𝙡

1.1K 64 31
                                    

Blog 10
O günden sonra J bir daha asla bana yazmadı.
Ona her şeyi yazdım, aradım. Bunları defalarca tekrarladım ama o bana tek bir geri dönüş bile yapmadı.
Evine gittim, açılan bir kapı bile yoktu.
Ona duygularımı söylememiş olsaydım belki de hala konuşuyor olabilirdik.
Hata mı etmiştim?
Öyle ki, dolduğumu hissediyorum.
J bana tek taraflı duygular beslerken ve ben defalarca onun canını yakmama rağmen o nasıl katlanabiliyordu, tüm bu şeylere?
Canının hiç mi kıymeti yoktu onun için?
Aramızda bir şeyler var, bir şeyler var ama ne var bilmiyorum.
Aramızda dağ olsa aşarım zannediyordum. Deniz olsa yüzer, yol olsa yürürdüm. Ama aramızda ne olduğunu bilmediğim bir şey var. Ne olduğunu bilmiyorum ve bu beni günden güne öldürüyor.
Ben geç kalmadan J'ye ulaşmak istiyorum. Hiçbir şey için geç değilken, onun bende benim de onda hapsolmamı istiyorum.
Hayat o kadar fani, o kadar kırılgan ki. Her nefesimiz son nefesimiz olma potansiyeline sahip* ve ben bunu yaşamak istemiyorum. J'ye ulaşmadan, onu yitirmek istemiyorum.
Göremiyorum, ama hissediyorum.
İki kalp, dört göz gece gündüz ağlıyordu.**
Umarım J'ye ulaştığım gün, hiçbir şey için geç olmaz.
Ah bu arada, benden size tavsiye. Sevdiğinizi söylemek için, gitmesini beklemeyin.
Zaman bu, belli olmaz. Affı yoktur bir çok şey gibi zamanında. Ya her şey için çok erkendir, ya da çok geç. Zamanı önemsemeden, sevdiğinize sevdiğinizi söyleyin.
İyi geceler.

————

Elimde ki laptopun kapağını indirdim ve masanın üzerine bırakarak, umutsuzca telefonda tekrar Jimin'in numarasını tuşladım ve kulağıma götürdüm.

Açılmayacağını biliyordum, sadece bir umut vardı içimde.

Kısa bir çalmadan sonra açılan telefon heyecanlanmama sebep olurken, karşıdan gelen yabancı ses ile neler olduğunu anlamaya çalışıyordum.

"Alo?"

dedim tiz ve ince çıkan sesimle.

"Park Jimin'le mi görüşüyorum?"
"Üzgünüm bayım, burada öyle birisi yok."
"Nasıl.. Nasıl yok? Bu onun numarası ama?"

Numarayı yanlış çevirmiş olacağımı düşünüp kulağımdan indirip tekrar göz attım ve evet, bu oydu. Jimin'in numarası.

"Ah, efendim siz numaranın bir önce ki sahibinden bahs ediyor olmalısınız. O beyefendi numarayı kısa bir zaman önce değiştirdi. Ona kendi numaramı verip veremeyeceğimi sorduğumda herhangi bir numara istemediğini söyledi. Muhtemelen telefon sapığı felan vardı.-

Karşıda ki kişinin sözünün bitmesini beklemeden daha fazla boş konuşmasına tahammül edemeyip telefonu yüzüne kapattım ve bir süre boşlukta gözlerim takılı kaldı.

Gerçekten de onu sürekli arayıp rahatsız ettiğim için mi numarasını başka birisine vermişti?

Benden gerçekten o kadar çok mu sıkılmıştı?

Ah, bu arada laptopumda yazdığım şeye gelecek olursak.. O bloğu isimsiz bir şekilde Jimin için yazıyordum. Onu sevmeye başladığımı anladığım zamandan beri, bazı geceler yazıyordum işte.

Yorum gelmezdi, ki gelmesi içinde yazmıyordum. Sadece içimdekileri anlatabileceğim tek kişi Jimin'ken ona da anlayamazdım. Dinlemiyordu çünkü. Benden uzaklaşmıştı.

O yokken her yer sessiz, herkes sessiz. Sessizliğin çok gürültülü olduğunu öğrendiğim gündü bugün. Sağır ediciydi.*** Sanırım hiçbir sessizlikten, bu yaşıma kadar nefret etmemiştim..

###
*Dexter
**Cold War
***The End Of The Fucking World

etoile polaire & jikook.Onde histórias criam vida. Descubra agora