14.BÖLÜM--KARIŞIK

3.5K 177 58
                                    

1 HAFTA SONRA

Sabah uykumun en güzel yerinde telefonumun titremesiyle irkildim. Hala uykumu açamadığım için mesajı bulanık görüyordum. Bir iki kez gözlerimi ovaladıktan sonra gelen mesaja baktım.

" 1 saate hazır ol. Sizin evin ordan alırım." - Aiden

Hadi ama saat daha çok erken bu çocuk sabah kaçta uyanıyordu ki. İtiraz etmek gibi bir şansım olmadığı için yataktan kalktım. Bu etkinlik olayını çok önemsiyordu beyfendi. Her şeyi çok ciddiye alırmış gibi. Zaten bir haftadır sürekli dibimdeydi. Bugün haftasonu ve tatil. Bari bugün rahat olsam. Neyse Caroline yarısı gitti yarısı kaldı. 1 hafta daha dayan.

Tüm bir hafta gerçekten çok yorulmuştum. Candice'ın cenaze töreni herkes için hiç kolay değildi. Onun adına hepimiz konuşma yapmıştık. Ve ben iki lafı bir araya getirmekte bile zorluk çekmiştim. O günden sonra hep Nadia' nın yanında olmaya çalıştık. Ona destek olduk. O gerçekten güçlü biri. Tıpkı annesi gibi. Candice' ın ölmesi onu duygusal anlamda yıprattı. Bir çok büyü çalıştı ve artık eskisinden daha çok şey biliyor. Ama olaylara bakış açısı değişti. Nadia eskisi gibi yumuşak huylu birisi değil artık. Sanki bizden fazla bir şeyler biliyor gibi. İntkam duygusuyla besleniyor.

Bunun yanı sıra sürekli silah kullanma eğitimi alıyorum. Gerçekten bu konuda becereksizim. Ailem vampirlerden tamamen nefret ediyor. Benim aksime kendi başlarının çaresine bakabiliyorlar. Yani en azından öyle düşünüyorlar. Aralarındaki en zayıf halka benim. Ve bu çok kötü bi duygu.

Hazırlanmaya başladım. Siyah darpaça pantolonumu ve üstünde küçük çilekler olan kalın askılı kolsuz bluzumü giydim. Saçımı dağınık bir şekilde topladım. Kıyafetime uygun bir çanta alıp içine telefonumu da koyarak bizimkilerin yanına indim.

Kahvaltı için hazırlanıyorlardı.

" Ben dışarıda bişiler yerim. Aç değilim. Çıkıyorum. " dedim. Annemi ve babamı da öpüp dışarı çıktım. Bahçede beklersem annemler görür diye biraz ilerledim. Bahçeden çıktıktan sonraki yolda beklemeye başladım. Söylediği gibi bir saat olmuştu. Nerde bu ? Telefonumu çıkarıp aradım ama açan olmadı.

" Beni bilerek bekletiyorsan, tamam bekledim işte. Çabuk gel. "

Mesajı gönderdikten sonra yaklaşık 10 dakika daha bekledim. Ah hadi ama şaka mı bu? Madem gelmeyecek beni neden bekletsin ki?

O sırada çok hızlı gelen gri bir araba gördüm. Yolda bekliyordum ve tam anlamıyla üstüme sürüyordu. Hızla bir iki adım geriledim. Yapmasaydım bu hızla kesinlikle bana çarpacaktı. Bu onun arabasıydı.

" Yavaş! " deyerek bağırdım. Genelde hep bağırışıyorduk zaten.

" Acele et ! " dedi. Ön koltuğun kapısını açarken.

Eminim daha çok tartışacaktık o yüzden kendimi tuttum ve hiçbir şey demeden arabaya bindim. Hala çok hızlı sürüyordu.

" Kemerini bağla! " dedi sertçe.

" Ya sen deli mi-"

" Dediğimi yap. Hemen ! "

Aiden' ı hep umursamaz ve ciddi görüyordum. Ama bugün çok daha farklıydı. Hep kısık sesli ve fısıldayarak konuştuğu için bağırmasına alışık değildim. Şuanda ona içimden hakaretler ediyordum. Ama hiçbirini söylemedim. İki dakikada bir arkasına bakıyordu ve bu merkez bankasını soymuş hırsızlar gibi gösteriyordu onu. Daha fazla dayanamadım.

" Ne yaptığını sanıyorsun? Çabuk indir beni arabadan ! "

Kesinlikle söylediğim şeye hiç aldırış etmeden aynı hızla süremeye devam ediyordu. Ve ben trafik kazaları gibi şeylerden çok korktuğum için daha önce hiç bu kadar hızlı giden bir arabada bulunmamıştım. Ağlamamak için kendimi zor tutuyordum.

BİR GENÇ KIZIN SIRLARIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin