Bölüm 8

22.2K 1.2K 157
                                    

Sabah telefonuma gelen mesaj sesiyle gözlerimi zor bela da olsa araladım. Eve dönünce yapacak bir şeyim olmadığından gündüz saatlerimi o kadar çok uykuda geçirmiştim ki tüm gece uyku tutmamıştı. Uyuduğumda gün ağarıyordu. Şimdi de bu saatte kimin beni rahatsız ettiğine bakmak için telefonu elime alınca, mesajın Leonardo'dan geldiğini gördüm. Yarı aralık uyku mahmuru gözlerim anında kocaman açıldı. Mesaj, dün bana verdiği telefona gelmişti. Dün gece uykuya dalmadan hemen önce onu da yastığımın altına saklamıştım. Ama telefon için daha gizli ve güvenli bir yer bulmam şarttı.

"Saat 12:00 de kapıda ol."

Sadece bu kadardı.

İnsan önce bir günaydın der diye kendi kendime sinirle mırıldandım. Ama bunu ondan beklememem gerektiğini de biliyordum. Evime bile gece yarısı gizlice, hiç çekinmeden girebilen bir adam asla normal insanlar gibi günaydın demezdi.

Onu sinir edeceğini bile bile kendime hâkim olamadım ve "Başka bir arzun," diye ukalaca bir cevap yolladım.

Benim onun emir eri olmadığımı söylüyordu ama tam tersi hareket etmekten de geri kalıyordu. Çünkü bildiği tek iletişim şekli belli ki buydu.

Karşılığında; "Beni sınama," yazdığı mesajına sadece sırıttım ve telefonu giysi dolabımın arkasına sakladıktan sonra duş almak için banyoya doğru ilerledim.

Bir önceki gece babam çok net bir şekilde hareketlerime, gideceğim yerlere dikkat etmemi söylemişken Leonardo'yla müstakbel kocamı öldürme planları yapmak da onun yasakları kapsamına giriyordu şüphesiz. Ama Leonardo'yla görüşmek bu durumda yasak olmamalıydı. Yoksa babamın haberi olmadan beni bir yere götürmesi mümkün olamazdı.

***

Leonardo arabasıyla beni evden almaya geldiğinde nereye gideceğimize dair hiçbir fikrim yoktu. O yüzden ne giymem gerektiği konusunda da bir fikrim olamazdı. Ben de biraz olsun onu sinir etmek ve aslında onun dikkatini çekebilme ihtimaliyle ince askılı ve oldukça kısa bir yazlık elbise giymeyi tercih ettim.

Arabada yanına oturur oturmaz gözlerini kısıp, üzerimdekileri süzen Leonardo, "Elbise mi," diye sorunca arkama yaslanıp genişçe sırıttım. İstediğim etkiyi yarattığımı anlayınca içten içe kendimle gurur duydum.

Leonardo beni daha önce bahsettiği, atış talimi yapabilmem için poligona götüreceğini söyleyince "Keşke arada hazır ol ve beni sınama dışında ne giyeceğim konusunda da bir emir verseydin," deyiverdim.

Sonuçta kiralık katil gibi giyinmeme gerek olduğunu düşünmemiştim.

"Alessandra, seninle pikniğe gitmeyeceğimizi biliyordun. Benimle oyun oynamaya kalkma."

"Leonardo, seninle pikniğe gitmeyeceğimizi elbette biliyordum ama suratındaki şu ifade için her şeyi yapardım," derken içimdeki çılgın cesur kızın bile ağzı açık kalmıştı.

Leo bana cevap vermek yerine önüne döndü ve gazı kökledi. Yol boyu da benimle bir daha hiç konuşmadı. Onu sinir etmiştim ve bu bana içten içe büyük bir haz veriyordu. Şımarık bir çocuk gibi davrandığımın farkındaydım ama o benimle hiçbir zaman ilgilenmeyecekti. Bu işte benimleyse ve onunla vakit geçirme şansım varsa ben de bunu kendi bildiğim yoldan yapacaktım.

Araba otoyoldan sapıp şehrin derinliklerine doğru ilerlerken biraz önceki o heyecanım yavaş yavaş kaybolmaya yerini tuhaf bir gerginliğe bırakmıştı. Alışkın olmadığım izbe sokaklarda giderken en çok onun son model arabasına verilecek hasarı düşünüp duruyordum ama Leonardo sanki buralara her gün geliyormuşçasına rahattı. Burası tahmin edilenin aksine gösterişli bir poligonun olabileceği bir yer değildi.

LEONARDOHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin