Bey' e sonra da Aliye bakıp:

"Gerek yok şimdilik devrem! Eğer icap ederse haber ederim sana! Eyvallah!.."dedi ve gönderilen konumu bekledi.

" Buralardan geliyor sinyal!.. Acele edelim! Karanlık iyice bastırmadan bulalım şu ufaklığı!" dedi Ömer.

Ali evin etrafında bir kaç koruma bırakıp gerisini alıp çıktı. Suat Bey de gelmek istedi ama onu eşiyle ilgilenmesi için evde bıraktılar. 'Her taşın altına bakılacak!' diye kükremişti resmen. Evin etrafında aramışlardı ama bu kadar derinlere girmemişlerdi. Çünkü daha çok Suat Bey 'in düşmanlarını yoklamışlardı.
Sabaha kadar durmadan arayacaklardı. Tâki  bulana kadar...

TUTSAK KALPLERWhere stories live. Discover now