Bölüm 22

3.5K 412 408
                                    

15 Mayıs 2004, Doncaster

Louis ceketinin cebindeki kırmızı karanfili düzeltirken Harry onun dalgınlığından faydalanıp dudaklarını öptü. Mavi gözlü çocuk önce şaşırmış göründü, sonra gülümsedi ve karşılık olarak ona bir öpücük verdi. "Heyecanlı mısın?"

"Aman Lou, altı üstü bir mezuniyet balosu. Ama senin için çok mutluyum birkaç hafta içinde hangi okula gideceğini öğreneceğiz!"

Louis onun elini tuttu. "İçimden bir ses Washington Üniversitesi olacak diyor. Öyle olursa bir saatte metroyla gelip gidersin yanıma Harry, çok güzel olur. Sürekli buluşuruz."

"Umarım." Harry içindeki burukluğu dışa vurmadan gülümsedi. Louis üniversiteye gidince eskisi gibi günün sekiz saati birlikte olamayacaklardı, belki sadece hafta sonlarında onu görecekti. Tabi ondan bir yıl daha beklemesini ve aynı üniversiteye başvurmalarını falan isteyemezdi. Babasının asla izin vermeyeceğini biliyordu.

"Aşkım?" diye seslendi Louis ona. "İyi misin, bir şey mi oldu?"

Harry hemen başını iki yana salladı. "Bir şey olmadı, iyiyim. Sadece, kanadını sardığım kuşun artık uçabilecek olmasına duygulandım."

"Ah, gel buraya!" Louis Harry'i kendisine çekip sıkıca sarıldı. Saçlarına ve yanaklarına ard arda öpücükler bıraktı. "Bu gece üzülmek yok şirine. Hem daha üç ay tatilimiz var. Artık ders çalışmak zorunda da değilim, her gün birlikteyiz tatil boyunca. Tamam mı?"

Harry işaret parmağını dudağına değdirdi. "Şuraya da bir öpücük alırsam ikna olacağım galiba." dedi şımarıkça. Karşılığında istediğini alınca gülümsedi. "Hadi ya, gidelim artık. Sana biraz da insanların içinde sırnaşayım."

Louis buna güldü, onu da tutup koridorda ilerledi. Sene sonu balosunun yapılacağı spor salonuna doğru yürüdüler. Çoğu Louis ile yaşıt olan diğer liseliler ile birlikte, el ele kapıdan içeri girdiler. Ucuz süslemelerle salonun dört bir yanı çevrelenmişti, mavili kırmızılı ışıklarla aydınlatılıyordu ve bass ağırlıklı bir müzik çalıyordu.

"Lou, saat dört yönünde içkiler var, yürü yürü yürü!" dedi Harry heyecanla onu çekiştirirken. Ama Louis onu durdurdu. "Arka tarafta açık büfe var, oraya gidelim!"

Tam tartışacaklardı ki, ikisi aynı anda sahnenin oradaki şeyi görüp sırıttı. "Çikolata çeşmesi!"

Adımlarını oraya çevirip gülüştüler. Diğer öğrencilerin de hepsi eğleniyordu ama okulun en yapışık çifti olarak, onlar şimdiden herkesten daha çok eğleniyordu. Fakat hayal ettikleri çikolata çeşmesine giden yolda, son sınıf öğrencilerinden biri olan Thomas tarafından, yüzlerine bir kamera tutularak durduruldular.

"Louis Tomlinson, Harry Styles! Thomas Spiel ile 2004 mezuniyet balosu röportajına var mısınız?"

Louis elini Harry'nin beline koyarken gülümsedi. "Varız."

Thomas hemen kamerayı onun yüzüne çevirdi. "Söyle bakalım Louis, bu okulda en çok özleyeceğin şey nedir?"

"Benim tatlı küçük Harry'm." dedi Louis sevgilisinin gözlerine bakarak. "Onu her gün görmeyi özleyeceğim."

"Yaa, Lou! Seni çok seviyorum!" Harry bunu içten bir şekilde söyledi, onun boynuna sarıldı. Thomas kamerayı yakınlaştırıp uzaklaştırarak onları çekti. "Ayrılın, röportajımı bölüyorsunuz!"

Onlar homurdanarak birbirinden uzaklaşınca kamera bu sefer Harry'e döndü. "Peki Styles, seneye de mezuniyet balosuna katılacak mısın?"

Harry "Sanmıyorum. Louis ile beraber ruhen bu okulla bağımı koparıyorum. Bundan sonra sadece bedenim derslere geleceği için, bu yıl mezun oldum sayılır." dediğinde, Louis Harry'nin belindeki elini sıkılaştırarak onun dudaklarına kısa bir öpücük bıraktı.

"Offf, bir dakika oynaşmayın da şu çekimi tamamlayalım. Sıradaki soruma geçiyorum; sizce arkadaşlarınız, yıllar sonra sizi ne olarak hatılayacak?"

"Aşık." dediler aynı anda. Birbirlerine gülümseyip yeniden öpüştüler. Kamera başındaki çocuk ise yüzünü buruşturdu. "İşte, yine yapıyorlar. Tüm senemiz bunu izlemekle geçti zaten." diye söylendi. "Beyler, porno çekmiyorum mezuniyet videosu çeki- ah, az önce dilini mi gördüm? Siz çirkinleşmeden gidiyorum."

Uzun süre birbirlerini öptükleri için onun gittiğini fark etmediler. Hatta Harry Thomas'ın az önce orada olduğunu bile unuttu. Geri çekilirken yüzünde hala gülümsemesi duruyordu. "Gelsene, çikolata çeşmesine gidiyorduk biz en son."

"Gidelim şirine."

Önce çikolata çeşmesinden kendilerine çikolatalı çilekler aldılar, ardından açık büfeye ve içeceklerin olduğu yerlere gidip birlikte çoğu şeyden yediler. O yılın kral ve kraliçesinin seçimini izlediler, insanların dedikodusunu yaparak eğlendiler.

Louis, müzik seçimiyle ilgilenen arkadaşına biraz rüşvet verip onu sık sık Truly Madly Deeply çalmaya ikna ettikten hemen sonra Harry'i tutup dans pistine çekiştirdi. "Herkesin içinde sevdiğim ve seveceğim tek insan olarak, gecenin geri kalanında benimle dans edeceksin."

"Zevkle, Lou'm" dedi Harry. Hala devam etmekte olan yavaş müziğe uyum sağlayabilmek için ellerini Louis'nin omzuna koydu. "Seninle gurur duyuyorum. İnan bana çok mutluyum. Yıllardır çalışıyorsun, benim gibi bir dikkat dağıtıcı unsura rağmen!" Duraksayıp tebessüm etti. "Sen çok başarılı olacaksın Louis. Zekisin, çalışkansın, temiz kalplisin. Sen çok ama çok özelsin. Hiçbir şeyin başarıya ulaşmanı engellemesine izin verme. Tüm dünyayı hak ediyorsun, hak ettiğini alana kadar da pes etme."

"Benim tüm dünyam sensin, sana sahip olduğum sürece başka hiçbir şeyi istemiyorum. Seni çok seviyorum."

Dans etmeye ara verip birbirlerine sarıldılar. Harry, Louis'nin boynuna birkaç öpücük bıraktı. "Ben de seni çok seviyorum. Sensiz bu okulda ne yapacağım bilmiyorum. Gelmeni dört gözle bekleyeceğim."

Louis geri çekildi, Harry'nin gömleğinin kolunu sıyırarak daha iki hafta önce yaptırmış olduğu gül dövmesinin üstünü okşadı. "Benim hançerim her zaman senin gülünü bulur, söz verdim ben sana."

"Lou..."

"Gözlerim mutlaka seni bulur sevgilim, sen yeter ki beni ara."

Saniyelik bir sessizlikten sonra Truly Madly Deeply'nin müziği salona yayıldı. Louis ve Harry, birbirlerini ne kadar çok sevdiklerini bir de somut olarak kanıtlamak ister gibi, o geceden sonra olacakları bilmeden, son kez dudaklarını birleştirdiler.

Sonraki bölüm final. Finalden sonra bu kitap ile ilgili etkinlikleri takip etmek için Shipperwriter's Stuff ismiyle yayımladığım kitaba beklerim.

FRANKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin