(1) Mühür.

798K 21.5K 14.2K
                                    

Eylül yağmurları toprak ile buluşurken ellerini paltosunun cebine koyarak ıslak zemine bastı. Kafasındaki şapkası karanlık yüzünü gölgede bırakırken gördüğü eski bina ile adım atmayı bırakmıştı. Menekşe Sığınma Yurdu, uzun uzun taş duvarlara monte edilmiş tabelaya bakmaktan kendini alamıyordu. Dudakları kıvrıldığında içini tarifi olmayan bir heyecan sardı sonunda beklediği gece gelmişti. İlk kurbanını öldürdüğünde aldığı haz ve tatmin duygusundan fazlasıydı bu. Yeni bir şey deneme fikri tıpkı bir yılan gibi zihnine sızmış ölümcül planının ilk zeminini çocukların bedenine kazımaya gelmişti buraya.

Demir kapıyı ittiğinde kulübedeki adamın sandalyesinde uyuduğunu görünce keyfi yerine geldi anlaşılan müdüre kadın aldığı paranın karşılığını fazlasıyla yerine getirmişti. Çamurlu yoldan geçerek yurdun aralık kapısından içeri girdiğinde ışıkları yakmadan merdivenlere yöneldi. Geleceğini önceden bilen yaşlı kadın elindeki şamdan ile onu merdivenlerin yukarısında bekliyordu. Eski beyaz geceliğinin ipleri sökülmüş omuzlarına attığı siyah şalına sıkıca sarılan kadın onu görünce korkudan yutkundu fakat bazı şeyleri artık değiştiremeyeceğini o da biliyordu. Çocuklar zarar görmeyecekti, sürekli kendisine bunu hatırlatıyordu. Belkide bu onun kendisini kandırma şekliydi fakat bu yalana ihtiyacı vardı. Emekliliğini rahatça geçirecek kadar para almıştı ve çocukların güvende olacağının sözünü ondan almıştı. Tüm hayatı ailesinin sokaklara attığı çocuklara bakmakla geçmişti şimdi ise yaşlanıyordu ona bakacak kimsesi olmadığı için en azından aldığı parayla emekliliğini rahatça geçirebilirdi değil mi? Hem çocukların hiç birine bir şey olmayacaktı ki onlar bu geceyi hatırlamayacaktı bile. Hayır diye geçirdi içinden, onlar iyi olacak bu yaptığım yanlış değil. Her bir çocuğun geleceğini yaktığını bilmeden çıktı vicdanının muharebesinden.

Yurda aldığı yabancının asıl planının korkutucu detayları aklına bile gelmezdi.

“Bu taraftan.” Müdüre kadını takip ederek koridorda düz bir şekilde yürüdüler. Dikkat çekmemek için loş ışıkta attıkları her adım yerdeki eski fayanslarda küçük çıtırtı sesler çıkartıyor bu yaşlı kadını daha da tedirgin ediyordu. Nihayet duraksadıklarında çocukların koruyuculuğunu bu gece yapmayı bırakan kadın yatakhanenin büyük tahta kapısını gıcırtılar çıkartarak açtı. Bu gece ondan aldığı ilacı buradaki tüm çalışanlara bir şekilde içirdiği için kimse etrafta yoktu. Çocuklar bile ilacın etkisiyle ağır bir uykuya dalmıştı. Derin bir nefes alarak yabancının içeri geçmesi için kenara çekilirken son bir kez daha sığındı kendisine söylediği yalana. Onlara bir şey olmayacak.

Yabancı, peşindeki yaşlı kadın ile içeri girince ranzalarında uyuyan çocukları görmek dudakları kıvrılmasını sağladı. Bulunduğu yerden her birini izlerken geleceğe yönelik korkunç planının ilk zeminini bu gece atacak olmasının heyecanı vardı üzerinde. Gözleri yanan şömineyi bulunca hiç vakit kaybetmeden şömineye yaklaştı. Cebinde duran demir mührü çıkartırken her bir hareketi fazla sabırsızca ve aceleciydi. Mührü yukarı kaldırıp yuvarlak ucundaki sembole bakınca keyfi iyice yerine geldi bu bir yarasaydı. Kanatlarını her iki yanına açmış özgürlüğüne doğru uçmak ister gibi orada duruyordu. Yarasanın kabartılardan oluşan şekli özel tasarım çok önceden bu gece için hazırlanmıştı. Çok fazla oyalandığını fark edince bir parmak uzunluğundaki mührü arkasından tutarak kor ateşin közüne uç kısmını bastırdı.  Mühür ısınmaya başladıkça şöminenin sıcağında deri eldivenin içinde olan elinde bir sıcaklık hissediyordu fakat amaçladığı haz şuanda yaşadığı bu küçük acıdan çok daha büyüktü. “Yaşları kaç?” Pütürlü sesi gırtlağından hırıltılar şeklinde çıkarken yaşlı kadın ikinci kez yutkundu. “Buradaki çocuklar biraz daha büyük. Yedi ile on iki yaş arasında hepsi ve otuz çocuk var.” Otuz mu? Güldü onlar gerçekten onun yarasaları olmak için yaratılmışlardı.

YARALASAR(Kitap Oldu)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin