9.Bölüm: Geçmiş geçmemiş meğer...

69 5 2
                                    

Gülüyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Gülüyordu. O gülmezdi ki? Hem de
çok güzel gülüyordu. Uzun zaman sonra ilk defa bu kadar mutluydu. Artık kâbus görmüyor huzurlu bir uyku çekiyordu. Arkadaşlarıyla daha çok vakit geçiriyor kendini onlarla vakit geçirmek için zorluyordu. Sanki o gün bir sihirli değnek değmiş her şeyi güzelleştirmişti. Demek ki güzel şeyler de her şeye rağmen vardı. Mutlu olmak istiyordu. Olacaktı da. Bazen ufak tefek şeyler hatırlıyordu. Yüzleri görünmeyen insanlar beraber geçirilen zamanlar ve bir anda silikleşen insanlar. Bazen de kocaman insanlar arasında ufacık kalıyordu. Adını duyuyordu. Birisi ona sesleniyor yardım istiyordu. Çoğunlukla rüyalarında o prensesi görürken
o kızla karşılaştıktan sonra hiç görmemişti. Bu sefer farklı farklı rüyalar görür olmuştu ama korkmuyordu. Bu rüyalar onu korkutmuyordu. Aksine umut doluyordu. Galiba zaman geçtikçe yaraları sarılıyor ve büyüyordu.
Bu yaşında ve bundan sonrasında güçlü olması ve bir hayali olmalıydı. Onun için yaşamalı ve bu hayatta kaybolmamalıydı. Daha çok tutunacaktı. Yalnız olmayacaktı. Büyüyüp adının hakkını verecekti. Odasına girdiğinde bir ürperti hissetmişti ama o giderken camını
açık bırakmamıştı ki? Etrafına baktı her şey yerli yerinde duruyordu ama odadaki cam açıktı. Ve dolabında ki
bir kitap eksikti. Yeri boştu. Koşarak kitaplığa ulaştı. Umarım aklındaki kitap değildi. Bakarken korkuyla yıkıldı. O kitap yoktu. Gülün kuruduğu kitap yoktu. Kim almıştı? Neden almıştı ve en önemlisi kim odasına girmişti? Koşarak odadan çıkarken
ne yapacağını kime hesap soracağını bilmiyordu. Etrafına çarpa çarpa yürürken kendisine seslenenleri duyuyor ama cevap veremiyordu. Acaba... Acaba Fiore geri mi dönmüştü? O mu almıştı kitabı?
Zaten o gülü giderken ona vermişti ama bir süre sonra bir gece başucunda bulmuştu. Kafası karışmıştı. Burada kimse onun kitabını almazdı ki hem alsa bile ne yapacaktı. Üzgünce bahçedeki banka oturdu düşündü. Gözlerini kapatıp düşünürken uzaklardan bir ses duydu. ''Endymion.'' Hala sesleniyordu. Bu isimde kimdi? Ben miydim ama benim adım Mamoru'ydu. Sonra tekrar bir ses duydu. ''Uyan Mamoru. Gerçekleri gör.'' Bunlarda ne demekti? Burada neler oluyordu? Görüntü biraz daha netleşirken birbirinden farklı adamlar dikkatini çekti. Kendisinden baya büyüktüler. Sonra kırmızı saçlı bir kadın dikkatini çekti. Gözleri...

Gözleri çok mutsuzdu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Gözleri çok mutsuzdu. Uzaklara üzgünce bakıyordu. Kimin için üzülüyordu? Onu tanıyor muydu? Bulundukları yer saray gibiydi sanki. Çok güzel ama ruhsuzdu. Bahçenin çevresinde güller vardı ama kendisinde olanlar gibi değildi. Parlak değildi. Hatta simsiyahtı. Bir şeylerin ters gittiği kesindi. Sonra yüzler silikleşirken başka bir görüntü belirdi. Bir kristal onu koruyan bir kadın ve kadını sarmalayan muhafızlar. Sonra bir ışık huzmesi göründü. Parlıyordu ve onu asıl şaşırtan boynuzlu bembeyaz bir attı. Kadına doğru gelirken ağlıyordu. Gözlerini görebiliyordu Mamoru. Sanki karşısındaydı. Anlamıyordu. Omzunda bir el hissedince korktu kendine gelmeye çalıştı. Biri ona sesleniyordu. Ne kadardır buradaydı? Derin nefes alıp okyanus gibi gözlerini açtı. Önce nerede olduğunu anlamaya çalıştı. Sonra konuştu.

''Nerdeyim ben?'' Pespembe saçlı kız buraya daha yeni gelmişti adı Safir'di

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

''Nerdeyim ben?'' Pespembe saçlı kız buraya daha yeni gelmişti adı Safir'di. Gülerek ''Bahçedesin'' dedi ve ekledi. ''Uyuyakalmışsın.'' kızın gözlerine bakıp durumunu düşündü. Uyumuş olabilir miydi? Gördüğü her şey bir rüya mıydı o zaman? Cevap bekleyen kıza bakarken ayağa kalktı. ''İyiyim ben uyuyup kalmışım galiba.'' Dediğinde ''Seni buraya koşarken görmüştüm. Ne oldu?'' diye sorunca Mamoru dürüstçe cevap verdi. ''Kitabımı kaybettim.'' Kız gülerek
''Her şey bir kitap için miydi?'' derken Mamoru onun bu tavrına kızıp ''O sadece bir kitap değildi! İçinde bana ait çok önemli bir şey vardı.'' Dediğinde Safir şok olmuştu. Böyle bir tepki beklemiyordu. Farkında olmadan ''Özür dilerim'' dedi. Mamoru ise anlayışla ''Sorun değil'' dedi ve gitmek için kalktı. Safir onun gideceğini anlayıp durdurmak adına ''Hey, nereye gidiyorsun?'' diye bağırdı. Daha adını bile bilmiyordu. Mamoru gülüp ''Uyumaya'' dediğinde kız yeniden seslendi. 'Adın ne?'' O onun adını biliyorken kız bilmiyor muydu?
Bu ilginçti ama gülerek cevap verdi. ''Mamoru... Mamoru... Benim adım Mamoru, Safir.'' Kızın adını bildiğini belli ederek oradan ayrılmıştı. Arkasında şok olmuş bir kız bırakarak. Demek adını biliyordu. Düşüncelerle odasına vardığında tek istediği güzelce uyumaktı. Odasına girdiğinde yine
o ürperti ortaya çıkmıştı ama bu sefer cam kapalıydı hem de o kapatmadığı halde. Galiba deliriyordu. Burada neler dönüyordu. Sonra aklına gelen şeyle kitaplığa koştu. Aradığı şey kendisine göz kırparken kitabı açıp baktı ve gördüğüyle şok oldu. Gül oradaydı ve bırakılan not dikkatini çekmişti. Mutlu olmuştu ama bu not kafasını karıştırmıştı. Notta ne demek istiyordu? Bu çocuk aklı bunu anlamıyordu. Küçük parmaklarını notun üzerine dokundurdu ve tekrar etti. ''Uyan Mamoru! Geçmiş geçmemiş meğer...''

Mamoru'nun Gizemi 🥀 AskıdaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin