Babasının Kızı|Yarı Texting

#Final#

Aynadaki görüntüme bakarken gülümsedim. Kırmızı elbisem, hafif dalgalı sarı saçlarım, yaptığım makyajda belirgin olan mavi gözlerim ve nude tonlarındaki rujumla güzel gözüküyordum. Yani, sanırım.

"Allah'ım! Bu gelinliği hangi aklımla bu kadar kabarık aldım?!"

Canlarım, sakin olun ve arkanıza yaslanın. Evlenen bizden biri değildi, evlenen Arya halamdı. Zaten önümüzdeki seneler içerisinde bizden birinin evleneceğini düşünmüyordum ya, neyse.

"Eti puf gibi gözüküyorsun hala,"dedi yatakta oturmuş minik kardeşiyle ilgilenen Sırma. "Dimi yakışıklım? Halamız eti puf olmuş gidiyor." Koray amcamın kopyası olan junior Korcan kıkırdamaya başladı. Akmaya başlayan salyası ve çıkardığı tatlı seslere daha fazla kayıtsız kalamadım.

"Seni yerim!"

"O zaman al da biraz bak. Ben de tripli olduğum sevgilimin yanına gideyim."

Tek kaşımı alayla kaldırdım. "Bilmiyorsan söyleyeyim, baban aşağıda."

Sırma yenilgiyle omuzlarını düşürdü. "Enis Acar'la beraber Arjantin'e falan kaçmamız gerek. Yoksa babam yakamızdan düşmeyecek!"

"Neden Arjantin?"diye sordu Arya halam gelinliğiyle ilgilenmeyi bırakıp. Ciddiyetle Sırma'ya bakıyordu.

"Çünkü orası İstanbul'a hatta Türkiye'ye en uzak ülke!"

Arya halam cık cıkladı. "Seni abime söyleyeceğim. Önümüzdeki on yıl seni yurt dışına yollamasın. Nankör evlat.''

Sırma ağzını açıp bir şey söyleyecekken kucağındaki Korcan ağlamaya başladı. Kollarımı ağlamakla meşgul olan Korcan'a uzattığımda hemen geldi. Minik yakışıklımla aramızda özel bir bağ vardı. Burnumu hemen mis kokulu boynuna gömdüm. Hiçbir parfüm bebek kokusuyla eş değer olmazdı.

Korcan minik elleriyle saçlarımı çekiştirmeye başladığında yanaklarını öptüm. "Gel bakalım, biraz da gidip ev halkını rahatsız edelim."

"Önce selfie!"

Arya halamın isteği üzerine hep birlikte selfie çekinmeye başladık. Birkaç poz Korcanla beraber çekildikten sonra onu yatağın üzerinde düşmeyecek şekilde bıraktım ve fotoğraf çekimine kaldığımız yerden devam ettik.

''Sırma, yengemi yukarı gönder. Eniştene söyle son kontrolleri yapsın.''

Sırma kafasını salladı. Yatakta kendi kendine garip sesler çıkartan Korcan'ı kucağıma aldım ve Arya halama el salladım. ''Attaya gidiyoruz.'' Arya halam, ''Ay dur. Öpeyim biraz yakışıklımı,''dedi ve minik sevgilimin yanaklarını sömürmeye başladı. Korcan gördüğü ilgiden bunalmış olacak ki huysuzlanmaya başladı ve onu halamdan uzaklaştırdım. ''Kaçtık biz!''

Sırma ile beraber gelin odasından çıktık ve dikkatlice merdivenlerden inmeye başladık. Düğünün yapılacağı yer boğaz manzaralı bir polis eviydi.

''Siz hala küs müsünüz?''dedim, lobide durmuş aynadan kendine bakan Sırma'ya. Omuz silkti. ''Yaptığınız şeyi hala hazmedemedim. İkinize de çok kızgınım. Özellikle de ona.''

Ah, evet, o mesele...

Bir hafta önce üniversite yerleştirme sonuçları açıklanmıştı. Ve hepimiz istediğimiz bölümleri kazanmıştık.

Önce Berkant'tan başlayalım. Berkant, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi'nde sahne sanatları bölümünden yetenek sınavlarına başvurmuştu. İki hafta sonra elemelere gidecekti.

Burak, İstanbul Üniversitesi'nde kamu yönetimi okumaya başlamıştı. Bu sene ikinci senesiydi.

Sırma, özel bir üniversite de yarı burslu psikoloji okuyacaktı. Aslında puanı şehir dışında bir yerlere yetiyordu ama Koray amcam onu göndermek istememişti. Sırma da zaten bizlerden uzak yapamacağını söyleyince de çareyi özel üniversite de bulmuşlardı.