5

3.2K 269 131
                                    

Başlamadan önce önemli not; Şarkıyı size belirttiğim yerde açarsanız sevinirim, iyi okumalar dilerim ❤️✨
- - -

Ertesi gece yeniden buluştuklarında, Draco daha iyi bir anı seçmeye çalıştı. Bu sefer terciği, Harry'nin "Sana inanıyorum." dediği an olmuştu. Diğer beş kişi oturup gülüşerek sohbet ediyor Platin çocuk ise anısına odaklanmaya çalışıyordu. Odaklanmayı başardığında gülümsedi "Expecto Patronum!" Çıkan büyük ejderha sayesinde herkes ona doğru dönmüştü, o ise mutlulukla Harry'ye bakmıştı "Yaptım Harry! Oldu!" Zümrüt çocuk hızla ayağa kalkıp ona sarıldığında, Platin çocuk bir anlık şoka girmişti. Herkesin kendine doğru ilerlediğini gördüğünde, onlar gelmeden Harry'ye sıkıca sarılmıştı eh gizlicede kokusunu çekmediyse, Merlin kesinlikle çıkıp "Bende büyücü falan değilim zaten, adımda Merlin değil." derdi. Diğerleri de gelip Draco'nun üstüne atladığında, Platin çocuk için büyü bozulmuştu Tabii kimse Harry içinde büyüyü bozduğunu tahmin edemezdi.

- - -
2 ay sonra;

Albus Dumbledore, astronomi kulesinde dört dönerken heyecanla ve korkuyla karışık Harry'yi bekliyordu. Zümrüt çocuk geldiğinde iç çekti "Hoşgeldin Harry." adımlamaya devam ederken Zümrüt çocuk konuşmak için izin istercesine ağzını açmıştı "Efendim-" Dumbledore bir elini havaya kaldırdı ve onun lafına daha başlamadan susmasını sağladı -Ah, hayır tabii ki büyüyle yapmamıştı. Bu Seçilmiş Çocuğun ona duyduğu saygı ile ilgiliydi.- "Bu hayal ettiklerimin, hayal ettiklerimizin çok ötesinde." Kenarda duran çıkıntıya oturmuştu şimdi, Kuzgun saçlı çocuk onu dikkatle dinliyordu "Biliyor musun Harry? Bazen ne kadar büyüdüğünü unutuyorum. Bazen, hala o dolaptaki küçük çocuğu görüyorum. Duygusallığıma bakma sen Harry, yaşlandım artık." Zümrüt çocuk, yaşlı adama güzel gülümsemesini sundu "Bence hala gençsiniz efendim." Albus Dumbledore bu cümleyle küçük bir şekilde gülmüştü, gözlerinde ki gurur elli metre öteden bile okunacak gibiydi "Tıpkı annen gibi, son derece naziksin. Ne yazık ki insanlar bu özelliğinin kıymetini bilmeyecektir." Astronomi kulesinin balkon gibi olan kısmına, büyük pencereye doğru ilerlediklerinde yaşlı adam konuyu değiştireceğini belli eden bir iç çekiş bırakmıştı "Bugün gideceğimiz yer son derece tehlikelidir. Bana eşlik edebileceğine söz verdim ve sözüm geçerli, ama bir şartım var: Sana verdiğim tüm emirleri sorgulamadan yapacaksın." Harry bu söylenenle ne kadar kötü bir şey olacağını hissetsede, baskın olan tarafı 'gitmek zorundasın' dediği için hızlıca başıyla onayladı "Tamam efendim." yaşlı adam kaşlarını kaldırarak sordu "Ne dediğimi anlıyorsun değil mi?" Zümrüt çocuk sadece başıyla onaylayabilmişti bunu, Dumbledore devam etti "Saklan dediğimde saklanacaksın, kaç dediğimde de kaçacaksın. Beni bırak ve kendini kurtar dediğimde de öyle yapacaksın, anlaşıldı mı?" Harry bir süre düşünmüştü, yaşlı adamın yüzünden bir şeyler çıkarmaya çalıştı ancak bunu başaramadı "Söz ver Harry." Zümrüt çocuk, bütün cesareti ve yaşlı adama güveni ile konuştu "Söz veriyorum." Harry, söz verir vermez Dumbledore büyük bir ciddiyetle ona kolunu uzatmıştı "Kolumu tut." Zümrüt çocuğun gözleri küçücük bir an için, yaşlı adamın kolunda gezdi "Efendim Hogwarts'ta cisimlenme yapılmaz sanıyordum?" sorarcasına konuşmuştu, Albus Dumbledore kolunu geri çekmeden mırıldandı "Benim bazı ayrıcalıklarım olabilir." Harry , onun koluna elini koyduğunda cisimlenmişlerdi.
Kendilerini dalgaların delicesine dövdüğü bir mağranın ortasında bulmuşlardı. Harry, bu durumun mağrayla ilgisi olduğunu ve kesinlikle fırtınayla ilişkilendiremiyeceğini anlamıştı. Mağranın girişinde yaşlı adam etrafına bakındı biraz, daha sonra aradığını bulmuşcasına sivri bir taşa uzanıp eline bastırıyordu ki Harry atladı "Efendim-" Albus taşı eline bastırıp, eline bir kesik atarken küçük bir acıyla irkildi -yaşlı adam için bu tabii ki de küçük bir acıydı, bu kadar yaşlı ve güçlü bir büyücü kim bilir ne acılar çekmişti.- "Giriş yapmak için bir ödeme gerekiyor, izinsiz girenleri zayıflatacak bir ödeme." Zümrüt çocuk duyduğu pişmanlıkla cevapladı "Ben yapmalıydım efendim." Dumbledore, bu durumda nasıl gülünebilecekse öyle gülmüştü onun bu söylediğine "Hayır Harry, senin kanın benimkinden daha değerli." dedikten sonra elini mağranın duvarına sürtmüştü ve elini sürttüğü yerde geçmeleri için bir kapı oluşmaya başlamıştı.
Asalarının ucunda ışıkları ile ilerlemeye başlamışlardı, yaşlı adam nefes nefese "Voldemort, saklandığı yeri kolaylaştırmış olamaz. Birkaç yere savunma tedbirleri koymuştur." Harry, mağradaki sivri ve kristal gibi gözüken duvarlara değmemek için çabalarken yaşlı adamı takip etmeye çalıştı. Dumbledore mağranın içinde göl gibi bir yere geldiklerinde onu uyarmıştı "Dikkat et." adam, yukarıya etrafı aydınlatacak bir ışık topu göndermişti. O ışık topu karşıda, suyun öteki tarafında durduğunda yaşlı adam orayı işaret etti "İşte orada, oraya nasıl gideceğimizi çözmeliyiz." Albus bunun için suyun çok üzerinde elini uzattığında, elinin hizzasındaki su kaynarcasına köpürmüş içindense yaşlı adamın eline yükselerek bir zincir fırlamıştı. Albus Dumbledore hızlıca onu Harry'ye uzattı "Şunu alır mısın Harry?" Zümrüt çocuk hiç beklemeden zinciri tutmuş, kendine doğru çekmeye bile başlamıştı. Suyun içinden küçük bir kayık yükselip onlara doğru ilerlemeye başladığında ikiside şaşırmıştı ancak yaşlı adamın tecrübesinden olsa gerek kendisini Harry'den daha hızlı toparlamıştı "Hadi Harry."
Kayıkla karşıya geçtiklerinde Zümrüt çocuk siyahımsı bir sıvı ile dolu küçük havuzcuğa baktı "Sizce Hortkuluk burada mı efendim?" Dumbledore sıvıyı algılamak için elini yaklaştırdığında sıvı titreşmişti "Ah evet." Harry'ye büyük bir ciddiyetle gözlerini dikti ve devam etti "İçilmesi lazım, hepsinin içilmesi lazım. Seni hangi koşullarda yanıma aldığımı hatırlıyor musun? Bu iksir beni felç edebilir, neden geldiğimi unutturabilir. O kadar acı verebilir ki, beni kurtarman için yalvarabilirim. Bu isteklerimi yerine getirmeyeceksin, görevin bu iksiri içmeye devam etmemi sağlamak. Hatta bana zorla yutturman gerekse bile, anladın mı?" Harry yutkunduğunda gözleri Dumbledore ile iksir arasında gidip geliyordu, istemiyordu bu gözlerinden apaçık görünsede dudağını ıssırıp başıyla onaylamak zorunda kalmıştı. Yaşlı adam havuzcuğun kenarında duran istiridye kabuğuna benzer şeyi iksire daldırıp içtiğinde derin bir acıyla inleyerek yere yığıldı, Zümrüt çocuk ise onun bütün acı nidalarını duymazdan gelip iksirin hepsini içirmişti. Bir süre yaşlı adam ağzını şapırdattı "Su." dedi nazikçe "Susadım, lütfen su." Harry, hortkuluğun olduğu havuzcuğa gidip Slytherin'in madalyonunu aldı "Draco haklıymış. Başardınız efendim, bakın!" kendine geldiğinde hızlıca asasını havuzcuğa tuttu "Aguamenti." Havuzcuğa su dolmuş olmasına rağmen, Harry Profesör'e iksiri içirdiği şeyle suyu alamıyordu. Sinirle bir nefes bıraktı ve endişeyle etrafı taradı, tek bir yol gözüküyordu geldikleri gölden su almak ancak Zümrüt çocuk bundan korktuğunu belli edercesine suya yavaş yavaş ilerliyordu. Tam suya uzanacağı sırada Dumbledore güçsüzce ayaklanmış, Harry'nin kolunu kavrayarak astronomi kulesine cisimlenmişti "Onun yaşamasını istiyorsan, saklanma vakti Harry."

I don't fuck with you, Potter. ( Drarry / BoyxBoy )Where stories live. Discover now