god bless the drama club

3.9K 460 406
                                    

"Bay Park? " dedim boş spor salonuna girerken.

Etraf karanlıktı, sadece camlardan içeri giren batan güneşin ışığı aydınlatıyordu. Derin bir nefes alıp kapının arkamdan kapanmasını izlerken ürkek adımlarla köşede ki odadan gelen ışığa doğru adımladım.

"Bay P-park? " dedim tekrardan, odanın birkaç adım gerisindeyken. Biraz sonra uzun ve yapılı bedeni göründüğünde derin bir nefes alıp yanına ilerledim.

"Klüp toplantısını iptal etmek zorunda kaldık, bende sen boşuna gelmiş olma diye bekleyeyim dedim. "

Masasına yaslanırken gülümsedi, bende aynı şekilde ona karşılık verirken elimde ki kağıtları ona doğru uzattım. "Pek başarılı bir yazı olmasa da, bir şeyler anlatmaya çalıştım. " Hafifçe dudağını ısırdığında iç çekip bayılmamak için kendimi zor tuttum.

Uzun parmaklarıyla ödevi kavrayıp hemen önümde dikildiğinde bakışlarını yazı üzerinde gezdirdi, kaşları birkaç kez çatılmış veya havaya kalkmıştı. Sonunda kafasını sallayıp onayladığında derin bir nefes alıp gülümseyerek kapıya yöneldim.

"Aslında." Boğuk sesiyle duraksayıp ona tekrardan döndüğümde kalp atışlarım hızlanmıştı. "Senin tarafından yazılmış oldukça başarılı bir yazı buldum Jungkook."

Gülümsemesi genişlerken gözlerimi kırpıştırıp dediklerini anlamaya çalıştım. Ne yazısından bahsediyordu ki? Eğer uykumda bir roman yazmadıysam-

SİKTİR.

Gözlerim şaşkınlıkla aralanırken masanın üzerinde ki kağıtları eline aldı. Etkileyici bakışlarının altında ezilirken, aldığım her nefes batıyor gibiydi.

"Onun eşsiz biçimli dudaklarının tadını merak ediyordum. Onun kucağındayken zayıf noktasını bulduğumda boğuk inlemelerini ve-" Duraksadı ve gözlerini bana çevirdi. Yanaklarım ısınmıştı ve kan kırmızısı olduklarıma bahse girebilidim. "Kalem tutan uzun şekilli parmaklarının içimdeyken beni nasıl hissettirecrğini merak ediyordum. Park Jimin tüm hayatınızda karşılaşabileceğiniz en mükemmel fırsat gibiydi, onu her şekilde değerlendirmek için birilerini öldürebilirdim. "

Cümleyi bitirdiğinde gözleri yeniden beni buldu, dudaklarını ısırıyordu. Tanrım neden dudaklarını ısırıyordu?

Kağıtları bana uzattığında gözlerimi kırpıştırdım. Kaşlarını kaldırmıştı, almamı işaret ediyordu. Yutkunarak kağıtları parmaklarımın arasına sıkıştırdığımda içimdeki heyecanendişekorku patlamasını dizginlemeye çalıştım.

"Okumaya devam et. " Yumuşak sesiyle birlikte kalp atışlarım daha da hızlanırken ellerim titremeye başlamıştı. "Hadi Jungkook, oku. "

Derin bir nefes alıp dudaklarımı yaladım. Kağıttaki cümleler benim cümlelerimdi, ama bu hissettiklerim çok yabancıydı.

"Y-yoğun bakışları ruhumdan içeri bakıyor gibiydi, sadece bakışları bile bacaklarımı titretmeye yetiyorken-" Tekrar derin bir nefes aldım, hemen arkamda ki varlığı her şeyi zorlaştırırken sıcak nefesini boynumda hissedebiliyordum. "Tek bir dokunuşu beni yakıp geçebilirdi. Tek is-istediğim vücudunun benim vücudumun üzerinde olmasıydı, sert hareketlerinin kalçalarımı titretmesiydi, öpücüklerinin dudaklarımı mühürlemesiydi. "

Parmaklarını boynumdan omzuma yönlendirirken titrek bir nefes aldım. Boynumu yakan sıcak nefesi beni mahvediyordu, öpmesi için yalvarabilirdim. Ama o sanki  devam etmemi bekliyormuşcasına hiçbir şey yapmazken devam etmeye çalıştım.

"H-her zaman gözlerimi kapatır ve uzun vücudunun benimkinin üzerinde olduğunu,  sıcak teninin benimkini yaktığını hayal ederim. Dillerimiz buluştuğunda büyük elleri kalçalarımı kavrar ve beni kolayca kucağına alır. "

Yumuşak dudaklarını boynuma bastırdığında dizlerim titremeye başlamıştı, ayakta durabileceğimden emin değildim. Elleri belimi sardığında sırtımı onun göğsüne dayadım. Midem kasılıyordu, içimde büyüyen bir ateş vardı sanki.

"Uzun parmakları göğüslerimin üzerinde gezdikten sonra uçlarını kavrar ve onun ismini söylememe neden olur. Dudaklarımın onun ismini sayıklarken parmaklarımı saçlarına geçiririm. "

Dişlerini boynuma geçirdiğinde elimde ki kağıtları sıkıca kavradım, parmakları kalçalarım üzerinde geziniyordu ve bu beni tam anlamıyla çıldırtıyordu. Dilim damağım kurumuştu, nefes almakta zorluk çekiyordum. Parmakları kasıklarıma baskı uyguladığında elimde ki kağıtlar yere düşmüş ve dudaklarımdan küçük bir inleme kaçmıştı.

"Jungkook." dedi kulağıma fısıldayarak. Kokusunu ciğerlerimde hissedebiliyordum, Tanrım zamanı durdurmak istiyordum. "Sen çok çok çok kötü bir çocuksun. "

Sırıttığını hissettiğimde dudaklarımı ısırdım, parmaklarını oynatmıyordu ve bu fiziksel anlamda acı veriyordu.

Dudaklarımı tekrardan boynumu bulduğunda mantığım koca bir sürtük olduğumu ve durmamı söylüyor gibiydi, kalbim beni yargılıyor ve duygusuz seks hakkında bir şeyler mırıldanıyordu ama vücudum tüm sesiyle 'masanın üzerinde kendini becert' diye haykırıyor gibiydi.

"Çok çok kötü şeyler olmadan gitmelisin kedicik. " Fısıltısı tenimi yakıyordu. "Yoksa ben seni nasıl becereceğimin hakkında binlerce roman yazabilirim. "

kurguyu sevdiniz mi?


dirty blog ||jikook||Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin